ACARBİKE: Güzel ve alımlı kadın ACARHATUN: Sevimli, güzel yüzlü kadın ACUNBÜKE: Çok güzel ve cana yakın ACUNGÜNEŞ: Dünyayı aydınlatan güneş AÇA: Ana, analık AÇALYA: Açelya AÇANAY: Ay gibi ışık saçan AÇANGÜL: Açılan gül çiçeği AÇELYA: Fundagillerden kokusuz ama güzel renkli çiçek AÇILAY: Ayın şekilleri, yansıması AÇILEL: Cömert, paylaşmasını bilen ADACAN: Sevimli, cana yakın ADAGÜL: Adada yetişen gül ADALET: Hak ve hukuku uygunluk, hakkı gözetmek ADANIR: Adı ünlenen kimse ADIGÜL: Adını gülden alan ADİLE: Adaletli olan, doğruluktan ayrılmayan AFET: Ortalığı birbirine katacak kadar güzel kadın AFİFE: Namuslu, iffetli, temiz ve dürüşt AFİTAP: Güneş, çok güzel, parlak yüzlü kadın AFŞAR: Atak, uyumlu AHENK: Uyum AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel AHU: Ceylan, karaca, güzel-ince-zarif kadın AHUCAN: Çok güzel dost AHUEDA: Nazlı güzel AHUELA: Çok güzel gözlü AHUGÜL: Çok güzel AHUGÜZAR: Becerikli güzel AHUNAZ: Nazlı güzel, nazenin AHUNİSA: Çok güzel kadın AHUNUR: Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan AHUSEL: Çoşkulu güzellik AHSEN: Çok güzel, en güzel AHUSES: Güzel sesli AJDA: Filiz, sürgün, çok genç AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi AKAY: Ayın en parlak hali AKCAN: Temiz ve dürüst kişi, candan insan AKÇAY: Berrak, temiz, duru akan çay AKDES: Kutsallığa yakın olan AKEL: Eli uğurlu anlamında AKGÜN: Işıklı gün AKSEV: Aydınlığı sev, ışık saç AKSU: Anadolu'da değişik boylarda bir çok akarsuyun adı AKSUNA: Güzelliğiyle ilgi çeken AKŞIN: Beyaz tenli kadın AKYAR: Beyaz tenli sevgili ALA: Karışık renkli, alaca
ALAGÜL: Çok renkli gül ALÇİÇEK: Kırmızı çiçek ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş ALEDA: Nazlı, kaprisli ALEV: Ateşin çıkardığı yalım ALEYNA: Esneklik ve güzelliklere sahip ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun ALGÜL: Kırmızı gül ALKIM: Gökkuşağı ALKIZ: Kırmızı yanaklı, sağlıklı kız ALTIN: Yüksek değerli bir maden ALYA: Yüksek yer, yükseklik, gök AMİNE: Yüreğinde korku olmayan ANDAÇ: Anılar, hatıralar ANKA: Kaf Dağı'nda bulunduğu söylenen masal kuşu ARIN: Katışıksız, temiz, kirden uzak ARMAĞAN: Hediye, ödül ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli ARNİSA: Namuslu kadın ARSEN: Kurtuluş, özgürlük ARSU: Su kadar berrak ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı ARZU: İstek, özlem ARZUCAN: Candan isteyen ASEL: Bal, cennetteki dört sudan biri ASENA: Dişi kurt, güzel kız ASLI: Kök, köken ASLIHAN: Kökeni han soyundan gelen ASLIM: Özü geçmişe ait ASLINAZ: Nazlı olması geçmişinden gelen ASLINUR: Nur saçan bir geçmişi olan ASLISEL: İçi içene sığmayan, coşkulu ASLISU: Geçmişi su kadar temiz olan ASLISIN: Geçmişi gözler önüne seren ASLITAN: Tan vakti kadar etkileyici ve romantic olan ASLITEN: Ağır başlı olan ASLIYEL: Gönüldostu ASLIYAR: Gerçek sevgili ASU: Asi, isyankar ASUCAN: Yerinde duramayan, hınzır çocuk ASUDAL: Genç, afacan ASUDE: Sessiz, sakin, dinlendirici ASUELA: Ela gözlü, yaramaz ASUMAN: Gökyüzü, sema ASYA: Bir kıta adı AŞKIM: Sevdiğim, sevgilim AŞKIN: Aşmış, ileri, üstün AYBEN: Ay gibi, ayın kendisi AYBENİZ: Ay gibi parlak tenli, ay benizli AYBİKE: Ay gibi güzel kız AYBÜKE: Zeki, akıllı AYCAN: İçi aydınlık AYÇA: Yay biçimindeki ay, hilal AYÇİN: Ay gibi, aya benzer AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki AYDAN: Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel AYDENİZ: Hem ay hem de deniz AYEVİ: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi AYGEN: Gönül arkadaşı AYGÖNÜL: Güzel gönüllü AYGÜN: Hem ay, hem gün AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi AYLAN: Ay gibi güzel değerlere sahip olan AYLİN: Ayın çevresinde görülen ışıklı daire AYNUR: Ay ışığı AYPERİ: Ay ve peri gibi çok güzel AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse AYSEL: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan AYSEMA: Ay gibi parıldayan yüz AYSEREN: Güzelliğini gözler önüne seren AYSIN: Sen aysın, ay kadar güzelsin AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak AYSUN: Ay gibi ışıltılı ve güzel AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan AYŞEGÜL: Güller içinde mutlu yaşayan AYŞEN: Neşeli, gülen, aydınlık AYŞIL: Ay ışığı AYTEN: Güzel bir tene sahip olan AZİME: Büyük, yüce AZİZE: Saygın, sevgili, kutsal AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum, bakire, el değmemiş
B ile başlayan kız isimleri ve anlamları
BADE: İçki, şarap, aşk, kutsal sevgi BADEGÜL: Gül renkli şarap BAĞDAT: Irak’ın başkenti BAĞLAN: Birisini sev ve her zaman sadık ol BAHAR: Güzellik, gençlik çağı, doğanın canlandığı mevsim BAHARCAN: Genç ve candan dost BAHARGÜL: Bahar gülü BAHARİYE: Divan edebiyatında bahar tasviriyle başlayan kaside BAHARNAZ: Genç ve nazlı BAHARSU: Genç ve saf olan BAHARSUN: Gençliği ve saflığıyla örnek olan BAHTINAZ: Nazlı bir karaktere sahip olan BAHTINUR: Talihi ile ışık saçan BAHTIŞEN: Neşeli, şanslı bir kadere sahip olan BAKİYE: Arta kalan BALA: Yavru, çocuk BALAHANIM: Küçük hanım BALCA: Bal gibi, bala benzer BALI: Parıltı, ışıltı BALIN: Yar, sevgili BALKIN: Pırıldayan, parlak BALKIZ: Bal kadar tatlı kız BANU: Prenses, hanımefendi BANUHAN: Hatun hükümdar BAŞAK: Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım BEDİZ: Resim, tasvir, süs, bezek BEGÜM: Saygıdeğer hanım, kadın hükümdar BEHİN: İyinin iyisi BEHİYE: Güzel ve alımlı BELEN: İki dağ arasından geçen yol BELFÜ: Kar tanesi BELGİ: İşaret BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen BELGÜN: Aydınlık gün BELİK: Saç örgüsü
BELİN: Şaşkınlık, hayret BELİZ: İşaret, iz, alamet BELKIS: Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı BELMA: Uysal, sakin BELUR: Billur, billurdan olan BENAN: Parmak uçları BENAY: Ay gibi BENGİ: Ölümsüz, sonsuz BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz BENGİSU: Ölümsüzlük suyu BENGÜL: Gül gibi BENİZ: Yüz BENNUR: Işık saçan BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili BERİL: Zümrüt BERİN, BERRİN: En yüksek, en ulu BERKE: Zerdali, kayısı, kamçı, değnek BERNA: Bağlı, bağlanmış, genç, körpe, delikanlı BERRAK: Duru BERRAN: Keskin, kesici BESİME: Sevimli, güler yüzlü BESİSU: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü BESTEGÜL: Gül kadar güzel ve duygulu BETÜL,BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın
diğer isimleri BEYZA: Çok beyaz, lekesiz BİGE: Evlenmemiş, çocuk doğurmamış olan, sultan BİGÜL: Gülmesi temenni edilen BİHTER: En iyi BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın BİLCAN: Bilgili dost BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi BİLHAN: Çok bilgili BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz BİLNAZ: Çok naz eden BİLNUR: Bilge kişi BİNAY: Öylesine güzel ki bin ay eder BİNGÜL: Gülü bol, gül bahçesi BİNNAZ: Çok nazlı, cilveli, kaprisli BİNNUR: Çok ışıklı, ışığı gür BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz BİRBET: Yüzü benzersiz BİRCAN: Herksçe sevilen, candan BİRGEN: Yalnız, yalnızlığa alışkın BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül BİRSEN: Yalnız sen BİRSİN: Biriciksin, teksin BİRSU: “Bir içim su” denilebilecek kadar güzel olan BİRŞEN: Şen şakrak BİRYAR: Tek sevilen BUEDA: Nazlılığıyla bilinen BUGÜL: İşte güzelliğin ta kendisi anlamında BUĞU: Bir cisim üzerinde ince tabaka durumunda yoğunlaşmış sıvı BUKET: Çiçek demeti BURCU: Güzel koku, ıtır BURÇAK: Bir bitki BURÇİN: Dişi geyik, güzel gözlü, ceylan, maral BUSE: Öpücük BÜGE: Bent, su benti BÜKE: Bilgili, akıllı, zeki BÜKEM: Zekice davranışları olan BÜRGE: Canlı, taşkın, coşkun BÜRRAN: Keskin olan BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber BÜYÜM: Büyüleyici, büyülü güzel
C ile başlayan kız isimleri ve anlamları
CAHİDE: Çalışıp çabalayan CANA: Sevgiliye söylenen CANAL: Cana bağlı, cana yakın CANAN: Gönülden sevilmiş, yar CANAY: Ay gibi temiz CANDAN: İçten, gönülden CANDAŞ: Candan, değerli dost CANECE: Sevimli, içten CANEDA: İçten, sevimli kişi CANEL: İçten, candan uzatılan dostluk eli CANEY: Cana yakın CANFİDAN: Taze, yeni, genç CANGÜL: Gül gibi canlı, güzel CANGÜN: İnsanı canlandıran, yüzünü güldüren, içine huzur veren gün CANHANIM: Sevilen hanım CANİK: Gözüpek, korkusuz CANKAT: Hayata neşe ve renk katan CANKIZ: Sevilen, sevimli, şirin kız CANKUT: Sevimli, cana yakın CANSEL: Hayat veren su CANSIN: İçten, gönüldensin CANSU: Can suyu, hayat veren su CAVİDAN: Sürekli, kalıcı olan, sonsuz CELİLE: Büyük, ulu
CEMİLE: Hatır hoşluğu için yapılan hareket CEMRE: Ateş parçası, kor, şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve
toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi CENNET: İyilik yapanların, günahsızların öldükten sonra mutluluğa
kavuşacaklarına inanılan yer CEREN: Ceylan, ahu CEVHER: Bir şeyin özü, güç, enerji CEVZA: İkizler burcunun eski adı CEYDA: Yararlı, herkese iyilik yapan CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı, yapısı ince ve uyumlu olan CİHANBANU: Dünya hükümdarı CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık CİLVENAZ: Nazı özellikle yapan, cilveli / Cilveyle nazı birarada bulunduran CİNAN: Cennetler CİRİM: Hacim CİVELEK: Canlı, neşeli, sokulgan
Ç ile başlayan kız isimleri ve anlamları
ÇABAM: Bir işi yapmak için sarf edilen kişisel gayret ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman
dilimi ÇAĞDA: Yeni bir çağa adım atılmış ÇAĞIN: Şimşek, yıldırım ÇAĞLA: Badem, kayısı, erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali ÇAĞLAYAN: Bir akarsunun yüksek olmayan bir yerden çağıltıyla köpürerek
döküldüğü yer ÇAĞNUR: Çağına ışık saçan ÇAĞRI: Davet ÇAKIL: Su yataklarında sürtünmeyle yuvarlaklaşmış küçük taşlar ÇEVREN: Gökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk ÇIĞLIK: İnce ve keskin bağırış ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi ÇİL: Yeni ve parlak, yüzde oluşan kahverengi küçük benekler ÇİLAY: Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler ÇİLEK: Bir meyve ÇİLEN: Hafif yağan yağmur, çisenti ÇİLER: Şarkılar söyleyen, güzel öten ÇİMEN: Kendiliğinden yetişen yeşil bitki ÇİSE(M): Hafif yağan yağmur(um) ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur ÇOLPAN: Venüs kadar güzel ÇORPAN: Çoban yıldızı, zühre
D ile başlayan kız isimleri ve anlamları
DALGA: Hareketli su kütlesi DALYA: Yıldız çiçeği, can çiçeği DAMLA: Bir sıvının çok küçük miktarı DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki DEĞER: Üstün nitelikli kimse DEHAN: Ağız DELFİN: Yunus balığı DEMET: Çiçek bağlamı, deste DEMİ: Kadife, şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy DEMRE: Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren DERİN: Sığ olmayan DERYA: Büyük deniz anlamında DERYANUR: Bilgisiyle ışık saçan DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir DESTE: Bağlam, demet DESTEGÜL: Bağlanmış gül demeti DEVİN: Hareket, kımıldanış DEVİNSU: Suyun ritmik hareketleri, akarsu DEVRİM: Önemli ve temelli değişiklik, inkilap DEVRİN: Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi DİBA: Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş DİCLE: Bir nehir adı DİCLEHAN: Dicle nehrinin yöresinde yaşayanları buyruğu altına alan DİDAR: Güzel yüz, görme DİDE: Göz, göz bebeği DİDEM: özüm gibi sevdiğim, sevgilim DİLA: Gönlümü çalan DİLAN: Gönüllerce olan, yürekler dolusu DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan DİLARAM: Kalbe huzur veren DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel DİLBER: Alımlı güzel kadın DİLDAR: Gönlü baskı altında tutan sevgili DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan DİLEDA: Konuşmaya nazlanan DİLEGE: Hatiplik yeteneği olan kişi
DİLEK: İstek, rica, arzu DİLELA: Gözü gönlü bir olan DİLEMMA: İkilem DİLEM: Gönül ilacı DİLER: İsteyen, dilekte bulunan DİLFER: Diliyle herkesin gönlünü ferahlatan DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan DİLRÜBA: Gönlü şen, dertsiz DİLSEREN: Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren DİLŞAH: Gönül şahı, sevgili, sultan
DİNİZ: Sakin, dingin DOĞA: Tabiat, yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü DOĞANGÜN: Doğmakta olan gün DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön DOLUNAY: Ayın tam yuvarlak olduğu an DORA: Doruk, zirve DUDU: Başa bağlanan yemeni DURU: Saf, berrak DURUGÜL: Gül gibi temiz olan DURUNAZ: Naz yapmak istemeyen DUYGU: His, gönülde uyanan yankı ya da tepki DUYGUN: Duygulu, hassas, hisli kişi DUYGUNİSA: Duygulu, hassas kadın DUYU: Hissetme, algılama DÜNYA: Yeryüzü DÜRDANE: İnci tanesi DÜRRİYE: İnci gibi parlayan DÜŞ: Hayal, rüya, güzel rüya DÜŞSEL: Hayal gibi olan DÜŞÜM: Hayalimdeki, düşlediğim, istediğim anlamında DÜŞÜNSEL: Düşünce ile ilgili
E ile başlayan kız isimleri ve anlamları
EBRU: Bir sanat dalı, hare gibi dalgalı kumaş ECE: Reis, ulu, kraliçe ECEGÜN: Çok güzel bir günde doğan ECEM: Kraliçem, kadınım ECENAZ: Nazlı güzel ECENUR: Güzelliğiyle göz kamaştıran ECESAY: Güzelliğiyle çevresinde saygı uyandıran ECESEL: Coşkulu bir güzelliğe sahip olan ECESER: Güzelliği gözler önünde olan ECESEREN: Güzelliğini gizlemeden yaşayan ECESOY: Saygın ve güzel soydan gelen ECESU: Su gibi berrak ve güzel ECESUN: Güzelliğini sunan, gösteren ECEŞAN: Güzelliğiyle şöhretlenmiş olan ECEŞEN: Neşeli, şen şakrak ve güzel ECETAN: Tan vakti kadar güzel ECETEN: Çok güzel tene sahip olan ECMEL: Çok güzel EDA: Naz, cilve, davranış, tavır EDAAY: Ay gibi güzel ve nazlı EDACAN: Nazlı ama içten olan kimse EDADİL: İşveli, dilli olan EDAGÜL: Gül gibi güzel ve nazlı EDAGÜN: Nazlı gün, nazenin EDANAZ: Naz yapar gibi EDANUR: Işık saçan nazlı güzel EDASU: Nazlanan EDER: Kıymet, değer EDİBE: Edebiyatla ilgilenen, edepli, terbiyeli EDİS: Uluğa ermiş olan EDİZ: Değeri yüksek, kıymetli EFİL: Rüzgar, dalgalanma EFNAN: Çeşitler EFSER: Taç, başlık EFSUN: Büyü, sihir EFŞAN: Saçan, serpent, dağıtan EGE: Türkiye'nin batısında yer alan deniz, ulu EGENAZ: Ege’nin nazlı kızı EGESOY: Egeli soyundan gelen ELA: Gözde sarıya kaçan kestane rengi ELACAN: Ela gözlü, içten kimse ELANAZ: Ela gözlü, nazlı güzel ELANUR: Ela gözleriyle nur saçan ELBİN: Bin tane el, birlik ELBİR: El birliği, güç birliği ELBİZ: Bizim yer, yöremiz ELÇİM: Elçi olarak gönderilen ELÇİN: Deste, tutam ELDEM: Cana yakın, sevimli ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi, dost, ışık saçan güzel kız ELİFE: Tutku, istek, alışılan şey ELİK: Dağ keçisi ELİM: Çok acı veren ELİT: Seçkin, üstün ELİZ: El izi ELMAS: Değerli bir taş ELVAN: Renkler, çeşitler EMEL: Arzu, özlem EMET: Bereket, bolluk EMİNE: İnanılır, güvenilir ENER: Dağ eteği ENİSE: Sevimli, dost EREM: Cennet ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı ERÇİL: Doğru, inanılır, güvenilir kişi ERDA: Beyaz karınca ERDENAY: Bakır ay EREM: Gönüllü, istekli ERENGÜL: Ermişler gibi akıllı, çevresine huzur veren kimse ERENGÜZ: Biten sonbahar ERENNUR: Evliya gibi ışık saçan ERENŞAN: Olağanüstü sezgileriyle ünlenmiş olan ERGE: Şımarık, nazlı ERGİ: İyi bir şeye erişme hali ERGUVAN: Güzel bir süs ağacı ERGÜL: Erlerin gülü ERİNÇ: Dirlik, rahat, huzur ERİZ: Cömert, mertlik yolu ERKE: Enerji, iş başarma gücü, nazlı ERMA: Çok güzel, nazlı, cilveli ERNA: İşveli, cilveli, şen şakrak sevgili ERZAN: Bol, uygun, layık ESEN: Sağlıklı, salim ESENAY: Ayın önünden geçen rüzgarlı bulutlar ESENGÜL: Rüzgar gibi esen, gül gibi güzel kokan ESENNUR: Işık saçarak rüzgar gibi giden ESENSES: Rüzgar gibi esen ESENYEL: Hafif esen rüzgar ESENYAR: Sağlıklı sevgili ESER: Ortaya konan yapıt ESİM: Rüzgar gibi olan ESİN: Sabah rüzgarı, ilham, güzel fikir ESİNGÜL: İlham veren gül ESİNSES: Sesiyle ilham veren ESİNSU: Berraklığıyla ilham veren ESMA: İsimler, adlar, çok yüksek olan ESMAGÜL: Adı gül ESMANAZ: Adı naz ESMASU: Adı su ESME: Esme işi ESNA: Yüksek, yüce ESRA: En çabuk, çok çabuk EŞAY: Ayin güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan EŞLEM: Selametli, güvenilir EVA: Havva, yaratılan ilk kadın EVİN: Bir şeyin içindeki öz, buğday tanesinin olgunlaşmış içi EVRA: Hisar EVRAN: Talih, alınyazısı EYLEM: Siyasal ve toplumsal hareket, bir kişinin dış etki altında
kalmadan kendisinin gerçekleştirdiği davranış EYLÜL: Sonbaharda bir ay EYŞAN: Güzelliği ile ünlü EZEL: Başlangıcı belli olmayan EZGİ: Melodi, şarkı, türkü EZGİN: Sesi düzenli gelen EZGÜ: Tarz, yol, biçim, bir melodinin içinde belirli yerlerde tekrar
edilen ses dizisi EZO: Ezik, dirençli EZRA: Sözü ve konuşması düzgün
F ile başlayan kız isimleri ve anlamları
FADILA: Fazilet sahibi kadın FADİK: Fatma adının halk arasındaki biçimi FADİME: Fatma adının bir başka söyleniş biçimi FAHİKA: Manevi yönden üstün olan, yüce FAHİRE: Övünülecek, iftihar edilecek FAHRİYE: Bir işi çıkar beklemeden yapan FAHRÜNİSSA: Övünülecek değerde kadın FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın FATMAGÜL: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın FAZİLET: Erdemli, iyi ahlaklı FATOŞ: Fatma adının başka bir söyleniş biçimi FEHİME: Zeki, anlayışlı
FELİN: Mantar FER: Işık, aydınlık FERADİS: Cennet, uçmak FERAH: Aydınlık, iç açıcı FERAHGÜL: Güzelliğiyle neşe saçan FERAHNUR: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı, ışıltı saçması FERCAN: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan FERDA: Gelecek zaman, yarın, kıyamet FERDACAN: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş FERHUNDE: Mübarek, mesut, kutlu, mutlu FERİ: Köke değil dallara ait olan, ikinci derecede olan FERİDE: Eşi benzeri olmayan, tek FERİS: Şık, zarif FERİSU: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan FERNUR: Aydınlık, ışık FERSUDE: Eskimiş, yıpranmış, örselenmiş FERZİN: Kraliçe FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket FEYZAN: Çok bereketli, verimli FEYZİYE: Tanrının bereketi FEZA: Boşluk, sınırsızlık, uzay FİDAN: Yeni yetişen ağaç FİDANGÜL: İnce, uzun, hoş kokulu FİGAN: Çılık, inilti FİGEN: Yaralayan, kıran FİKRET: Fikir, düşünce, amaç, niyet FİKRİYE: Düşünce veya fikirle ilgili FİLİZ: Tohumdan ya da tomurcuktan çıkan körpe sürgün, küçük dal ya da
yaprak FİRDEVS: Cennet bahçeleri FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü FULYA: Nergislerden soğan köklü bir bitki FUNDA: Çalı ormanı, çalılık, püskül, tepelik FURKAN: İyiyle kötüyü, doğru ile yanlışı ayıran her şey FÜREYYA: Parlak, ışıltılı günler FÜRUZAN: Parlayan, parlak FÜSUN: Büyü, sihir FÜSUNNAZ: Gizemli tavır takınan
G ile başlayan kız isimleri ve anlamları
GALE: Kale, kaygısız GAMZE: Nazlı bakma, gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur GAYE: Amaç, erek, maksat GAZAL: Ak geyik, ahu GAZEL: Herhangi bir makamda sesle yapılan taksim, kuruyup dökülen ağaç
yaprağı GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre GELİN: Evlenmek için hazırlanmış kız veya yeni evlenmiş kadın GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek GENCAY: Yeni doğmuş ay, hilal GERÇEK: Yalanı olmayan GİZEM: Sır, aklın erişemediği çözülemeyen şey GONCA: Tam açılmamış çiçek GONCAGÜL: Gül goncası GONCANAZ: Nazlı bir gül gibi olan GONCANUR: Işık saçmaya başlayan GONCASU: Su gibi berrak, gonca gibi hayata hazır GÖKAY: Gökyüzü ile ilgili, kökü ve ucu gökte olan GÖKBEN: Özü genç olan GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel GÖKÇEN: Tanrının gücü ve kuvvetiyle ilgili olan GÖKÇENAZ: Nazlı mavi GÖKSU: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı GÖKYEL: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz GÖNEN: Rutubet, yaşlık GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi GÖNÜLGÜL: Gül gibi zarif bir gönlü olan GÖREZ: Rüzgar GÖRKE: Heybetli GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, ihtişam GÖRSEV: Anında sevilen kişi GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan, çok güzel. GÖZDEM: Beğendiğim, sevdiğim, saydığım GÖZDENAZ: Nazlı güzel GÖZDENUR: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan GÖZEN: İlgi çekici, samimi, pınar GÜHER: Cevher GÜL: Bir çiçek adı, gülmek eylemi GÜLAL: Gülün kırmızısı gibi güzel GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi GÜLBEN: Gül yüzlü, gül gibi beni olan GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer GÜLCAN: Gül gibi güzel kişi GÜLCE: Gül gibi GÜLÇİÇEK: Her yönüyle güzel olan GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven GÜLDEN: Güle ilişkin, gülden yapılmış GÜLEDA: Gül gibi güzel ve nazlı GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu GÜLENAY: Ay gibi gülümseyen güzel
GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan GÜLFER: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran GÜLGEN: Güler yüzlü GÜLGÜN: Gül renkli, gülen, gülümseyen GÜLHAN: Gül kadar çok sevilen, han, hakan GÜLİN: Güzel, zarif GÜLİNAZ: Nazlı, güzel GÜLİSTAN: Gül bahçesi GÜLİZ: Gül yetiştiren GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı GÜLNİHAL: Gül fidanı GÜLNİSA: Gül gibi kadınlar anlamında GÜLNUR: Işık saçan güzellik GÜLPERİ: Gizemli gül, saklı gül GÜLRİZ: Gül saçan GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı GÜLSANEM: Çok güzel kadın GÜLSELİ(N): Coşkulu bir güzelliğe sahip olan GÜLSU: Gül ve su gibi güzel GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında GÜLŞAH: Güzelliğiyle ün salmış olan GÜLŞEN: Gül bahçesi GÜLTEN: Gül tenli, vücudu gül gibi GÜN: 24 saatlik zaman dilimi GÜNAL: Işık al, ışıklı ol GÜNAN: Doğumuyla sevinç getiren GÜNAY: Hem gün, hem ay GÜNÇİÇEK: Ay çiçek GÜNDEN: Güneşten bir parça GÜNDÜZ: Günün aydınlık bölümü GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; bir yön GÜNNAZ: Nazlı kişi GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan GÜNSU: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak GÜRAY: Bol ışıklı ay, güçlü ay GÜRNAZ: Çok nazlı olan GÜRSEL: Bol miktarda ve taşkın olarak akan sel suyu GÜVEN: Güvenmekten, yürekli ol anlamında GÜZ: Sonbahar GÜZAY: Sonbaharı hatırlatacak kadar güzel GÜZEL: Hoşa giden, hayranlık uyandıran GÜZELSU: Güzelliğinin yanı sıra, temizliği ve saflığıyla da göz dolduran GÜZİDE: Seçkin, seçme, seçilmiş GÜZİN: Seçilmiş, seçkin, beğenilen GÜZİR: Çare, derman GÜZÜN: Güz mevsiminde olan
H ile başlayan kız isimleri ve anlamları
HABİBE: Sevgili, seven dost HACER: Taş, göktaşı HACİL: Utancından yüzü kızarmış HADRA: Yeşil HAFİZE: Muhafaza eden, koruyan HAKİKAT: Bir işin doğrusu, gerçeği HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası HALECAN: Candan, içten dost HALEGÜL: Kutsal gül HALENUR: Kutsal ışık HALETAN: Kutsal ışık HALİDE: Sürüp gelen, sürekli, geç yaşlanan HALİME: Sakin, sessiz HANDAN: Güleç, sevinçli, şen şakrak HANDE: Gülüş, gülme, açılma, eğlenme HANDECAN: Gülen dost HANDEGÜL: Gülün açılması HANDENAZ: Nazlı gülüş HANIM: Bayan, eş, zevce HANİFE: Allah'ın birliğine inanan, Hz. Muhammed zamanından önce tek
tanrıya inanan HARE: Sert taş, kaya HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran HASAT: Ürün toplama HASEN: Güzel, güzel yüz HASİBE: Değerli, soylu HASNA: İffetine düşkün kadın HASLET: Doğuştan gelen güzel huy HAVVA: Yaratılan ilk kadın HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü HAYAT: Ömür, yaşam HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği HAZAN: Sonbahar, güz, yaprak dökümü HAZAR: Barış HAZİN: Acıklı, hüzün veren HAZİRAN: Yılın altıncı ayı HEDİYE: Armağan HENNA: Kına ağacı HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça HESNA: Güzel, hanımefendi kadın HEVES: Bir şeye duyulan istek HEVİN: Aşk, sevda HELİN: Yuva HİCRAN: Ayrılık, ayrılığın sebep olduğu dayanılmaz acı HİLÂL: Ayın yay biçimindeki görünüşü, yeni ay HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek HOŞSEDA: Hoşa giden ses HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş, sevda HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan
cennet kuşu HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik HÜNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık HÜRMÜZ: İyilik ve hayır tanrısı HÜRNAZ: Nazlanmakta özgür olan HÜRSEL: Özgürlüğünü yüreğinde coşku ile taşıyan HÜRSEV: Özgürlüğü sev
HÜRREM: Sevinçli, güler yüzlü HÜRRİYET: Özgürlük
HÜSNA: Pek çok güzel HÜSNİYE: Güzellikle ilgili HÜSRAN: Beklenilen şeyin elde edilememesinden duyulan acı HÜSÜN: Güzellik, iyilik, olgunluk HÜZÜN: Tasa, üzüntü
I ile başlayan kız isimleri ve anlamları
IHLAMUR: Güzel kokulu, çiçeği kurutularak şifa niyetine çay olarak
içilen bir ağaç IĞIL: Çok yavaş akan su ILGAZ: Atın dört nala koşması, hücum ILGIM: Serap ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık ILGIT: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında ILIM: Uzlaşmacı, yumuşaklık IRAZ: Hakkına rıza gösteren IRMAK: Akarsuların en büyüğü ISLA: Sulu, verimli IŞIK: Aydınlık, nur IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay IŞILTAN: Tanyerinin ışığı IŞILTI: Parıltı, titrek ışık IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi IŞINAY: Ay gibi ışıldayan IŞINBİKE: Aydınlık saçan kadın IŞINSAL: Işıkla ilgili IŞINSU: Aydınlık, su gibi olan ITIR: Güzel koku, el ve yüze sürülen çiçek özü, esans IZGIN: Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki
İ ile başlayan kız isimleri ve anlamları
İCLAL: Ağırlama, ikram, büyüklük, ululuk İÇİM: Tat alınacak kadan güzel, çok alımlı İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir İDİLSU: Su için yazılmış şarkı İFFET: Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık İLAY: Ülkenin ayı, yurdu aydınlatan İLAYDA: Su perisi İLBÜKE: İlbey hanımı, seçkin hanım İLCAN: Ülkenin canı, sevdiği İLDEM: Pişmanlık duyan İLDEN: Üzgün İLDENİZ: Ülkenin denizi İLEY: Huzur, yön, taraf İLGİ: İki şey arasındaki ilişki, bir şeye duyulan merak İLGİN: Yabancı, gurbette yaşayan İLGÜN: Ülke güneşi, başkaları, yabancılar İLKAY: Ayın ilk hali İLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi İLKCAN: İlk doğan çocuklara verilen ad İLKE: Temel alınan düşünce, kural İLKGÜZ: Eylül ayı İLKNAZ: İlk göz ağrısı İLKNUR: Göze gelen ilk ışık İLKİM: İlk çocuğum anlamında İLKİN: Önce, öncelikle İLKNUR: İlk ışık İLKYAZ: İlkbahar, yaz başı İLMA: Parlatma, belirleme, işaret etme İLSEL: İlle ilişkili, yurtla ilişkili İLSU: Ülkenin suyu, bereketi İLTER: Yurdu koruyan, yurtsever İMER: Zengin, varlıklı İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım İMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında İMREN: İmrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği İNANÇ: İnanılan şey İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde İNCİLAY: Parlama, ışıldama İNCİNUR: İnci gibi ışıklı, parlak İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş, kibar, zarif İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti İREN: Özgür, serbest İRİS: Mitolojide Tanrıların elçisi İSMİHAN: Hükümdar ismi İYEM: Güzellik, iyilik İZEL: El izi anlamında İZEM: Büyüklük, ululuk İZGİ: Güzel, adaletli, zeki İZLEM: İzlemek eylemi İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında
J ile başlayan kız isimleri ve anlamları
JALE: Çiğ, kırağı, sabahları otların üzerinde olan su damlaları JALEDAR: Üzerine şebnem düşmüş, kırağılanmış JALENUR: Parlayan, ışıldayan, çiğ JANSET: Güneşin doğuşu JANSELİ: Güneşin doğduğu yer JASMİN: Yasemin JERFİ: Derin olanın hali, derinlik JERGAR: Deniz yeşili renk JEYAN: Kızan, kükreyen JİNSAL: Çağ, yaş, dönem JİYAN: Kükremiş, kızgın JÜLİDE: Dağınık, karmakarışık, derinlik
K ile başlayan kız isimleri ve anlamları
KADER: Alınyazısı, yazgı, talih KADİFE: Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış hammadde lifleriyle kaplı,
parlak yumuşak kumaş KADİME: Eski, önceki hali hakkında bilgi sahibi olunmayan KADİRE: Çok kuvvetli, gücü tükenmeyen KADRİYE: Şeref, onur, değer KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar KAMELYA: Pembe, kırmızı, beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi KAMER: Ay KAMİLE: Tam, eksiksiz, bilgin, bilgili KAMURAN: İstediğine ulaşmış, mutlu KARACA: Rengi karaya yakın, esmer KARANFİL: Kokulu bir çiçek KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi KARMEN: Parlak kırmızı KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik, ihsan, lütuf KERİME: Cömert, ulu, büyük KEVSER: Cennette bulunduğuna inanılan su KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası KIZILTAN: Kızıl renk almış tan KİBARİYE: İnce, zarif, cömert, asil KOZA: İçinde tohum ya da krizalit bulunan korunak KÖSEM: Cildi temiz, pürüzsüz KUĞU: Beyaz tüylü bir su kuşu KUMRU: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı KUTAY: Kutlu, uğurlu ay KUTSAL: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse KUTSEL: Uğuru bol olan, çok çoşkulu KUZEY: Bir yön KÜBRA: Büyük, ulu
L ile başlayan kız isimleri ve anlamları
LAÇİN: Sarp, yalçın, şiddetli LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan LALE: Çan biçiminde bir çiçek LALEGÜL: Alaturka müzikte bileşik bir makan LALEHAN: Lalelerin sultanı LALEZAR: Lale yetiştirilen yer, lale bahçesi LAMİA: Parlayan, parlak LAMİHA: Işıltılı LATİFE: Yumuşak, hoş, güzel, nazik, güldüren güzel söz LEMA: Parıltı, parlayış LEMAN: Parlama, parıltı LEMİS: Dokunma, elleme LERZAN: Titreyen, titrek LERZE: Titreme LEVİN: Renk, yüzün rengi, beniz LEYAN: Parlayan, parlayıcı, lüks hayat LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın, uzun ve karanlık gece LEYLAK: Mor ve beyaz renklerde çiçek açan, salkım şeklinde, hoş kokulu
bir bitki LEYLİ: Geceye özgü, gece yapılan LEYLİFER: Gece ışığı LEYLİM: En karanlık gece LEZİR: Akıllı, zeki LİLA: Açık eflatun LİNET: Sürgün LODOS: Güneyden esen rüzgar LÜTFİYE: İyi muamele, güzellik ve hoşlukla ilgili LÜTUF: İyilik, güzellik, hoşluk
M ile başlayan kız isimleri ve anlamları
MAHİRE: Hünerli, becerikli MAHPERİ: Güzeller güzeli MAİDE: Üzerinde yemekler bulunan sofra, yemek, ziyafet MANOLYA: Bir süs bitkisi MARAL: Dişi geyik MAVİSU: Deniz MAYIS: Bir bahar ayı MEBRUKE: Kutlu kadın MEDİHA: Övülen, beğenilen, sevilen kadın MEHİR: Ay parçası MEHPARE: Ay parçası gibi güzel MEHTAP: Ay ışığı, dolunay MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın MELDA: Genç, körpe, nazik MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri MELİHA: Güzel, şirin, sevimli MELİKE: Kadın hükümdar, padişah eşi MELİS: Bal, bal arısı MELİSA: Oğul otu MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek MERAL: Dişi geyik, ceylan MERCAN: Deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, kırmızı renkli,
kalker iskeletli bir canlı türü MERİÇ: Ege Denizi'ne dökülen ırmak MERİH: Mars gezegeni MERVE: Mekke'de Safa Dağı’nın karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı MERYEM: İsa Peygamber’in annesinin adı MERZE: Mercan MEYYAL: Meyleden, aşırı istekli MISRA: Manzumenin satırlarından her biri, dize MİHRİBAN: Dost, sevgili, iyi yürekli, güler yüzlü. MİHRİCAN: Dost, sevgili, sonbahar. MİHRİGÜL: Güler yüzlü, dost, sevecen, güzel MİHRİNAZ: Çok nazlı MİHRİNUR: Güldüğünde ışıklar saçan MİMOZA: Bir süs bitkisi MİNA: Mine, şişe, cam, billur MİNE: Maden eşya üstündeki renkli sır MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan MİRCAN: Güneş gibi aydınlık MÜGE: İnci çiçeği MÜJDE: Sevindirici haber MÜJGAN: Kirpikler MÜRŞİDE: Doğru yolu gösteren kılavuz MÜRÜVVET: İyilikseverlik, cömertlik, anne-babaların çocuklarının sünnet,
evlilik gibi mutlu günlerini görme sevinci MÜSECCEL: Sicil defterine, kütüğe yazılmış MÜSLİME: Müslüman MÜSTESNA: Bir bütünün veya kuralın dışında olan MÜYESSER: Kolaylıkla yapılan MÜZEHHER: Çiçekli MÜZEYYEN: Süslenmiş, bezenmiş
N ile başlayan kız isimleri ve anlamları
NADİDE: Az bulunur, görülmemiş, çok değerli NADİRE: Az bulunan NAĞME: Güzel uyumlu ses, ezgi NAHİDE: Venüs gezegeni NAİBE: Birinin yerine geçici olarak oturan vekil NAİME: Bollukta yaşayan NALAN: İnleyen NAİLE: Muradına eren, kazanmış, ele geçirmiş NAME: Mektup, sevgi mektubu NAMİYE: Namlı, ünlü NARGÜL: Ateş renginde kırmızı gül NARİN: İnce, ince yapılı, kibar NASİBE: Birinin payına düşen şey NASİYE: Altın NAŞİDE: Şair, şiir okuyan ve yazan NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış NAZAN: Cilve yapan, nazlanan, nazenin NAZAR: Bakma, göz atma, göz değmesi NAZBAHAR: Nazlı olması güzelliğinden gelen NAZCAN: Nazlı dost NAZER: Nazar NAZGÜL: Gül kadar güzel olan, nazlı NAZGÜZAR: Becerilerini göstermekte nazlanan NAZLI(M): Naz yapan, işveli, edalı NAZLIFER: Ruhunu yansıtmakta nazlanan NAZLIHAN: Naz yapan han anlamında NAZLINUR: Nazlı ışıltı NAZLIŞAH: Nazlanması gücünden kudretinden gelen NECLA: Evlat, çocuk, soylu
NEFİSE: Çok güzel, değerli NEHAR: Gündüz NEHİR: Akarsu, ırmak NEHİRE: Gereğinden fazla NERGİS: Bir süs bitkisi NERMİN: Yumuşak, narin, ince NESLİ: Soylu NESLİHAN: Han soyundan, sevgi ile hükmeden NESLİŞAH: Şah soyundan NESRİN: Yaban gülü NEŞE: Sevinç NEŞVE: Keyif, neşe NEV: Yepyeni NEVA: Ses, ahenk, güç, zenginlik NEVAL: Talih, kader, kısmet NEVADE: Torun NEVBAHAR: İlkbahar, ilkyaz NEVESER: Türk Müziği’nde Dede Efendi'nin bulduğu bileşik bir makam NEVGECE: Yeni yeni oluşan gece NEVGÜL: Yeni açmış gül NEVİD: Yeni, yepyeni NEVİN: Çok yeni, yepyeni NEVRA: Beyaz çiçek, parlaklık NEVRES: Yeni yetişen NEVRUZ: Yeni gün NEYİR: Işıklı, aydınlık, parlak NİGAR: Resim, resim kadar güzel sevgili NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili, fidan NİHAN: Saklanmış, gizli olan, sır NİL: Mısır'da bir nehir NİLAY: Işıklı mavi, ışıklı lacivert NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi NİRAN: Nurlar, aydınlıklar, ışıklar, ateşler NİSA: Kadın, kadınlar NİSAN: Yılın dördüncü ayı NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık NURAL: Kutsal ışık NURAN: Nurlu, ışıklı NURAY: Işık saçan NURCAN: Aydınlık insan NURÇİN: Işık derleyen NURDAN: Işıktan gelen, aydınlıktan yana olan kişi NURFER: Işık veren, aydınlatan, ferahlatan NURPERİ: Bir peri kadar göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan NURSAL: Işıksal ışıkla ilgili NURSAY: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında NURSELİ: Işık seli, ışık yağmuru NURSEZA: Nura layık, ışığa, aydınlığa layık NURTEN: Işık gibi duru tenli NUTİYE: Gökyüzündeki en parlak yıldız NÜKET: Nükte, zarif, güzel sözler NÜKHET: Güzel koku NÜKTE: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz NÜZHET: Neşe, eğlence, sevinç
O ile başlayan kız isimleri ve anlamları
ODANA: Kırgız ve Kaşgar Türkleri’nde dişi peri ODER: Ateş gibi canlı, hareketli ODGÜL: Ateş gülü ODİL: O tatlı dil, o tatlı gönül OGÜL: Gül gibi güzel OKSAL: Oka ilişkin OKSU: Hızlı akan su OKŞAN: Sevil, şefkat gör OKYANUS: Karalar arasındaki büyük denizler OLCA: Ganimet, bolluk OLCAY: Mutlu, ongun, şans, talih OLÇA: Savaşta düşmandan ele geçen ganimet OLGAÇ: Bilgi ve görgüde olgunlaşan OMAY: Gözde, sevilen, beğenilen ONGAR: Kurtuluş ONGU: Sağlık, mutluluk ONGÜL: Ön ayak olmak ORAY: Ateş gibi kızıl renkte ay ORGÜL: Ateş kırmızısı ORKİDE: Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek ORTANCA: Gölgelik yerde yetiştirilen bir süs bitkisi, yaş bakımından üç
kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan OSKAY: Neşesi eksik olmayan OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs OYACAN: Nazlı ve kibar OYLUM: Hacim, dirim, üç boyutluluk etkisi OYSU: İnce, akan su, derecik OYTUN: Beğenilen yer, güzel yer OZANGÜL: İnsanı şair yapan, gül gibi güzel
Ö ile başlayan kız isimleri ve anlamları
ÖDÜL: Armağan ÖĞÜN: Kendini yücelt, zaman, kez, defa ÖĞÜT: Tavsiye ÖMÜR: Yaşama süresi, hayat ÖNAY: Yeni çıkmış ay ÖNGÜL: Direnen, inatçı, öncü, teşvik eden ÖRGÜN: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan ÖVGÜ: Övme, övmek için söylenen söz ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kişi ÖVÜNÇ: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç ÖYKÜ: Hikaye, masal ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı, gerçek ben anlamında ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek ÖZEY: Aydın kişilik ÖZGE: İyi, güzel, cana yakın, şakacı ÖZGECAN: Cana can katan ÖZGEN: Başına buyruk, rahat ÖZGÜ: Özellikle birine ya da bir şeye ait, mahsus olan ÖZGÜL: Gerçek gül, benim gülüm anlamında ÖZGÜR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına
buyruk, hür ÖZİL: Yaşanılan, gerçek il ÖZLEM: Hasret, bir şeye karşı veya bir kişiye duyulan kavuşma isteği ÖZLEN: Hasret çekilen, özlenen ÖZLER: Kavuşma isteği çeken ÖZNİL: Nil gibi verimli ÖZNUR: Özü ışıklı, aydınlık ÖZPERİ: Peri gibi güzel ÖZSEL: Öze bağlı, özle ilgili ÖZSEV: İçten gelen sevgi ÖZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su ÖZÜN: Şiir, hak edilmiş ün ÖZTEN: Güzel tenli ÖZTÜN: Sağlam, sağlıklı kişiliği olan
P ile başlayan kız isimleri ve anlamları
PAKİZE: Çok temiz, hoş ve güzel PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla PAMUK: Uysal, yumuşak kişi PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi PARLA: Başarılı ol, ünün sanın artsın, güzel ol, ışık saç PARLANUR: Nur gibi parla, ışık saç PAYENDE: Kararlı, temelli PEKAY: Ay gibi güzel PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki PELİNSU: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında PELİT: Palamut meşesi ve meyvesi PEMBE: Açık kırmızı renk PEMBEGÜL: Pembe renkli gül gibi olan PEMBENAZ: Nazlı güzel PERÇEM: Kahkül PEREN: Ülker yıldızı PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık, güzel insan,
güzel kimse PERİCAN: İçtenliğiyle güzelleşen kadın PERİHAN: Peri padişahı, perilerin başı PERİNAZ: Çok güzel olmasından ötürü nazlanan PERRAN: Uçan, uçucu PERRİN: Naz, nezaket, gönül tokluğu PERVİN: Ülker yıldızı PERVİZ: Güzellik, cilve PESİN: Sonraki, en son PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları PEYDA: Belli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak PEYKER: Yüz, çehre PEYMA: Ölçen, ölçülü PINAR: Büyük su kaynağı PIRIL: Çok parlak, çok ışıklı PIRILTI: Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık PITIRCIK: Koyu pembe renkli bahar çiçeği PİRAYE: Süs, bezek PİRUZE: Mavi renkli ve değerli bir süs taşı PRENSES: Hükümdar kızı PÜREN: Meşenin filizi PÜRŞAN: Çok şöhretli
R ile başlayan kız isimleri ve anlamları
RABİA: Dördüncü RAHİME: Acıyan, esirgeyen RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık, ışıltı RAHŞENDE: Farlayan, ışıldayan RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş RAVZA: Sulu, su yatağı yer, bahçe REBİA: Bahar RENAN: Çok ses çıkaran, çınlayan RENGİN: Boyalı, renkli RENİM: Bağırma, çığlık REVAN: Yürüyen, giden, akan REVNA: Göz alan, göz alıcı REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu RİMA: Dişi ceylan yavrusu ROMAN: Uzun öykü, çingene ROSA: Gül rengi, pembe kırmızı arası bir renk RUHAN: Güzel kokulu RUHSAR: Yanak, yüz, güzel yüz RUHŞEN: Neşeli, canlı RUHUGÜL: Gül kadar temiz bir ruha sahip olan RUKİYE: Büyü, sihir RÜÇHAN: Üstünlük RÜYA: Düş, hayal RÜYET: Görme.Kalp gözüyle görme
S ile başlayan kız isimleri ve anlamları
SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar, Türk Müziği’nde bir
makam SABAH: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler SADA: Ses, yankı SADE: Yalın, gösterişsiz, süsü sevmeyen SAHİL: Deni, nehir, göl kıyısı SAHRA: Kır, ova, çöl SAİME: Oruçlu, niyetli SAKİNE: Durgun, hareket etmeyen, kımıldamayan, kimseyi rahatsız etmeyen SALİHA: Yararlı, iyi, elverişli SALİSE: Saniyeden daha küçük zaman birimi SALKIM: Üzüm gibi, bir sap üzerinde bir arada bulunan SAMİA: İşitme yetisi SAMİNE: Sekizinci SAMİRE: Meyve veren, meyveli SAMİYE: Duyan, işiten, yüce, ulu, yüksek SAMRU: Yüksek yer, tepe, üst SAMUR: Değerli kürkü olan bir hayvan türü SANAL: Sanlı ol, ünlen SANEM: Çok güzel kadın, put SARA: Halis, saf, katkısız SARAY: Hükümdarların oturduğu büyük yapı SARE: Saf, temiz, kalabalık, topluluk SARGIN: Albenili, çekici, büyüleyici, sevimli, güzel SAYE: Koruma, yardım, sahip çıkma SAYGIN: Sayılan, sevilen SAYIL: Her zaman saygı gör SEBLA: Uzun kirpikli göz SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit SEDA: Ses, yankı SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan
pırıltılı, beyaz, sert bir madde SEDEN: Uyanık, tetikte, gözü açık olmak SEGAH: Doğu müziğinin makamlarından SEHER: Tan ağartısı SEL: Taşkın su SELDA: Bir söğüt cinsi SELEN: Haber, müjde SELİN: Gür akan su SELİNTİ: Ufak sel SELİS: Akıcı söz SELMA: Barış içinde, huzur, erinç SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi ekvator
bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş
ormanlara verilen ad SELVİ: İnce uzun ağaç SEMA: Gökyüzü, göç SEMANUR: Nurlu gökyüzü SEMEN: Yasemin çiçeği, semizlik SEMİN: Değerli, pahalı, semizlik SEMİRAMİS: Babil'in Asma Bahçeleri'ni kurduran Asur kraliçesi SEMRA: Esmer kadın
SENA: Övmek, methetmek, şimşek parıltısı SENAHAN: Metheden, alkışlayan, öven SENAR: Yar, aşık, seven insan SENAY: Ay gibi güzelsin SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak
oynadıkları bir halk dansı, Arapça'da put SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak, toprak SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında
ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı SERAY: Ay gibi güzel SEREN: Gemi direği SERMA: Kış soğuğu SERPİL: Gelişmek, büyümek SERPİN: Yağmur SERRA: Rahatlık, kolaylık SERTAP (SERTAB): İnatçı SEVAL: Severek al anlamında SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk, heves, arzu, kuvvetli istek SEVDEM: Sevginin en son demi SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık
göstermeye yönelten duygu SEVGÜL: Gül gibi sevilen SEVİL: Her zaman sevilen biri ol SEVİM: Sevmek eylemi SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen SEYLAN: Sel, akma, akış SEYYAL: Akıcı, akışkan SEZEN: Hisseden, sezgili SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar SEZGİ: Sezme yeteneği SEZİN: Sezinleme işi, sezme, duygulu, anlayışlı SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası SİM: Gümüş gibi parlak ve beyaz SİMA: Yüz, çehre SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler SİMİRNA: İzmir'in eski adı, Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim SİTARE: Yıldız SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen SONGÜZ: Kasım ayının halk arasındaki adı SONYAZ: Sonbahar SÖZEN: Güzel ve etkileyici konuşma yeteneğine sahip olan SÖZEM: Huzur veren kelimeler SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı SUDAN: Berrak, tertemiz SULTAN: Çoğunlukla Osmanlı padişahlarına ve onların karılarına, kızlarına
verilen unvan SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı, yaban ördeği SUNAY: Tanrıya dilek ve adaklarını sunma işi SUNU: Sunulan her şey SURPERİ: Peri güzeli SUZAN: Yakan, yakıcı SÜHEYLA: Yumuşak ve iyi huylu, mütevazı kadın SÜLÜN: Uzun kuyruklu, güzel bi kuş türü SÜMBÜL: Zambakgillerden süs bitkisi SÜNBÜLE: Başak SÜNDÜS: Ham ipek, ipekli SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek
Ş ile başlayan kız isimleri ve anlamları
ŞADİYE: Kendisiyle barışık olan ŞAFAK: Tan vakti ŞAHDANE: Büyük inci, kenevir tohumu ŞAHANDE: Dindar, mutlu, temiz kalpli ŞAHBANU: Hükümdar eşi, şah hanımı ŞAHESER: Üstün ve kalıcı nitelikte olan ŞAHİDE: Mezarın baş ve ayak ucuna dikilen, üzeri yazılı ve çiçekli mermer
taşı ŞAHİKA: Doruk, zirve ŞAHMERAN: Mitolojide başı insan, gövdesi yılan biçiminde efsanevi canavar ŞAHNAME: Şahların yaşam öyküsünü anlatan manzum eser ŞAHNAZ: Çok nazlı ŞAHNUR: Aydınlık kimse ŞAHVER: İri ve güzel, inci ŞAİKA: İstekli, hevesli, arzulu ŞAN: Ün, nam, şöhret ŞANAL: Adın duyulsun, şöhretli ol ŞAYAN: Yakışır, yaraşır ŞEBNUR: Gecenin ışığı, Ay ışığı ŞEFİKA: Sevecen, şefkatli ŞEHLA: Tatlı şaşı, yarım şaşı ŞEHRAZAT: Kendi kendine yaşayan, özgür ŞEHRİNAZ: Kentin nazlısı ŞEKER: Sevimli, cana yakın ve güzel ŞEMSPARE: Güneş parçası, çok parlak ŞENAY: Ay kadar güzel olup da neşesini yitirmeyen ŞENGÜL: Güler yüzlü, canlı, neşeli ŞENNUR: İnsana huzur veren aydınlık ŞENSU: Mutlu ve su gibi berrak ŞERBET: Tatlı ve şirin, meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan
içecek ŞEREN: Güzel sözler sarf eden ŞERİFE: Kutsal, şerefli, soylu ŞERMİN: Utangaç, mahcup ŞEVVAL: Arabi aylardan onuncu ay, bayram ayı ŞEYDA: Çılgınca aşık olan ŞEZA: Koku, aroma ŞIRAY: Çok aydınlık, çok ışıklı ŞİİR: Bir yazın türü ŞİRİN: Sevimli, cana yakın, hoş ŞİMAL: Kuzey ŞİRAZE: Düzen, nizam ŞİVE: Naz, eda ŞİVENAZ: Çok nazlı ŞÖHRET: Herkesçe tanınma durumu ŞÖLEN: Bir olayı kutlamak amacıyla bir araya gelinerek yenilen yemek,
ziyafet ŞULE: Alev, parıltı ŞÜKRAN: Minnettarlık, iyiliğe karşı duyulan teşekkür ŞÜKRÜYE: Minnettarlık ŞÜKÜFE: Filiz, çiçek
T ile başlayan kız isimleri ve anlamları
TAÇNUR: Mutluluk TAHİRE: Gündoğusundan esen rüzgar TAİBE: Tövbe eden, pişmanlık duyan TALHA: Güzellik TALİA: Güzel, şirin TALİHA: Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar
hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek TAMAY: Dolunay, ayın on dördüncü TAN: Şafak vakti TANAY: Secde eden TANSELİ: Şafak vakti gelen sel TANSU: Parlak ve temiz TANYEL: Katıksız, arı, seçilmiş TANYELİ: Tan vakti esen rüzgar TARA: Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad TAYYİBE: İyi davranış, hoşa giden söz TENAY: Uygun, yakışan, dine uygun hareket eden TENDÜ: Öz, asıl TENNUR: Yüksek, ulu TİJEN: Taç, taçlar TİLBE: Put, güzel kadın TUBA: Güzellik, iyilik, cennette bulunduğuna inanılan büyük ağaç TUĞÇE: Küçük tuğ TULÜ: Doğuş, dogma TUNAY: Sessiz, sakin TUTKU: Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç TUTYA: Sürme TÜLAY: Ayın ince ışığı TÜLİN: Ayın çevresinde görülen ışık halkası TÜNAY: Gece ve ay TÜRKAN: Kraliçe, güzel kız TÜRKÜ: Yankı, ses TÜRKAN: Kraliçe, güzel TÜZÜN: Soylu, asil olan, yumuşak basil
U ile başlayan kız isimleri ve anlamları
UBEYDE: Tanrının kölesi UFUK: Yer ile göğün ya da deniz ile gökyüzünün birleşir gibi göründüğü
nokta UĞUR: Şans, talih, baht, insana iyilik getirdiğine inanılan iyilik
kaynağı UĞURGÜL: Uğurlu gül UHDE: Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev ULYA: En yüce, en ulu, yüksek UMAY: Devlet kuşu UMUR: Görgü, deneyim UNAN: Sadakat, bağlılık, hak URAZ: Şans, talih URZA: Hedef, amaç UTKU: Pek çok emekten sonra ulaşılan mutlu sonuç UTKUGÜL: Güzel bir sonuca ulaşma UYGU: Uyum, ahenk UZAY: Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza UZCA: Yetenekli, becerikle UZEL: Usta, becerikli UZLET: Tek başına yaşama UZVİYET: Canlılık
Ü ile başlayan kız isimleri ve anlamları
ÜLCAN: Ele, avuca sığmayan ÜLGEN: Üstün, yüce ÜLGER: Kadife ÜLKE: Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü,
memleket ÜLKEN: Senin yurdun, memleketin ÜLKÜ: Amaç, ideal ÜLKÜSEL: Ülkü ile ilgili olan ÜMİT: Beklenti, umut etmek ÜMRAN: Uygarlık, medeniyet, ilerleme, mutluluk ÜNLÜ: Ün salmış, şöhretli ÜNSAL: Herkes tarafından tanınan ÜNZİLE: Gönderilmiş ÜREM: Faiz ÜSTÜN: Benzerlerine göre daha üst düzeyde olan ÜZGÜ: Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen üzüntü, eziyet ÜZÜM: Asmanın tane veya kuru olarak yenilen salkım şeklindeki meyvesi
V ile başlayan kız isimleri ve anlamları
VACİBE: Yapılması şart olan şey VACİDE: Varlıklı, zengin VAHİBE: Hibe eden, bağışlayan VAHİDE: Tek yalnızca bir tane VARİDE: Gelen, erişen VECİHE: Güzel, hoş, uygun olan VEDA: Sevilen şeyden ayrılma VEDİA: Korunması için bırakılan emanet VENÜS: Merkür’den sonra güneşe en yakın gezegen, çoban yıldızı VERDA: Gül VERKA: Yabani güvercin VESALET: Aracı olma, vasıta olma VİCDAN: Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten,
kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar, kullar, köleler VİRA: Durmadan, aralıksız, sürekli VUSLAT: Sevgiliye kavuşma
Y ile başlayan kız isimleri ve anlamları
YAĞMUR: Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları YAKUT: Pembe veya erguvan tonlarıyla karışık koyu kırmızı renkte, saydam
olan değerli bir süs taşı YALAZ: Alev YALDIZ: Eşyaya aytın veya gümüş görüntüsü vermek için kullanılan sıvı
veya yaprak durumundaki madde, göz boyama YAPRAK: Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince
bölüm YAREN: Dost, arkadaş YASEMİN: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki YAŞAM: Hayat YELDA: Uzun, yılın en uzun gecesi YELİZ: Ferah yer, aydınlık, havadar YEŞİM: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş YETER: Yeterli, kafi YILDANUR: Nurlu yıl, şanslı yıl YILDIZ: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri YILDIZHAN: Güçlü şans YONCA: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı YOSMA: Genç, güzel, güzelliğiyle baştan çıkaran YOSUN: Tatlı bitkilerin karada ve suda yetişen ilkel yapılı örneklerine
verilen ortak ad YÖRE: Bir bölgenin belli yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü YUDUM: Bir içimlik sıvı YUNA: Yıkanmış, temiz, pak YUNAR: Temiz kişi, temizlik yapan kadın YURDAGÜL: Ülkesini gül gibi güzel gören YURDUM: Vatanım, ülkem YURTSEVİN: Vatanı ile sevinen YÜCENUR: Nurlu, uğurlu kişi YÜKSEL: Başarı kazan, yücel
Z ile başlayan kız isimleri ve anlamları
ZAFİRE: Savaşta düşmanı yenen, muzaffer ZAHİDE: Bağlı olduğu dinin kurallarına ve buyruklarına sıkı sıkı bağlı
olan ZAHİRE: Parlak, açık, belli, ortada görünen ZAİDE: Artan, çoğalan ZAİKA: Tat alma ZAKİRE: Zikreden, dua eden ZALİHA: Superisi ZAMBAK: Güzel, iri çiçekli süs bitkisi ZARAFET: İncelik, güzellik, zariflik ZARİF: İnce yapılı, güzel, hoş ZARİFE: Çekicilik, davranışlarıyla hoşa giden ZARURET: Mecburiyet, zorunluluk ZATİYE: Kişisel, kendine ait ZEHRA: Çok beyaz, parlak yüzlü ZEHRE: Çiçek ZEKİYE: Anlama, kavrama yeteneği olan ZELİHA: Züleyha, su perisi ZELİŞ: Zeliha, su perisi ZENNAN: Kadınlar ZENNUR: Zinnur, nurlu, ışıklı ZERCAN: Altın kalpli arkadaş ZEREN: Anlayışlı, kavrayışlı ZERİN: Altından ya da altına benzer olan ZERRİN: Altından yapılmış ZEYNEP: Değerli taşlar, mücevherler, Süs ZEYNO: Zeynep'in halk dilindeki söylenişi ZİNNUR: Nurlu, ışıklı ZİŞAN: Şanlı, şerefli, bir tür lale ZİYNET: Süs, bezek ZÖHRE: Zühre, çoban yıldızı ZUHAL: Satürn gezegeninin adı ZULAL: Hafif, güzel, soğuk su ZÜBEYDE: Öz, asıl ZÜHRE: Çoban yıldızı, venüs ZÜLAL: Saf, temiz, hafif tatlı su ZÜLEYHA: Su perisi, Hz.Yusuf'un karısı ZÜMRA: Akıllı, çabuk kavrayan kadın ZÜMRÜT: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı