ABİDE: Anıt önemli ve değerli yapıt anlamındadır ABAKAY : Bir Türk boyunun adı ABAY: Hüner, beceri ABBAS: Aslan, çatık kaşlı kimse ABDULHAMİT: Hamdolunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah’ın
kulu ABDULKADİR: Her şeye gücü ve sözü yeten ABDULLAH: Allah'ın kulu. Peygamber (s.a.s)'in en sevdiği isimlerden aynı
zamanda babasının adıdır ABDULREZZAK: Yukarıdan gelen ilk kullardan biri ABDURRAHMAN: Rahman'ın kulu ABDÜLKADİR: Tükenmeyen kuvvete sahip olan ABDÜLREZZAK: Soylu, gücüne güç katan ABDÜRREZZAK: Rızkı bol olan insan ABER: Hz. nuh'un erkek torununun adı ABİDİN: Dua eden, duacı ABREK: Yaşadığı toplumun düzenine karşı gelen, savaşçı ABUZER: Altın suyu. Altın suyu misali parlak ve görkemli ACAR: Becerikli, yetenekli ACARALP: Cesur kişi, yiğit ACARBAY: Zengin, kuvvetli ACARBEY: Güçlü bey ACARER: Gözüpek erkek, yiğit er ACARKAN: Atılgan, güçlü, kuvvetli ACARÖZ: Özü güçlü, yiğit kimse ACARSOY: Yiğit soy, güçlü soy ACARTÜRK: Yiğit Türk, güçlü Türk, gözüpek Türk ACATAY: Güçlü tay ACUN: Sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren ACUNAL: Evrenle, dünya ile ilgili, evrensel ACUNALP: Dünya yiğidi ACUNER: Dünya eri, dünya yiğidi ACUNSEVEN: Evreni seven, dünyayı seven AÇIKALIN: Alnı açık kimse, temiz kişi AÇIKGÜN: Güneşli gün, bulutsuz gün ADAHAN: Adanın hükümdarı, hakimi, yöneticisi ADAL: İyi bir ün kazan, adın yayılsın ADALAN: Adı bilinen, tanınan, iyi ünü olan ADALIR: Adlanır, ad alır, bilinir ADAR: Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı, olgunluk, erginlik, süre
zaman, omuzdaş ADAŞ: Adları eş olanlar, aynı adı taşıyanlardan her biri, kardeş,
edinilmiş olan, arkadaş ADEM: İyi, temiz insan ADIGÜN : Adı aydınlık, gün gibi olan ADISÖNMEZ: Adı sürekli olarak yaşar, adı sürer gider, kuşaktan kuşağa
sürer ADIVAR: Adı yok değil adsız değil, adlandırılmış ADİL: Adaletli ADİN: Cennet ADLIĞ: Adı var, adı sanı bilinen, tanınmış ünlü ADNAN: Eski Türk isimlerinden, iki gökyüzü, iki cennet anlamında ADSAY: Moğol hakanlarından biri ADUŞAN: Ateş, alev AFFAN: Kendini kötülüklerden uzak tutan AFRİN: Suriye'de bir şehir AFŞİN: Savaşlarda askerlerin kullandığı giysi AGAH: Bilgili, uyanık AĞA: Ağabey, köy ve kasabalarda büyük toprak sahibi olan Varlıklı kimse AĞABAY: Ağa ve çok varsıl kimse AĞAN: Geceleri gökte, ara sıra, hızla akıp gittiği görülen ışıklı nokta,
göktaşı, akanyıldız AĞANER: Akanyıldız gibi güzel er, akaner AĞARANTAN: Sabahın erken vakti, tan vakti AĞÇELİK: Çok iyi su verilmiş, çelik, ak çelik AĞER: Temiz kişi, temiz erkek, ak er AĞIRTAŞ: Ağırlığı çok olan taş, ağırbaşlı kimse AHMED: Çok, en çok övülmüş, methedilmiş. Kur’an-ı Kerim’de Saf suresinin
2. ayetinde: Hz.İsa, İsrailoğulları'na: "adı Ahmed olan peygamberi de
müjdeleyici olarak geldim" şeklinde geçen isimlendirme ile Peygamberimizin
isimlerinden birisi AHMET: Övgüye değer AKA: Saygıdeğer kimse, ağa AKABAY: Varlıklı kimse, ağa AKABEY: Varlıklı kimse, ağa ve bey AKAD: Doğru kişi AKADLI: Adı ak, soyu temiz AKAGÜNDÜZ: Asıl adı Enis Avni olan bir yazarımızın takma adı AKAL: Akal AKALAN: Ak alan, ak meydan, beyaz alan AKALIN: Temiz alın, açık alın, ak alın AKALP: Ak yiğit, temiz yiğit AKAN: Akıp gitmekte olan AKANER: Akıp giden yiğit AKANSU : Akıp giden su AKAR: Akmak eylemini yapar AKARCA: Akıp giden su, akan su, akarsu AKARÇAY : Akıp giden su, akıp giden çay AKARSEL : Akıp giden sel AKASOY: Ağa soylu, soyunda ağalık bulunan kimse ağa soyu AKATA: Temiz ata, namuslu ata, lekesiz ata AKATAY: Temiz ve herkesçe bilinen kimse AKAYDIN: Aydınlık, temiz AKBA: Sazlık, bataklık, ağba AKBARAN: Ak güç AKBAŞ: Tane tutamamış ekin, başağı, bir tür ak buğday, şahinden büyük bir
av kuşu AKBATU: Temiz ve güçlü AKBATUR: Namuslu ve yiğit AKBAY: Namuslu ve varsıl olan AKBAYAR: Namuslu, temiz ve yüce AKBEĞ: Namuslu ve varsıl, akbay, ak bey AKBEK: Namuslu ve varsıl AKBEL: Ak, beyaz, ile "bir dağın iki tepesi arasında geçit veren çukurca
yer anlamına gelen "bel" sözcüğünden gelmektedir AKBİLGE: Bilge, temiz bilge AKBORA: Ak yel, ak fırtına AKBUDAK: Ak renkli budak AKBULUT : Beyaz bulut AKBURÇ: Ak renkli kale burcu AKBURÇAK: Bir metre boyu olabilen bir burçak türü AKCEBE: Savaşlarda kullanılan beyaz zırh AKÇAKAYA: Oldukça ak renkli kaya, beyazca kaya AKÇAKIL: Ak renkte küçük taş, akarsu kıyılarındaki ak renkli küçük taş AKÇAL: Ak renge yakın, beyaza yakın beyaza çalan AKÇALI: Para ile ilgili, parası olan zengin AKÇASU: Duru su, ak su AKÇAY: Duru çay, ak su AKÇIL: Beyaza yakın, beyazı çok, içinde ak renk bulunan, kırçıl AKÇINAR: Bir çınar türü AKÇİT: Aydınlık yüz, ışıklı yüz AKDAL: Beyaz dal AKDAMAR: Beyaz damar, akan damar AKDEMİR: Pürüzsüz demir gibi AKDENİZ: Ülkemizin güneyindeki deniz AKDİK: Ak renkte ve dik AKDİKEN: Gövemeriği ya da geyik dikeni de denilen bir bitki alıç AKDİL: İyi, güzel konuşan AKDOĞ: Doğ ve ak git AKDOĞAN: Kıvrık ve kısa gagalı, yırtıcı bir kuş AKDOĞDU: Tertemiz doğan AKDOĞMUŞ: Akça pakça doğmuş, beyaz tenli doğmuş AKDOĞU: Beyaz şafak, ak ışıklı doğu AKDORA: Ak renkte dağ tepesi, ak doruk AKDORUK: Beyaz renkte, ağaçsız dağ tepesi AKDUMAN: Beyaz duman AKDUR: Akıp git ve dur, akıp dur AKEL: Güvenilir kişi anlamındadır bunun yanında doğru, dürüst işler yapan
kişi AKER: Dürüst AKERGİN : Ak ve olgun AKERMAN: Soylu kişi AKERSAN: Yiğit sanlı AKERSOY: Yiğit soylu, dürüst, namuslu AKGİL: Soyu temiz olan AKGİRAY : Temiz ve yaraşır AKGÜÇ: Namuslu ve güçlü AKGÜN: Sevinçli gün AKGÜNDÜZ: Aydınlık gündüz AKGÜNER: Aydınlık sabah vakti AKHAN: Ak soylu han AKI: Yiğit, ağa, kardeş, eli açık AKIALP: Eli açık, yiğit, yiğitler yiğidi AKIMAN: Eli açık, yiğit, yiğit kimse AKINALP: Akın yiğidi AKINER: Akın eri, akın yapan er AKINERİ: Akın yapan yiğit, akıncı yiğit AKINTAN : Tan vakti, tanyeri ağarırken yapılan akın AKIŞ: Akma eylemi AKİF: 1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek
bir yere çekilen
AKİL: Akıllı , rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş , yaptıklarının
farkında olan AKKAŞ: Beyaz renkli yeşim taşı AKKÖZ: Ak renkte göz, ak kor AKLAN: Hızlı akan derecik AKMAN: Yaşlı AKMANER: Lekesiz yiğit, ak alınlı kimse AKÖZ: Özü ak, temiz AKSAL: Birçok kalın direğin yan yana bağlanmasıyla yapılan, düz ve
korkuluksuz deniz ya da ırmak taşıtı AKSAN: Temiz, lekesiz ün AKSAY: Ak renkte yassı taş, boz renkli kayalık yer AKSOY: Temiz soy, lekesiz soy AKSUNGUR: Atmacaya benzeyen bir kuş, akdoğan AKŞIN: Teni ve kılları ak renkli kimse AKŞİT: Uğurlu AKTAN: Aydınlık sabah AKTAŞ: Beyaz taş, kireçtaşı AKTEKİN : Ak şehzade AKTER: Beyaz ter AKTİMUR: Dövme demir, akdemir AKTOLGA : Ak kargı AKTUĞ: Değerli, önemli AKTÜN: Aydınlık gece, ışıklı gece AKÜNAL: Temiz ün sahibi olan AKYEL: Güneyden esen yel, lodos, (kimi yerde) doğudan esen yel, (kimi
yerlerde) kuzeyden esen yel, poyraz ALAADDİN: Din uğruna çalışan kimse ALAATİN: Dini yükseltmek, yüceltmek için çalışan ALANER: Alan eri, meydan yiğidi ALANGU: Altın geyik ALAZ: Ateş ALCAN: Yürekli,cesur ALÇIN: Kırmızıya çalan küçük bir kuş ALDEMİR : Ateşte ısıtılıp kırmızı hale getirilen demir Al-Demir ALDOĞAN: Bir tür doğan ALEMDAR: Bayrak taşıyan, bayraktar ALEN: Saygınlık başarı ALGAN: Fetihler yapan ALGIN: Sevdalı, tutkun, vurgun, aşık, güçlü, dolgun, keskin, iyi, güzel
Algün kızıl gün, al renkli Güneş ALHAN: Al renkli prens ALİ: Yüce, üstün,yüksek ALİCAN: Yüce insan ALİM: Bilim adamı, bilgin ilim bilen,ilimle uğraşan kimse ALİŞAH: Ulu hükümdar ALİŞAN: Ünü büyük ALİYAR: Yar, dost, sevgili anlamlarını taşır. Bunun yanında birleşik
isimdir ALKAN: kırmızı kan, soylu ALKIN: Korkusuz, yiğit, kızıl kın ALKOR: Kıpkırmızı ateş, kızıl köz ALKUN: El gün, herkes ALP: Yiğit, bir sıfat ALPAGUT : Mal mülk sahibi, çiftlik sahibi, kurt seçkin yiğit ALPAĞAN: Yiğit ALPAN: Etrüsk mitolojisinde bir tanrıça. Aşk tanrıçası, yeraltı tanrısı ALPAR: Yiğit, kahraman, yiğit er, alp er, yiğit kişi ALPARSLAN: Korkusuz, yiğit, Soylu, aslan gibi anlamında ALPARTUN: Yiğit ve onurlu ALPAS: Kızıl pas al renkli pas ALPASLAN: Aslan gib yiğit ALPAT: Yiğit al ALPAY: Güçlü, cesur ALPAYDIN: Yiğit ve aydınlık, yiğit ve bilgili yiğit ve aydın ALPÇETİN: Yiğit ve çetin kişi ALPDEMİR: Yiğit ve demir gibi ALPDOĞAN: Cesur doğan ALPER: Yiğit kişi ALPEREN : Yiğit ve ermiş kişi ALPERGİN: Yiğit ve ergin, yiğit ve olgun ALPERMİŞ: Yiğit ve ermiş kişi ALPGİRAY: Kırım hanlarından,"Giray" Kırım hanlarına verilen bir ünvan ALPHAN: Yiğit han ALPKAN: Yiğit, yiğit kanlı, soyca yiğit olan ALPKUTLU: Yiğit ve uğurlu, uğurlu yiğit ALPMAN: Yiğit kimse ALPSÜ: Yiğit asker, yiğit subay, yiğit er ALPTEKİN: Yalnız ve uğurlu cesur kişi ALPTUĞ: Yiğit tuğu, yiğitlik simgesi ALPTUĞRUL: Yiğit alıcı kuş, yiğit doğan ALTANER: Kızıl tan eri, kızıl şafak yiğidi, altın renkli şafak ALTAR: Tapınaklarda üzerinde dini törenler yapılan taş, masa ALTAY: Asya'da Batı Sibirya ile Moğolistan'ı ayıran dağlık alan ALTEMUR: Kırmızı demir ALTINER: Altın gibi değerli kimse ALTINÖZ: Özü altın gibi olan kimse ALTINTUĞ: Çok değerli tuğ ALTUĞ: Kırmızı tüy ALTUNÇ: Kızıl tunç ALTUNER : Çok değerli kimse, altın yiğit AMİL: Faal olan AMMAR: İlk Müslüman olanlardan ANDAK: Ak ant, temiz yemin, diken, sellerin oyduğu yar ANDARKAN: Ateşin efendisi, eski Kırgızlarda bir bitki tanrıçası ANDAY: And içmek, yemin etmek ANI: Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, bir olguyu
anımsatan şey, hatıra ANYA: Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberi APA: Büyük kız kardeş, abla APAYDIN: Işıklar içinde, çok aydınlık ARABUL: Arabuluculuk yap, iki yanın arasını bul, ara ve bul ARAF: Cennet ve cehennem arasındaki yer ARAFAT: Mekke'de bir tepenin adı ARAL: Büyük bir göl ARAN: Ova, kuytu, yer, sıcak yer, kışlak ARAS: Kalın yün, at kılı anlamında (Aras nehri) ARAT: Yürekli cesur ARAZ: İşaret, alamet ARBAS: Çok güçlü erkek ARBAŞ: Mavi gözlü ve sarı saçlı erkek, yaramaz ARCA: Çam ağacı, temiz ARCAN: Temiz saf, namuslu ARDAKAN: Arda nehri civarındakilerin soyu ARDIÇ: Güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen bir ağaç, dağ servisi,
çamgillerden kokulu bir ot ARDIL: Arkadan gelen, sonra gelen (ilk ya da birkaç çocuktan sonra
doğan), öncekinden sonra, ardından gelen AREF: Pek maruf, fazlaca bilinen, arif, anlayışlı ve bilgili AREL: Dürüst ve temiz kimse AREN: Kum tanesi ARES: Mitolojide geçen savaş tanrısı ARGIN: Yorgun, bitkin ARGUN: İlhanlı hükümdarlarından biri ARGÜN: Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün ARHAN: Temiz han, temiz yönetici, yiğit han ARIBAL: Arının yaptığı bal, arı balı, tatlı kimse, hoş kimse, katışıksız,
bal, temiz bal, saf bal ARIBAŞ: Temiz kimse, çalışkan kimse, arı gibi çalışan baş ARICA: Temizce arı gibi ARICAN: Temiz kimse ARIÇ: Dirlik, düzenlik, barış ARIEL: Dürüst, temiz kimse, temiz elli ARIER: Temiz er, katışıksız, er, temiz kimse ARIĞ: Arı, temiz, saf, katışıksız, eti yağı erimiş, arık zayıf ARIK: Eti yağı erimiş, zayıf ARIKAL: Temiz kal ARIKAN: Saf kan, temiz kan, soylu kan ARIKER: Temiz kimse, çelimsiz erkek ARIKUT: Temiz ve kutlu ARIMAN: Dürüst ve temiz kişi ARISAL: Arı gibi çalışkan ARISAN: Adı, sanı temiz kimse ARISOY: Temiz soy, soyu temiz kimse ARIŞ: Kağnı otu ARIT: Arınmasını sağla, temiz bir duruma getir, arılaştır ARITAN: Temiz bir duruma getiren, temizleyen ARITAŞ: Temiz taş ARIYÜZ: Temiz yüz, temiz yüzlü ARİF: Bilen, bilgili ARKADAŞ: Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kişilerden her
biri, bir işte birlikte bulunanlardan her biri ARKAN: Arı kan, temiz kan, soylu kan ARKIN: Arkada, geride olan, ağır, yavaş, sakin dingin ARKUT: Temiz ve uğurlu arı ve kutlu ARMAN: İstek, amaç, dürüst, temiz insan, arı insan ARMANÇ : Hedef. AROL: Arı ol, çalışkan ol ARPAĞ: Büyü sihir ARSAN: Temiz adlı ARSEN: Kurtuluş ARSLAN: Güçlü, yırtıcı ARSLANER: Aslaner ARSOY: Arısoy ARTAÇ: Utanma duygusunu baş tacı eden ARTEMİS: Orman ve savaş tanrıçası ARTUK: Artmış olan, artan,üstün, ünlü Selçuklu emiri ARTUN: Kendine güvenen, onurlu, ağırbaşlı ARTUNÇ: Arı tunç, katışıksız tunç ARU: Arı, katışıksız ARUKAN: Soylu kan, temiz kan, arı kan ARYÜZ: Arı yüz, temiz yüzlü ARZIK: Dine çok bağlı kimse, uysal, iyi huylu ASAF: Vezir ASAL: Bir şeyde öğe olan, temel ASGAR: Küçük, ufak ASIF: Çok şiddetli esen rüzgar ASIL: Başlıca, başta gelen, bir şeyin kendisi, başkası değil, kök, köken,
gerçeklik ASIM: Temiz, namuslu, sağlam karakterli ASİL: Soylu, soylu bir aileden gelen,seçkin insan ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar
kralı ASLANER: Yiğit erkek, yiğit kimse, aslan gibi kimse ASUTAY: Yaramaz, huysuz tay, yaramaz çocuk AŞAN: Öte yana geçip giden, yüksek bir yerin, ötesine geçen, Uygur
yazıtlarında geçen bir ad AŞAR: Aşıp gider, öte yana geçer AŞİR: Samimi dost, arkadaş AŞKAN: Renk, beniz AŞKINER: Üstün er, üstün kimse ATA: Soy ATABAY: Saygıdeğer ve varsıl kimse, Seçuklu döneminde bir unvan, atabey ATABERK: Selçuklu Devleti'nde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs ATABEY: Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen
ünvan ATACAN: Hoşgörüsü olan kimse, babacan ATAÇ: Atalardan sürüp gelen ATADAN: Atalardan sürüp gelen, ataç ATAELİ: Ata yurdu, ataların doğup büyüdüğü, yaşadığı yer ATAHAN: Büyük yönetici, ata durumundaki han ATAK: Atılgan yiğit, yürekli ATAKAN: Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran ATAKER: Atılgan yiğit, atılgan ve yiğit ATAKOL: Atılgan ol ATAKUL: Ataya kul, ataya kul olan, ata kulu, lala ATALAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse ATAMAN : Kazak lideri ATAMER : Benim atam er kişidir, yiğit atam ATANER: Senin atan er kişidir, yiğittir ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan ATAOL: Gelecek kuşaklara baba, ata olasın ATAÖV: Atalar seni övsün ATASAGUN: Hekimlerin babası, atası ATASAY: Atayı say, ataya saygı göster ATASEV: Atayı, ataları, babayı sev ATASEVEN: Atasını, babasını seven ATASEVER: Atalarını seven kimse ATASEVİN: Atalarınla sevin ATASOY: Ata soyu, atadan ATASÜ: Asker babası, asker atası ATAULLAH: Allah'ın hediye ettiği ilk erkek çocuk, Allah'ın bağışladığı,
hediye ettiği, ihsanı, lütfü ATAY: Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü ATIF: Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan ATIL: Fırla ATILAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse ATILGAN: Güçlüklerden ve tehlikelerden yılmayarak daima ileriye atılan,
girişken, tez canlı ATIM: Atılan bir şeyin gidebildiği uzaklık ATINÇ: Atılgan, atak ATİK: Çok hızlı davranan, çevik ATİLLA: Hunların "Tanrının Kırbacı" denilen büyük hükümdarı ATLAN: Ata bin, at sahibi ol ATLAS: Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba, büyük harita ATLI: Atı olan, iyi bir adı bulunan, ünlü, tanınmış, adlı ATTİLA: Hun imparatoru AVEDİS: İyi haber getiren kişi AVNİ: Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgili AYALP: Ay gibi güzel ve yiğit AYANÇ: Saygı AYAS: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, ayaz AYATA: Eski Türklerin inanışına göre gökyüzünün ikinci katında oturan
tanrı, Ay tanrısı AYAYDIN: Çok aydınlık, ay gibi aydınlık, ay ışığı AYAZ: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, bulutsuz ve ay ışıklı
gecede çıkan soğuk AYAZ Ada: Soğuk ve durgun hava AYBAR: İnsanda saygı uyandıran görünüş, görkem AYBARS: Ay gibi parlak ve güzel, pars gibi yırtıcı AYBAY: Ay kadar güzel ve zengin AYBERK: Güçlü AYBEY: Ay gibi doğan erkek, bey AYBORA: Ay kadar güzel, fırtına kadar yıkıcı, ay ve fırtına AYCA: Yüzü ay gibi aydınlık ve güzel olan AYÇETİN : Ay kadar güzel ve çetin AYDEMİR: Demir kadar sert kimse AYDIN: Bilge AYDINALP: Aydınlık ve yiğit AYDINER : Aydınlık yüzlü kimse AYDINTAN: Işıklı sabah vakti, aydınlık sabah vakti AYDOĞDU: Ay gibi doğmuş olan, ay gibi doğan AYDOĞMUŞ: Ay gibi doğmuş, ay kadar güzel olan AYHAN: Büyük hükümdar AYIK: Anlayışlı, uyanık, açıkgöz, zeki AYKAÇ: Güzel söz söyleyen, ozan AYKAN: Kanı ay gibi parlak ve temiz AYKUL: Ay gibi kutlu, ay kadar uğurlu AYKUTLU : Ay gibi güzel ve uğurlu, uğurlu ay AYMAN: Ay gibi güzel kimse AYPAR: Görkem, saygı uyandıran görünüş, aybar AYPARS: Ay gibi güzel ve pars gibi yırtıcı AYPOLAT : Ay gibi güzel ve polat gibi sağlam AYSUNGUR: Ay gibi güzel, sungur, gibi, akdoğan gibi avlayıcı kimse AYTAR: Olanları bildiren, haber veren AYTEKİN : Ay gibi parlak ve biricik. Çok değerli AYTEMUR: Ay gibi güzel ve demir gibi sağlam AYTOK: Ay gibi güzel ve tok AYTOP: Yuvarlak ay, nurtopu gibi AYTUĞ: Mızrağın ucuna yapılmış ayın üstüne yapılan tüy AYTUNA: Ay gibi güzel ve Tuna Irmağı gibi görkemli AYTUNCA: Ay gibi güzel ve Tunca Irmağı gibi görkemli AYTUNÇ: Ay gibi güzel ve tunç gibi sağlam AYTÜN: Aylı gece AYTÜRK: Ay gibi güzel ve Türk gibi güçlü AYVAZ: Köroğlu destanında bir kahraman AYYÜCE: Yücelerdeki Ay AZAD: Kimseye bağlı olmayan,özgür,hür AZAM: En büyük, ulu AZAT: Hür, serbest. Kimseye bağımlı olmayan AZEM: Büyüklük, ululuk AZER: Ateş AZİM: Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, azmeden, azimli AZİZ: Onur sahibi yüce, aaygıdeğer, manevi gücü çok üstün AZMİ: Kemikli, kemikle ilgili, azim sahibi AZRAK: Çok az bulunur, değerli
B ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
BABEK: Kafkas kökenli ayaklanma kahramanı BABÜR: Hindistan aslanı BABÜRŞAH: Moğol Devleti'ni kuran hükümdar BADAK: Ufak tefek, ufak yapılı BADAKALP: Ufak tefek yiğit BADİ: Rüzgarla ilgili BAGATUR : Yiğit, kahraman, batur, alp, bahadır BAĞDAÇ: Bağdaşan, uyuşan dost BAHA: Değer, güzellik BAHADIR : Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen BAHATTİN: Dinin güzelliği BAHİR: Derya, deniz BAHRA: Eski bir sınır kalesi BAHRİ: Denizci, denizle ilgili BAHTİYAR: Mutlu,şanslı BAKIR: Kızıl renkli maden BAKİ: Kalıcı, sürekli BALABAN: Bir tür yırtıcı kuş, iri cins bir tür Doğan BALAMİR: Tarihimizde bir kağan BALATEKİN: Küçümen ve biricik, küçük şehzade BALAY: Ay yüzlü BALDAŞ: Bal gibi tatlı, taş, gibi sağlam, sert BALER: Bal gibi tatlı kimse, bal gibi erkek, yiğit BALKIR: Işıl ışıl parıldar, ışık saçar BALTAŞ: Bal gibi tatlı, taş gibi sağlam, sert BANGU: Çığlık, tiz, ses, yüksek ses, bağırtı, yankı BARAK: Akıllı kişi, şaşkın BARAN: Ulu, yüce, yüksek, iri BARAN EGE: yağmur mevsimi, büyük ulu BARANALP: Güçlü yiğit BARANSEL: Güce, kuvvete ait BARAY: Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz BARBAROS: Büyük denizci, kırmızı sakal BARÇA: Hükümdar BARIN: Güç, kuvvet BARIŞKAN: Barışçıl BARIŞTA: Barış zamanı doğmuş olan
BARKA: Büyük bir çeşit sandal BARKAN: Arap çöllerindeki kumul yapısı BARKEV: Hediye BARLAS: İyi savaşçı BARTU: Eski bir hükümdar BARTUNÇ : Güçlü tunç BARUT: Yanıcı, yakıcı madde BASKI: Kuvvet uygulamak BASKIN: Beklenmeyen ani saldırı BASRİ: Gören, görme ile ilgili, görebilmek BAŞAĞA: Ağaların başı, kıdemli BAŞAT: Hepsinden üstün, benzerlerinden üstün, egemen, en başta gelen BAŞBAY: Çok varsıl kimse, baş zengin
BAŞDOĞAN: İlk doğan BAŞEĞMEZ: Güçlü, baş eğmeyen, yenilmez BAŞER: Başta gelen kimse, başta gelen er BAŞHAN: Hanların başı BAŞKAL: Her zaman baş kalasın BAŞKAN: Baş olan kimse, bir topluluğun başı, önder BAŞKUT: Şanslı, talihli BAŞMAN : İleri gelen, sözü geçen kimse, bir topluluğun ileri gelen başı BAŞOL: Lider ol, başa geç BATI: Bir yön BATIHAN: Batının sultanı, hanı BATIKAN : Batı'nın Hanı ya da Batı'nın Kanı anlamında BATIN: Allah’ın 99 isminden biri BATIRAY: Yiğit Ay, hem yiğit hem ay gibi BATIRHAN: Yiğit han BATTAL: Büyük,iri BATU: Güçlü BATUĞ: Güçlü, yiğit, alp, güneşin battığı yön, batı BATUĞHAN: Güçlü han, yiğit, yönetici BATUHAN: Güçlü Kuvvetli Han, Altınordu devletinin kurucusu Batuhan BATUK: Güçlü, alp, yiğit BATUR: Kahraman BATURALP: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi BATURAY: Hem yiğit hem Ay gibi olan BAVER: güvenmek, inanmak BAYAR: Büyük, yüce BAYBARS: Bir cins kaplan BAYBORA: Zengin Baycan: Zengin kimse BAYDAR: Zengin BAYDOĞAN: Çok zengin doğmuş olan kimse, varsıl doğan BAYDUHAN: Kutluk Devleti şehzadelerinden BAYDUR: Zengin ve ölümsüz olan BAYDURALP: Zengin ve ölümsüz yiğit BAYEZİT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortak adı BAYFUN: Çok yorulmuş,yorgun BAYGÜÇ: Zengin ve güçlü BAYHAN: Zengin han BAYINDIR: İmar edilmiş, onarılmış BAYIR: Bir tepenin eğilimli yeri, yokuş BAYKAL: Büyük bir göl BAYKAM: Sağlığa kavuşturan kimse BAYKAN: Soylu kimse, zengin ve soylu BAYKARA: Doğan türünden yırtıcı bir kuş BAYKURT : Malı mülkü çok olan kurt, zengin ve kurt gibi olan BAYKUT: Kale muhafızı, zengin BAYKUTAY: Zengin, kutlu ve Ay gibi güzel kimse BAYMAN: Zengin kimse BAYRAKTAR: Bayrak taşıyan BAYRAM : Toplumsal özel kutlama günleri BAYRAV: Çok yeğin, şiddetli BAYRUK: Eskimiş BAYSAL: Barış ortamı BAYSAN: Varlıklı ve ünlü BAYSU: Varlıklı ve su gibi değerli BAYTAL: Yokuş BAYTAŞ: Bir beye hizmet eden kimse BAYTEKİN: Zengin ve biricik, varlıklı şehzade BAYTOK: Zengin ve gönlü tok, bir kırgız oymağının kurucusunun adı BAYTÜZÜN: Varlıklı ve adaletli BAYÜLKEN: Eski türk inanışına göre göğün on altıncı katında oturan barış BEDİR: Ayın ondördü, dolunay BEDİRHAN:Han gibi Bedir BEDRETTİN: Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce BEDRİ: Ay gibi, aya benzeyen, aya ait BEHÇET: Sevinç , güzellik BEHİÇ: Gürleryüzlü, şen BEHLÜL: Çok gülen, hayır sahibi, güler yüzlü BEHRAM: Merih Yıldızı BEHZAT: Doğuştan iyi, soylu kişi BEKA: Kalıcı, ölümsüz BEKİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış BEkir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen, çalışkan ve cömert
kimse BEKRİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış BEKTAŞ: Çok sağlam BELEK: Armağan, hediye BELGER: Benzerlerinin içinde seçilen, farklı olan BENGİALP: Yiğitliği ve kahramanlığıyla sonsuza dek anılacak olan kişi BERA: İlim ve irfan sahibi üstün erdemli kişi, fazilet BERAN: Kötülükten uzak, erdemli BERAT: Ödül belgesi BERAY: Ayın en ışıltılı en parlak hali BERDAN: Terk etmek, özgür bırakmak BEREN: Güçlü BERGE: İz, eser BERHAN: Han soyundan, hanla ilgili, han üzerine BERK: Sağlam, şimşek BERKAN: Parıltı,parıldama BERKANT: Sağlam ant BERKAY: Işığı güçlü ay BERKEL: Yiğit, güçlü BERKER: Güçlü, sağlam kişilikli kimse BERKİN: Sağlam güçlü BERKOL: Sağlam ol, güçlü ol BERKSU: Sert su BERKTAN: Günün aniden ağarması BERKTUĞ : Berk sağlam sancak, tuğ Osmanlı’da bir nişan demektir BERSU: Suyun berrak hali BERŞAN: Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse BERTAN: Sabahın en erken meyvesi, şafak yemişi BERTER: Yetenekli, üstün, değerli BERTUĞ: Engel tanımayan, güçlükleri aşan BERZAH: İnsanların ölümden sonra kıyamete kadar bekleyeceği yer BERZAN: Yol gösteren BESİM: Güler yüzlü BEŞİR: Müjde getiren müjdeci BEYAZIT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortakadı BEYBORA: Bora gibi fırtınalı BEYDOĞAN: Zengin doğan BEYREK: Çok nazik olan kimse, beyefendi BEYTULLAH: Allah'ın evi, Kabe BEYZAT: Bey olarak doğmuş olan BİLAL: Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık BİLGEALP: Bilgili ve cesur kişi BİLGETÜRK: En bilgili Türk BİLKAN: Bilgili BİNALİ: Ali'nin oğlu BİRHAN: Tek hükümdar BİRKAN: Soylu BİROL: Tek ol, anlamında BİRTAN: Tek, eşsiz BİŞAR: Altın, gümüş işlemeli değerli eşya BOĞAÇ: Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Küçük yaşta boğa
tarafından öldürüldüğü için kendisine bu isim verilmiştir BOĞAÇHAN: İnanılmaz derecede güçlü , insanüstü gücü olan BORA: Şiddetli fırtına BORAHAN: Hükümdar, yönetici BORAN: Ardından yağış getiren şiddetli rüzgar BORANALP: Sert yiğit BORANSÜ: Fırtına gibi olan er, asker BORGA: Hüküm veren kişi BOTAN: Dicle Nehri'nin bir kolu BOZKURT: Türklerin Orta asyadan çıkışında yol gösterdiğine inanılan
efsanevi kurt BÖRTEÇİN: Yoğun sevgi,tapınma BUGRA: Büyük erkek deve,Turna kuşu,Harizm hükümdarlarından birinin
lakabı,Orta Asya’daki İlk Türk-İslam Devletlerinin hükümdarlarına verilen bir
unvan. BUĞRA: Erkek deve BUĞRAHAN: Yürekli hükümdar, korkusuz hakan BULUT: Havadaki su buharı kütlesi BUMİN: Baykuş, puhu kuşu BURAK: Hz. Muhammedin Miraç'ta bindiği efsanevi ata verilen isim BURÇ: Kale kulesi BURHAN: Delil, kanıt BURHANETTİN: Dinin kanıtı, dinin delili, isbatı BURKAY: İncinmiş kimse BURLA: Ay gibi beyaz yüzlü siyah anlamındadır BÜLENT: Yüksek, ulu BÜNYAMİN: Hz. Yakup'un oğlu
C ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
CABBAR: Güç ve kuvvet sahibi kimse CABİR: Cebreden, zorlayan, galip gelen, aziz ve kuvvetli olan, Allah'ın
hükümlerini uygulamada güç kullanan CAFER: Çay dere küçük akarsu CAHİT: Çok çalışan CALP: Güçlü CANALP: Can yiğit CANBEK: Özü pek, güçlü kişilikli kimse CANBER: Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam CANBERK: Sağlam, canlı, metin CANBEY: İçten davranan CANDAŞ: Dost, yakın CANDEMİR: Canı demir gibi sağlam, demir gibi kimse, demir canlı CANDOĞAN: Doğuştan sevimli ve içten olan CANER: Yürekten sevilecek kimse CANFER: Aydın bilgili, güçlü saygın CANGÜR: Yaşam dolu, canlı CANOL: yaşamım ol, canım ol, bana can ol CANPOLAT: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse CANSER: Yaşama gücü CANSOY: Candan bir soydan CANSUNAY: Yaşam sun ve Ay gibi güzel ol CANTEKİN: Dost, huzur dolu CANTEZ: Aceleci, yerinde duramayan CANTÜRK: Yaşam sevinci veren Türk CARULLAH: Allah'a yakın olan CAVİT: Ebedi, sonsuz CAYMAZ: Sözünden dönmez, verdiği sözü tutar, vazgeçmez CEBRAİL: Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri CELAL: Öfke, kızgınlık CELALETTİN: Büyüklük ululuk, hışım CELASUN: Kahraman, cesur CELAYİR: Moğolların kollarından birinin adı CELİL: Ulu, yüce, manevi değeri yüksek olan CEM: Hükümdar CEMAL: Güzellik CEMALETTİN: Güzellik taşıyan CEMİL: Güzel CENAN: Yürek, gönül kalp CENAP: Şeref, onur CENGİZ: Gözüpek, cesur CENGİZHAN: Eski Moğollar'da Moğol hükümdarı CENK: Savaş CENKER: Savaşçı CESUR: Cesaretli, yürekli CEVAHİR : Kıymetli taş, cevher CEVAN: Farsça'da genç, delikanlı anlamına gelir CEVAT: Eliaçık CEVDET: İyilik, güzellik, olgunluk, büyüklük,tazelik,kusursuzluk CEVHER: Maden kaynağı CEYHUN: Eski Türk isimlerinden, yiğit, güçlü kişi CEZMİ: Kesin karar veren CİHAN: Dünya CİHANER: Dünyaya bedel CİHANGİR: Cihanı ele geçiren CİHANŞAH: Cihan'ın şah'ı CİHAT: Din uğruna savaşmak CİNDORUK: Bir dağın en yüksek noktası, doruğu CİVAN: Yeni yetme, körpe, genç COŞAR: Heyecan dolu, kabına sığmayan COŞKUN: Yerinde durmayan COŞKUNER: Kabına sığmayan kimse, coşkun yiğit, coşkun erkek COŞKUNSU: Taşmış olan akarsu CÖMERT: Pinti olmayan, eliaçık, gönlü yüce CUMA: Müslümanlar için haftanın kutsal günü CUMALİ: Cuma günü doğan CUMHUR: Halk topluluğu CÜNEYT: Binici
Ç ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÇAĞA: Küçük çocuk, yavru, küçük kuş yavrusu ÇAĞACAN: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan ÇAĞACAR: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan ÇAĞAKAN: Çağ, yani zaman gibi akan ÇAĞAN: Mutlu gün, bayram ÇAĞATAY: Yavru at, tay. ÇAĞDA: Çağın içinde ÇAĞDAN: Çağın içinden ÇAĞDAŞ: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır ÇAĞER: Bir çağda yaşayan yiğit. ÇAĞLAYANTÜRK: Coşkulu Türk. ÇAĞMAN: Çağdaş kimse, çağın insanı ÇAKA: Savaş baltası ÇAKIL: Deniz ya da akarsu kıyılarındaki yuvarlak küçük taşlar ÇAKIR: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse ÇAKIRER: Çakır kuşuna benzeyen kimse, ela gözlü kimse ÇAKMAN: Açık süt mavisi renk. ÇAKMUR : Eli sıkı kimse ÇALIŞKAN: İşten yılmayıp çok çalışan ÇAMER: Çam ağacı gibi güzel ve yiğit ÇANGA: İyi bir soydan gelen, soylu ÇAPAR: Durmadan koşan yiğit, atlı ulak ÇAPIN: Çok hızlı koşabilen ÇAVLAN: Bir akarsuyun yüksekten köpürerek döküldüğü yer, çağlayan ÇAVLI: Tanınmış, ünlü, Selçukluların devlet adamlarından birkaçının adı ÇELEBİ: Bey, ağa, görgülü ve ince kimse ÇELİK: Su verilip sertleştirilen demir, polat ÇELİKEL: Eli çelik gibi olan, çelik elli ÇELİKER: Çelik gibi sağlam kimse ÇELİKHAN: Güçlü ve kuvvetli hükümdar. ÇELİKKAN: Sağlam kan ÇELİKÖZ: Özü çelik gibi sağlam olan kimse, çelik özlü ÇELİKTÜRK: Çelik gibi kuvvetli, sağlam, güçlü Türk. ÇERİ: Asker, yeniçeri ÇETİN: İstenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay
olmayan, sert, sarp ÇETİNALP: Zorlu ve yiğit, sert yiğit ÇETİNEL: Zorlu el, güçlü el ÇETİNER: Sağlam ve güçlü kimse, çetin kimse ÇETİNKAYA: Sağlam kaya, kaya gibi çetin ÇETİNÖZ : Özü çetin kimse, çetin özlü ÇETİNSOY: Kolayca yenilmeyen soy ÇETİNSU: Çok hızlı, güçlü akan su. ÇEVİK: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri hızlı, canlı ÇEVİKBİR: Çeviklikte üstüne olmayan. ÇEVİKEL: Eli hızlı olan kimse. ÇEVİKER: Hızlı yiğit ÇEVİKÖZ: Özü çevik olan, çevik kimse ÇEVREN: Gökyüzünün yerle birleşmiş gibi olduğu yer, göz erimi, ufuk ÇIDAM: Güçlü olma,dayanıklılık. ÇINAR: Boyu otuz metreyi bulan, uzun yıllar yaşayan, geniş yapraklı ağaç ÇINAY: Gerçek Ay ÇIRAĞ: Işık, meşale. ÇIRAY: İnsan yüzü ÇOĞAŞ: Isı ve ışık kaynağı olan gökcismi, Güneş ÇOKAN: Dağın en yüce yeri doruk ÇOKER: Çok yiğit
D ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
DAĞARDI: Dağın sırt kısmı,arkası DAĞAŞAN: Dağları aşıp giden, engel tanımayan DAĞHAN: Oğuz tanrılarından biri DAĞISTAN: Türk kökenli Kafkasya ülkesi DAĞLI: Dağlık yerleşim yerlerinde yaşayan kimse DAĞTEKİN: Yalnız ıssız dağ DALAN: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı DALAY: Deniz, dal gibi ince, ay gibi güzel DALOKAY: Çokça beğenilen DALSAR: Saldır ve sar, saldır ve kuşat DAMRA: Peygamber efendimizin süt kardeşinin adı DANIŞ: Bilgi, bilme, danışma DARCAN: Sıkıntılı, sabırsız kimse, serçe büyüklüğünde boz renkli kuş DARDOĞAN: Zamanını beklemeden doğan, sabırsız doğan DARE: Yoldaş, arkadaş DAVRAN: Hamle yap, atak yap DAVUT: Sevgili, bir Peygamber adı DAYANÇ: Katlanma gücü, dayanma gücü, dayanış DAYANÇ: Sabretme gücü DEĞER: Bir şeyin önemi,ederi DEHA: Dahi DELAL: Sevgiden üstün tutulan, hoş, sevimli, naz, cilve DELİCE: Deli gibi taşkın DELİKAN: Coşkulu, yerinde duramayan, çocukluk çağından ergenliğe eren
kimse DEMİR: Çok sağlam bir metal DEMİRALP: Demir gibi sağlam yiğit DEMİRAY: Demir gibi sağlam ve ay gibi güzel DEMİRBİLEK: Sağlam bilekli, güçlü kimse DEMİRBÜKEN: Demiri bükebilecek denli yiğit kimse DEMİRCAN: Çok canlı, sağlam DEMİRDELEN: Demiri delebilecek güçte olan DEMİREL: Güçlü el DEMİRER: Demir gibi sağlam kimse, güçlü kimse DEMİRGÜÇ: Sağlam ve güçlü kimse DEMİRHAN: Güçlü hükümdar DEMİRKAN: Sağlam ve güçlü kan DEMİRKAYA: Demir ve kaya gibi sağlam kimse DEMİRKIRAN: Güçlü kimse, babayiğit DEMİROK: Sağlam ok, demirden yapılmış ok DEMİROL: Demir gibi güçlü ol DEMİRÖZ: Özü demir gibi sağlam olan DEMİRSU: Demir gibi sağlam ve su kadar berrak olan DEMİRTAŞ: Demir ve taş gibi kimse, güçlü kimse, demir gülle DEMİRTİKEN: Demir gibi sağlam biricik olan, demir şehzade DEMİRTUĞ: Demirden yapılmış sorguç DEMİRTÜRK: Demir gibi Türk DEMİRYÜREK: Yürekli, yiğit, korkusuz, güçlü kimse DEMREN: Okun ucuna geçirilmiş demir parçası DENGİZ: Deniz DENGİZER: Denizci, deniz eri, deniz adamı DENİZALP: Denizler yiğidi DENİZER: Denizci, deniz eri, deniz adamı DENİZMAN: Denizci, deniz adamı DENK: Uygunluk, eşitlik durumu DENKER: Uygun er DENKTAŞ: Yük yüklemeye yarayan, taş, denk taşı, aynı yaşta bulunan,
yaşıt, akran, eşit özdeş DERAN: Güzellik DERİNÖZ : Özü derin olan kimse, derin özlü DERLEN: Başkaları seni toplasın, derleme işine konu ol, toparlasınlar,
toplan DERVİŞ: Alçak gönüllü, hoşgörü sahibi
DEVAN: Koşmak, hızla gitmek DEVRAN: Çağ, zaman DEVRİMER: Devrimci, devrim yapan kimse, devrimin yiğidi DİJDAR: Kale bekçisi DİKALP: Dik başlı yiğit DİKER: Başı dik kimse, dik başlı yiğit DİKRAN: Bir kral ismi DİKTAŞ: Eğik olmayan taş DİLAVER: Yiğit, yürekli DİLERCAN: Dileyen can, dileyen kimse DİLMAÇ: Dili çok iyi bilen, dil ustası DİLSAFA: Derdi olmayan, rahat DİLŞAD: Gönlü hoş DİNCEL: Dinç bir duruma gel, dinçleş, dinç el güçlü el DİNÇ: Güçlü, kuvvetli, dayanıklı DİNÇALP: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit DİNÇAY: Güçlü ve ay gibi DİNÇER: Güçlü yiğit kişi DİNÇERK: Güçlü kuvvetli kişi DİNÇKAL: Hep dinç ol DİNÇKAYA: Güçlü kaya, kaya gibi sağlam güçlü DİNÇMEN: Sağlam, güçlü, kimse, güçlü erkek DİNÇOK: Sağlam ok, güçlü ok DİNÇOL: Gücü kuvveti yerinde biri ol, güçlü ol DİNÇÖZ: Dinç kimse, dinç özlü, güçlü kimse DİNÇSAN : Dinç ve ünlü DİNÇSEL: Güçlü sel DİNÇTAŞ: Güçlü taş DİNÇTÜRK: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk DİRENÇ: Karşı koyma DİRİCAN: Sağlıklı güçlü kimse DİRİMTEKİN: Hayat dolu şehzade DİRİSOY: Güçlü soy, canlı soy DİRLİK: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç DİZDAR: Kale komutanı DOĞAL: Olağan olarak ortaya çıkmış olan, doğaya uygun, yapay olmayan,
yapmacıksız DOĞAN: Yırtıcı bir kuş DOĞANALP: Şahin ve yiğit, yiğit kimse DOĞANER: Şahin gibi kimse, şahin gibi yiğit DOĞANTAN: Tan gibi doğmuş olan, yeni tan DOĞAR: Doğmazlık etmez DOĞRUER: Yalan söylemeyen, haksızlık yapmayan kimse, içi dışı bir kimse DOĞRUL: Herhangi bir yöne doğru yönlen, toparlan, dik duruma gel doğru ol DOĞRUOL: Eğrilikten kaçın, haksızlık etme, içi dışı bir ol DOĞRUÖZ: İçi dışı bir kimse, özü doğru DOĞUER: Doğu yiğidi DOĞUHAN: Doğunun hükümdarı DOĞUKAN: Doğunun hakanı DOĞUŞ: Hayata geliş DOLUN: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü DORUKHAN: Yüksekteki hükümdar DORUKTEKİN: Yüce ve biricik, yüce şehzade DOST: Sevilen ve güvenilen yakın arkadaş, gönüldeş DÖNMEZ: İnandığından geri dönmeyen kişi DÖNMEZER: İnandığını yapan kimse, inandığı yolda giden kimse, sözünde
duran yiğit DÖNMEZSOY: Sözünden dönmeyen soy DUHA: Kuşluk vakti, tan yeri DUHAN: Kıyamet gününde çıkacak duman DUMRUL: Dedem Korkut öykülerinde geçen bir ad DURAN: Yerinde kalan, bekleyen DURANER: Duran yiğit DURCAN: Sen cansın, sevgilisin ve yaşamalısın anlamında DURGUNER: Sakin kimse DURHAN: Turhan DURKAN: Soyu tükenmeyen DURMUŞ/Dursun: Çocukların sık ölümleri karşısında konulan dilek ifadesi DURSUN: Kalsın, yaşasın DURUALP: Temiz ve yiğit kimse DURUKAL : Temiz kal, berrak kal DURUKAN: Soylu kan sahibi DURUL: Suyun durulması, aklanması DURUÖZ: Temiz özlü kimse DURUSAN: Adı sanı temiz kimse DURUSOY: Temiz soylu, saf kanlı DURUTEKİN: Temiz ve biricik, pırıl pırıl ve bir tane olan kimse, temiz
şehzade DUYAL: Duygulu duyarlı çabuk duygulanan DÜZGÜN: Yamuk olmayan,doğru
E ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
EBRAR: Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar EBUBEKİR: İlk halife ECEBAY: Varlıklı ve ulu kişi ECEVİT: Açıkgöz, çevik, çalışkan ECİR: Güzel işler karşılığında alınan mükafat EDEBALİ: Osman Gazi'nin hocası EDGÜ: İyi EDGÜALP: İyi ve yiğit EDGÜER: İyi kimse, iyi er EDİP: Edepli terbiyeli, edebiyatla ilgilenen kişi EDİS: Yüce, yüksek EDRA: Vücudu beyaz, başı siyah at EFDAL: En değerli en yüksek EFE: Ege yiğidi, ağabey EFECAN: Afacan, hareketli, ele avuca sığmaz anlamlarını taşır EFECAN / Afacan : Hareketli, ele avuca sığmaz, akıllı EFEKAN: Yiğit bir soydan gelen EFGAN: Ağlamak, feryat etmek EFKAN: Çığlıklar, inlemeler EFLAH: Feraha kavuşan, kurtulan EFLAL: meyveleri yerde, kökleri gökyüzündeki bir cennet meyvesi EFLATUN: Açık mor, leylak rengi ile erguvan arası / Bilgin, bilgili,
herşeyi bilerek doğan çocuk EFRAHİM : Hz Yusuf'un oğlu EFRAN: Sevinçli, mesut EFSANE: Kulaktan kulağa yayılan öykü EFTAL: En değerli en yüksek EGEHAN: Engin denizlerin hükümdarı EGEMEN: Sözünü geçiren EĞİLMEZ: Boyun bükmeyen EĞMEN: Talihli, uğurlu,kısmetli EJDER: Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü EKBER: Kebir kelimesinden, en büyük EKE: Usta, bilgili, deneyli, yetişkin, açıkgöz, zeki EKEMEN: Açıkgöz kimse, zeki kimse, bilgili, görgülü, deneyli kimse, eke EKEN: Tarım ile uğraşan EKENER: Toprağa tohum serpen kimse EKİNER: Tarımla uğraşan kimse EKMEL: En olgun olan EKREM: Pek cömert, iyiliksever ELBEK: İl beyi, ellerin beyi ELBER: İyiligi ve ihsani bol olan demek Elbir: Uzlaştırıcı, arabulucu, bir işi birlikte yapan Elbruz: Boyu uzun yakışıklı Elfida: Feda etme, gözden çıkarma ELGÜN: Kamu, herkes ELİT: Seçkin, üstün ELYESA: Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber EMAN: Güvence EMBİYA: Peygamberler, Evliya EMİN: Güvenilir, kararlı EMİR: Buyruk EMİR EFE: '''Emir''', Müslüman Ortadoğu ülkelerinde bey, askeri komutan,
vali ya da yüksek rütbeli subay EMİR KAAN: Peygamberin soyundan gelen, kükreyen EMİR TAHA: Hz. Ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure EMİRAY: Emir ve ay isimlerinden oluşmuş EMİRBEY: Yöneten saygın kişi EMİRCAN: Peygamberin soyundan gelen EMİRHAN: Emir veren EMİRKAN: Bir kavmin, bir şehrin başı EMRAH: Saz çalan oynayan EMRAN: Kürkler, hayvan derileri. EMRE: Aşık, halk ozanı, arkadaş EMRULLAH: Tanrı buyruğu ENBİYA: Peygamberler ENÇ: Güvenilir kimse, erinçli kişi ENDAM: Gül boylu, ince uzun, güzel endamlı ENER: En yiğit, en er kişi ENES: Peygamber efendimizin komutanı, insan ENEZ: Secereli arap atı ENFAL: Ganimet ENGİNALP: Engin yiğit ENGİNER : Engin yiğit, engin er, engin kimse ENGİNSOY: Geniş soy ENGİNTÜRK: Her yanı sarmış olan Türk - Derin bilgiye sahip Türk ENGİZ: Ağaç filizi ENGÜR: Hepsinden gür olan ENİS: Arkadaş, dost ENİS / Enes: Sevimli, dost canayakın ENSAR: Koruyup gözeten, yardımcı olan ENSARİ: Ensar kişilerden biri ENVER: En ışıklı, en parlaki ER: Erkek, yiğit, kahraman, yürekli, yetenekli, rütbesiz asker ERACAR: Güçlü er gürbüz kimse ERAKALIN: Alnı açık yiğit, ak alınlı kimse ERAKINCI : Akıncı yiğit, akıncı asker ERALKAN: Al kanlı yiğit ERALP: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi ERALTAY: Altay dağlarından gelmiş yiğit ERAN: Yiğit diye anılacak kişi; anmakta geç kalma ERANDAÇ: Başkasından anı kalmış yiğit ERANIL: Yiğit olarak anılasın ERASLAN: Aslan gibi korkusuz ve güçlü olan kişi ERAY: Yiğit kişi ERAYDIN: Aydın yiğit aydınlık yiğit ERBAŞAT: Egemen olan yiğit ERBATUR: Yiğitler yiğidi, er yiğit, bahadır ERBAY: Saygın, yiğit ERBERK: Cesur ve şimşek gibi hızlı ERBEY: Yiğit bey ERBİL: Yiğitliği ile bilinen ERBİLEK: Yiğit bilekli, bükülmez bilekli ERBİLEN: Bilgili, yiğit, bilen er ERBİLİR: Bilen kimse, bilgili ve yiğit ERBUĞ: Yiğitler başı, komutan ERBUĞA: Boğa gibi yiğit kimse, yiğit boğa ERCAN: Yiğit, korkusuz ERCE: Yiğitçe, yiğide benzer bir biçimde ERCENK: Savaşçı erkek ERCÜMENT: Saygın, onurlu ERÇELİK: Çelik gibi yiğit, çelik er ERÇETİN: Sağlam yiğit çetin er, güç er, zorlu er ERÇEVİK: Canlı, hareketli yiğit ERDAĞ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit ERDAL: Yeni dal, taze dal ERDEMALP: Erdemli yiğit ERDEMER: Erdemli yiğit ERDEMİR: Demir kadar güçlü ERDENER: El değmemiş yiğit ERDENİZ: Denizci yiğit kişi ERDİ: Ulaştı, yetişti, olgunlaştı, büyüdü, başakları olgunlaşmış ekin ERDİK: Ulaştık, yetiştik, kavuştuk, eriştik ERDİL: Gönül eri ERDİLEK: Erken dilenen şey ERDİM: Tanrı yolunda ermiş durumuna geldim" "eriştim" "olgunlaştım"
anlamında ERDİN: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin ERDİNÇ: sağlam, güçlü esen ERDOĞ: Erken doğ, yiğit doğ ERDOĞAN: Yiğit doğan kişi ERDOĞDU: Yiğit olarak doğdu, erken doğdu ERDÖL: Erkek çocuk ERDÖLEK: Ağırbaşlı, yiğit, uslu yiğit ERDUR: Yiğit kal ERDURAN: Duran, yaşayan yiğit ERDURU: Katışıksız er, duru er EREK: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek İstenen
sonuç EREKEN: Vaktinden önce eken, erken eken EREL: Yiğit el ERENALP : Ermiş yiğit ERENCAN: Ermiş kimse, ermiş can ERENEL: Ermiş el, yiğit el ERENER: Ermiş yiğit ERENGÜÇ: Ermiş ve güçlü kimse ERENÖZ: Özü ermiş kimse ERENSOY: Ermiş soy, yiğit soy ERENSÜ: Ermiş asker, yiğit subay ERENTÜRK: Her şeyi bilen Türk ERENULUĞ: Ermiş ve ulu kimse ERER: Yiğit er, yiğit erkek EREZ: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki ERGENEKON: Dağın zirvesi ERGENER : Henüz evlenmemiş evlenecek çağa girmiş yiğit ERGİCAN: İstenilen iyi ve güzel şeye erişmiş kimse, erişilmş can
Kendisine kavuşulmuş can ERGİL: Er ile ilgili ERGİNALP: Yetişkin yiğit
ERGİNBAY: Erişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış ve zengin ERGİNCAN: Olgunlaşmış kimse ERGİNER: Yetişmiş, olgunlaşmış er ERGİNSOY: Ergin bir hale gelmiş soy ERGİSOY: İstediğine ulaşmış soydan olan kimse ERGÖKMEN: Gök yüzlü ve sarışın erkek ERGÖR: Erken gör ERGUN: Hızlı , atak ERGUN / ERGÜN: Sert başlı oynak hızlı at / Sulu serpken kar ERGÜÇ: Güçlü er, erkek ve güçlü ERGÜDER : Başka erleri güdecek denli yiğit ERGÜLEÇ: Güler yüzlü kimse, güleç yiğit ERGÜN: Yumuşak huylu ERGÜNEŞ: Erken doğan güneş ERGÜVENÇ: Güvenç olan kimse, güvenilir er ERHAN: Yiğit hükümdar ERHUN: Hun yiğiti ERIŞIK: Yiğit ışık ERİKER: Ermiş ve yiğit, yetişkin yiğit ERİMER: Sevilen kimse, muştu olan er ERİNÇER: Mutluluk içinde yaşayan kimse, dirlik düzenlik içinde yaşayan
erkek ERİS: Uyanık, zeki ERİŞEN: Olgunlaşan, erginleşen, ulaşan, yetişen ERİŞKEN: Erişkin ERİZGİ: Akıllı kimse zeki erkek ERK: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik ERKAL: Yiğit kal ERKAM: Rakam, sayı ERKAN: Erkek kanlı ERKAYA: Kaya gibi güçlü ERKE: İşe çevrilebilen güç ERKEL: Güçle ilgili, güçsel ERKER: Güçlü erkek, güç sahibi kimse ERKINAY: Çalışkan kimse ERKIŞ: Erken gelen kış ERKİN: Tekbaşına iş gören, serbest ERKİNER: İstediği gibi davranabilen erkek, özgür kimse, özgür yiğit ERKMEN : Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse ERKOÇ: Yiğit koç, koç gibi erkek ERKOÇAK : Eliaçık erkek, cömert kimse, yiğit er, koçak er ERKOL: Güçlü ol, güç sahibi ol, yiğit ol ERKSAL: Güç Sal, güç gönder ERKSAN: Güç sahibi ün, güçlü ad ERKSOY: Güçlü soy ERKSUN: Güç ver güç sun ERKTİN: Güçlü ruh ERKUL: Yiğit kul, yiğit kimse ERKUNT: Sağlam er, dayanıklı er
ERKURT: Yiğit kurt ERKUT: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit ERKUTAY: Yiğit, uğurlu ve ay gibi kimse ERKUTLU: Uğurlu yiğit, kutlu yiğit ERLAÇİN: Sarp er, yalçın kaya gibi erkek, şahin gibi erkek ERMAN: Erdemli yiğit ERMİŞ: İstediğine kavuşmuş , dini inançlara göre kendisinde olağanüstü
manevi güç bulunan kişi, evliya ERMUTLU: Mutluluk içinde yaşayan er EROĞAN: Yiğit barış tanrısı, güçlü er EROĞLU: Yiğit kişinin oğlu EROĞUL: Yiğit oğul EROĞUZ: İyi ve doğru erkek, iyi erkek arkadaş, tosun gibi erkek EROL: Erkek ol sözünde dur anlamında EROLAN: Yiğit olan, erkek olan, er olan ERONAT: Güvenilir kimse EROZAN: Yiğit ve şair kimse, yiğit şair ERÖZ: Özü yiğit, yiğit özlü, yiğit kimse ERSAL: Erkenden gönder, erken salıver ERSAN: Yiğit ünlü, er sanlı ERSAY: Yiğit olarak saygı göster ERSAYIN: Saygıdeğer yiğit, saygı gösterilmesi gereken kimse ERSEL: Yiğit sel ERSEN: Kolay, zor olmayan ERSEV: Erkek ol ve sev, erken sev ERSEVEN: Erken seven kimse, yiğit kimse ERSEVİN: Erkenden, vaktinden önce sevinç duy, vaktinden önce sevin ERSEZEN : Vaktinden önce sezen kimse ERSEZER: Erken sezer, vaktinden önce sezer ERSON: son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna
verilen ad ERSOY: Erkek soy, yiğit soy ERSÖZ: Yiğit sözü ERSUN: Erken sun, vaktinden önce sun ERSUNGUR: Yiğit ve doğan gibi yırtıcı ERSÜ: Yiğit asker, yiğit subay ERŞAN: Yiğit, ünlü, yiğit şanlı ERŞAT: Doğru yolu bulan ERŞEN: Şen, yiğit, şen erkek ERTAÇ: Erkekliği taç gibi taşıyan ERTAN: Tan gibi ateş renkli er ERTAŞ: Yiğit ve taş gibi sağlam kimse ERTAY: Yiğit tay ERTAYLAN: Yiğit ve uzun boylu kimse ERTE: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı ERTEK: Yiğit, ve tek er ERTEKİN: Yiğit ve tek, yiğit prens ERTEM: Erdem, fazilet ERTEN: Sabah, gündoğumu anı ERTÖZ: Yiğit ve cevherli kimse ERTUGAY : Yiğitler topluluğu anlamında ERTUĞ: Sorguçlu yiğit, tuğlu yiğit ERTUĞRUL: Temiz yürekli doğru yiğit ERTUNA: Yiğit, Tuna ırmağı ERTUNCA : Yiğit, Tunca ırmağı ERTUNCAY: Yiğit ve tunçtan yapılmış ay ERTUNÇ: Tunçtan yapılmış, sağlam, yiğit erkek ERTUNGA : Yiğit, hükmeden ERTÜN: Akşamın ilk saatleri, gecenin başlangıç saatleri ERTÜRK: Yiğit Türk, erkek Türk ERTÜZ: Yiğit ve adaletli ERTÜZÜN : Düzgün er, yiğit ve düzgün kimse ERÜLGEN: Ulu yiğit, yüce yiğit, metin yiğit ERÜN: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit ERÜNAL: Yiğit olarak tanın, yiğit olarak ün al ERÜSTÜN: Üstün yiğit ERVAN: Yiğit, cesur ERYALÇIN: Çıplak, yalçın kaya gibi yiğit kimse ERYAMAN: Her bakımdan alışılmışın üstünde olan yiğit ERYAVUZ : Çok sert yiğit, yavuz erkek ERYETİŞ: Çabuk gel ERYILMAZ: Hiçbir şeyden korkusu olmayan yiğit, gözü korkusuz yiğit ERYİĞİT: Yiğit erkek ERZAN: Uygun, münasip, layık ESAD: Çok uğurlu ve mutlu ESAT: Çok uğurlu ve mutlu ESENALP : Sağlıklı yiğit ESENDEMİR: Sağlıklı ve demir gibi ESENER: Sağlıklı yiğit ESENTÜRK: Sağlıklı Türk ESERALP: Yiğitliği dilden dile rüzgar gibi dolanan ESERBEY : Çok yakışıklı ve beyefendi kişi ESİNER: Sabah yeli gibi tatlı ve yiğit kimse, esin veren kimse ESKİN: Yel, sert esen yel ESKİNALP: Sert esen yel gibi yiğit EŞREF: Şerefli, şeref sahibi, uğurlu ETEM: Eksiksiz, tam ETHEM: Kara, yağız at ETİKA: Günah işlemeyen ETİZ: Yüce, yüksek, değerli ETKA: Takvayla yaşayan,Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen ETKİN: Etkileyici, yaptırıcı EVGİN: Gecikmemesi gereken. EVLİYA: Ermişler, koruyup gözetenler, Allah'a yakın olanlar EVRE: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri,
alınan yol aşama EVREN: Kainat EVRENSEL: Dünya ölçüsünde olan EVSAD: Ahlak, huy EYMEN: Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı, kutlu EYMÜR: Varlıklı, iyi durumda olan oğuzlarda boy adı EYÜP: Sabırın simgesi olmuş bir peygamber EZDİ: Ezmek eylemini yaptı, ezip geçti, yendi EZGÜTEKİN: İyi şehzade
F ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
FADIL: Erdemli, üstün, parlak FAHİR: Onurlu, övülecek FAHRETTİN: Karşılıksız kabul edilen görev, iş FAHRİ: Gönüllü, onuru için o işi yapan FAİK: Başkalarından daha ileri, üstün FAKİR: Yoksul FALAZ: Toz savuran rüzgar FARİS: Binici, ata binmekte maharetli olan kişi, anlayışlı FARUK: Adaletli, hukuklu, keskin kararlı FATİH: Ülkeleri ele geçiren, fetheden FATİH MERT: Özü, sözü doğru yiğit, fetheden ve hüküm veren, Cenab-ı
Hakk'ın sıfatlarından biri FAYSAL: Keskin kılıç, hakim FAZIL: Erdemli, manevi değerce üstün FAZLI: Fazilet sahibi FEDAİ: Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen
korkusuz kimse FEHAMETTİN: Büyüklük, ululuk gösteren kişi FEHİM: Anlayışlı, çabuk kavrayan FEHMİ: Anlayışlı kişi FELEYTUN: Lider FERAMUZ: Kale muhafızı, koruyucu FERDANE: Tek, yalnız FERDİ: Bireysel, tek başına FERHAN: Sevinçli, mutlu FERHAT: Zorluklarla savaşan FERİD: Bir tane, eşsiz FERİDUN: Tek, eşsiz, benzeri olmayan FERİT: Eşsiz benzersiz FERMAN: Buyruk, emir FERRAN: İki isimin baş ve son parçalarından oluşturulmuş FERRUH: Uğurlu, kutlu, aydınlık yüzlü kişi FERYAT: Çığlık, haykırış FETHİ: Fetih ile ilgili FETHULLAH: Tanrının fethi FETİH: Açılış, zafer FETTAH: Zafer kazanmış, üstün gelen, kullarının kapalı işlerini açan,
Cenab-ı hakk'ın isimlerinden FEVZİ: Üstünlük, başarı, zafer ile ilgili FEYYAZ: Bereketli, gür, bol FEYZİ: Bereket, bolluk ile ilgili FEYZULLAH: Allah'ın feyzi, bereketi FEZA: Gökyüzü, uzay FIRAT: Geçit veren; ilk gelene ait olan; bir akarsuyumuz FİKRET: Düşünen, düşünce ile ilgi FİKRETTİN: Dini düşünce FİKRİ: Düşüncesel FİRAS: Yiğit, mert, binici, at yetiştirici FUAT: Yürek, kalp, gönül FURKAN: Yanlış ile doğruyu ayırt eden FÜRKAN: Hakkı, batıldan, doğruyu yanlıştan ayırma, tefrik
G ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
GAFFAR: Acıyan, bağışlayan GAFFUR: Bağışlayan, acıyan GAFUR: Bağışlayıcı, günahları affedici GALİP: Kazanan, üstün GANİ: Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen GARABED: Liderlik yapan, öncü GARİP: Kimsesiz, yalnız, yabancı, tuhaf GAYRET: Olağanüstü çalışma, çaba, çalışma isteği, koruma, kayırma,
esirgeme duygusu GAZANFER: Yüreği ve bileği sağlam olan GAZİ: Savaşta yara alan GENCALP: Genç, yiğit GENCAY: Genç, güçlü kişi GENCER: Delikanlı, genç yiğit GENCO: Genç o anlamına GENÇ: Dinç, güçlü, sağlıklı GENÇKAL: Hiç yaşlanma, her zaman genç kal GENÇSOY: Yaşlı olmayan soydan, dinç kimse, soylu genç GERAY: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay GERÇEK: Doğru, hakikat, var olan GERÇEKER: Aslına uygun nitelikler taşıyan yiğit, gerçek yiğit GERMAN: Hisar, kale
GEZEGEN: Uzay boşluğundaki ışığı yansıtan cisimlerin ortak adı GEZGİN: Yeni yerler görmek ereğiyle geziye çıkan kimse GIYASEDDİN: Dinin yaratılmasına yardımcı olan GİRAN: Ağırbaşlı, sakin GİRAY: Kırım hanı GİRGİN: Girişken, sokulgan GİZAY: Gizlenmiş ay, saklı ay GİZER: Giz gibi saklanan yiğit GİZMEN: Giz saklayan kimse, sırdaş GOKAY: Gök ve ay gibi güzel olan GÖĞEN: Gök, mavi, yeşillik GÖĞÜŞ: Sarı saçlı ve mavi gözlü kimse, gökmen GÖKALP: Gök gibi, yiğit, kuvvetli GÖKBARAN: Gökteki güç; gök gücü GÖKBAY: Gök yüzlü ve zengin kimse GÖKBEL: Yeşil bir dağın geçit veren yeri GÖKBELEN: Yeşil bir dağın geçit veren yeri; yeşil tepe GÖKBERK: Yeşil yaprak GÖKBEY: Mavi gözlü bey GÖKBORA: Fırtınalı gökyüzü GÖKCAN: Yeşermiş, taze can, özlemle dolu can GÖKÇEBEY: Mavi gözlü yiğit bey GÖKÇEER: Mavi gözlü yiğit, sevimli yiğit GÖKÇEL: Gök ile ilgili, gök rengini andıran GÖKÇEM: Mavi gözlüm GÖKDAL: Yeşil dal GÖKDEMİR: Demir rengi, yeşil-mavi renk GÖKDENİZ: Büyük mavi deniz GÖKER: Çok yiğit GÖKHAN: Göklerin hükümdarı GÖKHUN: Eski Türk isimlerinden GÖKMENALP: Mavi gözlü ve sarışın yiğit GÖKMENER: Mavi gözlü sarışın yiğit GÖKSAGUN: Mavi gözlü hekim GÖKSAN: Şanı yüksek kimse GÖKSEKİN: Gökyüzü senindir anlamında GÖKSEVEN: Mavi seven, gökyüzünü seven GÖKSEVER: Mavi sever, göğü sever, gökyüzünü sever GÖKSOY: Gökyüzünden gelen GÖKTAN: Mavi şafak, mavi tan GÖKTAŞ: Mavi taş, uğur GÖKTEKİN: Gökyüzlü ve biricik, mavi gözlü şehzade GÖKTUĞ: Gök renkli Tuğ sahibi GÖKTUNA: Mavi Tuna GÖKTUNÇ: Mavi gözlü ve tunç gibi GÖKTÜRK: Bir Türk boyu GÖNEN: Mutlu, sevinçli GÖRGÜN: Görme yetisi olan, gören, görmüş olan, iyi gören GÖRKAY: Güzel Ay, görkemli ay GÖRKER: Güzel ve yiğit kimse GÖRKMEN: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek GÖZEN: Albenisi olan, göze güzel görünen, çekici, pınar, kaynak, göze GUBBETTİN: Allah’ın adamı, mübarek insan GUJAN: Atik, güçlü GURUR: Öz saygı GÜCÜM: Dayandığım şey, dayanağım, güç aldığım GÜCÜMER: Benim dayanağım olan yiğit, gücüm olan yiğit GÜÇAL: Güç al GÜÇHAN: Çetin han, güçlü han GÜÇKAN: Güçlü soydan olan kimse GÜÇLÜ: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer GÜÇLÜER: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit GÜÇLÜHAN: Kuvvetli hükümdar GÜÇLÜTÜRK: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk GÜÇSEL: Çetin sel, zorlu sel, güçle ilgili, enerjik GÜÇYENER: Yenici güç, zorlu güç GÜÇYETER: Yeter güç GÜLBAY: Gül gibi zarif ve saygın kişi GÜLEÇER: Güler yüzlü yiğit GÜLENER: Güler yüzlü yiğit, güleç er GÜLERTAN: Gülümseyen sabah vakti GÜLHAN: Gül gibi güzel hakan GÜLMEN: Güler yüzlü kimse, güleç GÜLTAN: Sabah vaktinin gülü, tan gülü GÜLTEKİN: Güvenilir kişi GÜNAL: Kırmızı güneş GÜNALP: Güzel gün GÜNALTAN: Kızıl sabah vakti ve güneş GÜNAYDIN: Sabahları söylenen bir esenleme sözü, "gününüz aydın olsun" GÜNBERK: Güneş gibi yakıcı ve sert GÜNDAŞ: Aynı günde doğanlardan her biri, gündeş GÜNDEMİR: Çok iyi bir gün, sağlam gün GÜNDENİZ: Güneş ve deniz GÜNDEŞ: Aynı günde doğanlardan her biri, aynı günde olan GÜNDOĞAN: Doğan Güneş, doğan gün GÜNDÜZ: Günün aydınlık zamanı GÜNHAN: Aydınlıklar hükümdarı GÜNŞİRAY: Aydınlık yüzlü GÜNTÜRK: Işık saçan Türk GÜR: Çok, bol, fazla GÜRAL: Çok al, çok yaşa GÜRAN: Bol bol hatırla GÜRAY: Bereketli, bolluk içinde olan ay GÜRBÜZ: Sağlıklı, sağlam GÜRDAL: Güçlü dal GÜRDEMİR: Güçlü sağlam demir GÜRE: Güçlü, dinç, ürkek GÜRHAN: Güçlü, gürbüz hükümdar GÜRKAL: Güçlü kal GÜRKAN: Güçlü kanlı, kuvvetli GÜRKAYA: Güçlü ve de kaya gibi sert GÜRMAN: Güçlü, gürbüz GÜROL: Güçlü ol GÜRSEL: Güçlü sel, çok güçlü GÜRSES: Güçlü ses GÜRSOY: Güçlü soy GÜRTAN: Çok koyu şafak GÜRTEKİN: Uğurlu, çok şanslı kişi GÜRTUNA: Gürül gürül akan Tuna GÜRTÜRK: Güçlü Türk GÜVENÇ: İnanç, inanış GÜYER: Su yolu
H ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
HABİB: Sevgili, dost HABİP: Sevilen kişi, yaren, dost HACI: Kabe’yi ziyaret eden kişi HADES: Birisini yenmek, kötülük HADİ: Yol gösterici HADRA: Yeşillik HAFIZ: Ezberleyen, özellikle Kuran-ı Kerimi ezbere okuyan HAKAN: Kağan, eski Türk imparatoru HAKİM: Akıllı, becerikli, hekim HAKKI: Doğruluk, adaletli HAKTAN: Allah'tan gelen, Allah'ın verdiği HALDUN: Kalp, yürek, yüreklilik HALİL: İçten dost, yakın arkadaş HALİM: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı HALİME: Peygamberimizin (s.a.s) süt annelerinden HALİS: Saf, katkısız, duru HALİT: Süregelen, sürekli HALUK: İyi ahlaklı, uyumlu HAMDİ: Hamd eden, şükreden HAMDULLAH: Allah övgüsü HAMİ: Koruyan, arka çıkan, koruyucu HAMİT: Şükreden, övgüye değer HAMZA: Aslan HANİFİ: Mezhep adı HANSOY: Han soylu, bey soyundan gelen HANZALA: Uhud Savaşı şehitlerinden biri HARUN: Huysuz at, postacı, inatçı HASAN: Güzellik, iyilik HASBİ: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen HASİP: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen HAŞİM: Ezen, kıran, parçalayan HAŞMET : İhtişam, büyüklük, görkemlilik HATEM: Sonuncu en son olan, mühürcü HAYATİ: Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan HAYDAR: Aslan, cesur, korkusuz kişi HAYRETTİN: Hayır eden, hayır sahibi HAYRİ: Hayırla, iyilikle ilgili HAYYAM: Çadırcı HAZAR: Barış, bir yerde oturma hali HAZIM: Hezimete uğratan HAZİN: Hüzünlü, üzüntülü, acıklı HAZRA: Türk musikisinde bir makam HEBUN: Varlık, yaratılmış olan HEJA: Kıymetli, değerli HEPER: Her zaman yiğit HEPYENER: Her zaman yener, hiç yenilmez HEVİN: Aşk, sevda HIDIR: Perde, mani HIFZI: Saklamak, korumak, hafızaya almak HINCAL: İntikamını al HIZIR: Darda kalanların yardımına koşan HIZLAN: Elini çabuk tut, hızını artır HİCRİ: Göç eden, hicrete ait, hicretle ilgili HİDAYET : Doğru yolu arama, bulma HİDİV: Vezir HİKMET: Gizine erişilmeyen HİLMİ: Yumuşak huylu, sabırlı HİMMET: Çalışma, çaba HİRA NUR: Işık saçan güzel huylu HİŞAM: Eski bir Endülüs hükümdarının adı HUDAVENDİGAR: Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse anlamına gelir HULKİ: İyi ahlaklı iyi huylu HULUSİ: Saflık, doğruluk, içtenlik HURŞİT: Güneş HUZEYFE: Peygamber efendimizin sır katibinin adı HÜDAVENDİGAR: Hükümdar HÜDAVERDİ:Allah verdi, çocuk özlemi çeken aileler ilk çocuklarına
genellikle bu adı verirler HÜDAYİ: Allah’ın yarattığı HÜR: Özgür, bağımsız HÜRKAL: Hep özgür ol HÜRKAN: Özgürlüğüne düşkün bir soydan gelen HÜSAMETTİN: Keskin kılıç, dinin keskin kılıcı HÜSEYİN: Güzellik, iyilik HÜSNÜ: Güzel, güzellik ile ilgili HÜSREV: Büyük padişah, hükümdar HÜZEYFE: Peygamberimizin sırdaşı
I ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ILBEYİ: Eski Osmanlı ileri gelenler için kullanılan ünvan ILCAN: Ağacın gövdesi, ılımlı ILGAR: Akın ILGAZER: Ilgaz dağlarının yiğidi ILGI: Soy, köken ILICAN: Yumuşak, ılımlı kimse IRHAN: Rehin koyma ya da başkaları tarafından rehin koyulma IRIZ: Cesur, yiğit IRŞA: Doğru yolu gösterme, uyarma ISRA: Hz. Peygamberin miraç gecesi IŞIKALP: Işıklı yiğit IŞIKER: Aydınlık yiğit, ışıklı yiğit IŞINBAY: Aydınlık ve zengin IŞINER: Işın saçan yiğit IŞINKAN: Aydın soydan gelen IŞINSOY: Aydınlık bir soydan gelen IŞIT: Işık ver, aydınlat IŞITAN: Aydınlatan, ışık veren ITRİ: Korkuya ait
İ ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
İBİŞ: Soytarı, palyaço İBRAHİM: İnananların babası, hakların babası İÇÖZ: İçi özü olan İDRİS: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi İĞDEMİR : Araba okunun demiri, dülgerlerin ve heykelcilerin ağaç yontma
aracı İHSAN: Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek İKRAM: Sunma İLBAŞ: Ülke lideri İLBAY: Bir ilin, bir obanın yöneticisi İLBEY: Egemen olan İLBİLGE: Yurdun bilgesi İLÇİ: Elçi İLDEMİR: Sağlam, kuvvetli kişi İLDENİZ: Ülkenin denizi İLHAMİ: İçine doğmakla ilgili İLKAN: İran'da devlet kuran bir Türk hükümdarı İLKAY: Ayın ilk günlerindeki hali İLKEM: Temel kanı İLKER: İlkle ilgili, ilk erkek çocuk İLKİ: İlk çocuk İLKUT: Kutlu ülke, kutlu yurt İLSAVAŞ: Ülke için savaş İLSAVUN: Ülkeyi savun İLSEV: Ülkeyi sev İLSEVEN: Ülkeyi seven İLSEVER: Ülkeyi sever, ülke sever İLSU: Sularla kaplı ülke İLTAN: Ülkenin ışığı İLTAY: Ülkenin yavrusu, çocuğu İLTEBER: Vali, kumandan İLTEKİN: Ülkenin şehzadesi İLTERİŞ: Ülkeyi derleyip toparlayan İLTÜZER: Ülkeyi düzene sokan, derleyip toplayan İLYAS: Mersin ağacı İMAN: İnanç İMAR: Şekillendirme, şekil verme İMDAT: Yardım dilemek, yardım istemek , yardım beklemek İMRAN: Bayındırlık, mutluluk, bolluk, bereket İMRE: Dost, arkadaş, ağabey İNALKUT: İnanılır ve uğurlu kimse, uğurlu şehzade İNALTEKİN: Güvenilir ve biricik olan, şehzade, prens İNAN: İdare etmek gücü, yürütme İNANÇ: Kabullenme, bağlanma İNANIR: İnanan kişi, inanan ve güvenen kimse İNANÖZ: İnanan kimse, özüyle inanan kişi İNAYET: İyilik, lütuf İNCEBEY: İnce yapılı ve soylu kişi, incelikli bey kişi İNSEL: İnden, mağaradan çıkan sel İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli
otun güzel kokulu sarımtrak çiçeği İRADE: Emir, buyruk İRFAN: Bilme, anlama sezme gücü İRŞAD: Doğru yolu gösteren, uyaran İRTEK: Erken doğan, er doğmuş İSA: Hristiyanlığın kurucusu peygamber İSFENDİYAR: İran mitolojisinde adı geçen hükümdar İSHAK: Hüzünlü öten bir tür kuş İSKENDER: Tarihte fetihleriyle ünlü bir hükümdar İSMAİL: Kutsal kitaplarda adı geçen kişi İSMET: Haramdan ve günahtan çekinen İSRAFİL: Dört büyük melekten biri İSTEMİ: Göktürkler’in ünlü hakanı İZGÜTAY: İyi yavru, iyi tay İZZET: Değer, kıymet, ululuk, yücelik
J ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
JANBEK: Kuvvetli lider JARİN: Yakınmak, haykırmak JEFİ: Güçlü, deneyimli JEHAT: Becerikli yetenekli JENİN: Vurmak anlamında JEYAN: Kükreyen ve kızmış olan JİYAN: Kızgın
K ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
KAAN: Hükümdar, han KABİL: Kabul eden, olabilir mümkün, önde ve ileride olan KADİM: Ayak basan, ulaşan, varan KADİR: Değer, onur KADRİ: İtibar, değerle ilgili KAĞAN: Hükümdar, hanların hanı KAHHAR: Kahreden, üzen KAHRA: Yeraltı KAHRAMAN: Yiğit, cesur KALENDER: Gösterişsiz, sade, tokgözlü KAMBER: Sadık dost, köle KAMER: Ay ışığı KAMİL: Olgun, eksiksiz KANDEMİR: Çok güçlü olan KANER: Kanlı yiğit KANİ: İnanan, inanmış KANSU: Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti KANUNİ: Kanuna ait kararla ilgili KAPKIN: Ansızın yakalayıp alabilen, ısırıp parçalayan, hemen kapan KAPLAN: Hindistan ve Afrika ormanlarında yaşayan, aslan büyüklüğünde,
postu çizgili, kedigillerden yırtıcı KARAALP: Karaalp yiğit KARACABEY: Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk beyi KARACAN: Yağız, bir ağaçcık, Dedem Korkut öykülerinde bir yiğit KARAGÖZ: Gözü açık, çalışkan bir kimse KARAHAN: Tarihte bazı hanlara verilen ad, Anadolu'da bir devlet KARAMAN: Esmer, kara yağız insan KARAN: Karanlık KARANALP: Kara yağız yiğit KARANİ: Orta Anadolu’da bulunan, Veysel Karani'nin doğduğu köy KARATAY: Anadolu Selçuklu devlet adamı KARAYAĞIZ: Yağız, ünlü halk ozanı Karacaoğlan'ın adından KARER: Yağız yiğit KARGIN: Kabarmış su KARHAN: Karların hükümdarı anlamında KARTAL: Yırtıcı bir tür kuş KARTAY: Kar gibi beyaz tay KARTEKİN: Kar gibi beyaz ve de uğurlu kişi KASIM: Bölen, kısımlara ayıran KAŞİF: Bulan, meydana çıkaran kişi KATİP: Değerli çalışkan KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi KAYAALP: Kaya gibi sert yiğit KAYAER: Kaya gibi sert ve sağlam yiğit KAYAHAN: Kaya gibi sert hakan KAYARAK: Giden akarsu, sel, çığ KAYATEKİN: Kaya gibi sağlam şehzade KAYATİMUR: Kaya demir, sert demir KAYATÜRK: Kaya gibi sağlam ve sert Türk KAYHAN: Güçlü hükümdar KAYI: Osmanlıların kökeni olan Oğuz boylarından birinin adı, sağlam,
sert, güçlü, sağanak, bora KAYIHAN: Güçlü kağan, sert han, sağlam han KAZIM: Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen KEMAL: Olgunluk, erdem KEMALETTİN: Bilgi ve erdem sahibi KEMALLETTİN: Dinin olgunluğu, eksiksizliği ve değeri KENAN: Vaat edilmiş ülke, cennet Filistin KENTER: Kentli KERAMETTİN: Bağış, ihsan ağırlama KEREM: Soyluluk, eli açıklık KERİM: Kerem sahibi, cömert KERİMHAN: Cömert hükümdar KESKİN: Kesici, kararlı, kesin KESKİNER: Sert yiğit, keskin erkek KESKİNTÜRK: Sert Türk KEYAN: Büyük hükümdar KEZER: Kahraman KILIÇ: Uzun keskin bir bıçak, silah KILIÇALP: Kılıç gibi keskin yiğit KILIÇER: Kılıç gibi keskin yiğit KINAY: Çok çalışkan KIRAÇ: Su bulunmayan toprak, kurak toprak, verimsiz toprak KIRALP: Rengi kırçıl olan yiğit, kırçıl renkli yiğit, kır yiğit KIRAN: Çevre, ufuk KIRANER: Vurup ezerek parçalayan yiğit KIRAT: Değer, düzey, kır renkli at KIRCA: Kırçıla yakın, kıra benzer, kır gibi KIRHAN: Kırçıl han KIRTAY: Kır renkli at yavrusu, kır renkli tay KIRTEKİN: Kırçıl şehzade KIVANÇER: Sevinç olan yiğit, övünç olan yiğit, sevindiren kimse KIZILTAN: Şafak vaktinin kızıllığı KIZILTUĞ: Kızıl renkli tuğ KİPER: Canlı, yiğit
KOÇER: Koç yiğit, yiğitler yiğidi KOÇHAN: Yiğit kağan KONUR: Gururlu, inatçı, şık KONURALP: Yiğitler yiğidi, onurlu yiğit KONURATA: Yiğit ata, onurlu ata KONURBAY: Onurlu ve varsıl, onurlu bey KOR: İyice yanarak içine, özüne değin ateş olmuş kömür ya da odun
parçası, (mecaz olarak) kıpkırmızı KORAL: Sınırları bekleyen KORALP: Kor gibi, kor ateş gibi yiğit KORAY: Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler KORCAN: Kanı sıcak, kanı kaynayan KOREL: Kor ateş durumuna gelmiş el KORER: Kızıl ateş gibi yiğit, kor gibi erkek KORGÜN: Kızıl Güneş, kor durumdaki Güneş KORHAN: Çok güçlü hükümdar KORKMAZ: Korku bilmeyen KORKUT: Büyük dolu tanesi KORKUTALP: Korkusuzluğuyla başkalarına korku salan yiğit kişi KOŞAL: Koşarak git ve al KÖKEN: Temel, soy, çıktığı yer KÖKER: Soyca yiğit olan kimse, kökü yiğit KÖKNAR: Çam türünden, yatay dallı, kerestelik bir orman ve süs ağacı KÖKSAL: Köksal, iyice yerleş, uzun yaşa KÖKSALAN: Kökleşmiş olan, kök salmış olan KÖKSAN: Köklü ün, köklü ad KÖKSOY: Kökü derinlere giden soydan olan KÖKTEN: Soylu KÖROĞLU: Türk halk hikayesinin kahramanı KUBAN: Kafkasya'da bir uygarlık KUBAT: Kaba, biçimsiz KUBİLAY: Moğol İmparatoru KUDRET: Güç, kuvvet KUNT: Sağlam yapılı, sağlıklı, dayanıklı, kalın, sert KUNTER: Sağlam yapılı yiğit, sert yiğit KUNTMAN: Sağlam ve iri yapıl erkek KURANER: Kurucu kişi KURT: Sürülere saldıran, köpek türünden yırtıcı, yabanıl hayvan (mecaz
olarak) işini iyi bilen, aldanmaz KURTALP: Kurt gibi yiğit KURTER: Aldanmaz yiğit, işini iyi bilen yiğit, kurt yiğit KURTUL: Güç bir durumdan kendini kurtar KURU: Suyu, nemi olmayan, çelimsiz, sıska KUSAY: Hz Muhammed'in bir akrabası KUT: Uğur, talih, şans KUTAL: Uğur al, uğurla ilgili, uğursal KUTALP: İyilik getiren yiğit, uğurlu yiğit KUTAN: Saka kuşu KUTBAY: Uğurlu bey KUTBERK: Uğurlu ve sağlam KUTBETTİN: Arapçada dinin yücesi anlamına gelir KUTCAN: İyilik getiren kimse, kutlu kimse KUTEN: Adaletli KUTER: İyilik getiren yiğit, kutlu yiğit KUTHAN: Uğurlu kağan, kutlu kağan KUTKAN: Uğurlu kan, kutlu kan KUTLUAD: Adı uğurlu KUTLUALP: Uğurlu yiğit KUTLUAY: Uğurlu, kutlu ay KUTLUBAY: İyilik ve zenginlik getiren KUTLUBEY: Uğurlu bey KUTLUCAN: Uğurlu ve can kimse KUTLUEL: Uğur getiren el KUTLUER: Uğurlu yiğit KUTLUĞ: İyilik ve uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, kutlu KUTLUHAN: Uğur getiren kağan KUTLUTEKİN: Uğurlu ve biricik, uğur getiren şehzade, uğurlu prens KUTLUTİN: Kutsal ruh KUTLUTÜRK: Uğurlu Türk, kutsal Türk KUTMAN: Uğur getiren, uğurlu kimse KUTSAY: Uğurlu say KUTSİ: Kutlanan, kutluluk sahibi KUTSOY: Kutlu soydan gelen, soyu kutlu KUTYAR: Uğurlu kimse KUZGUN: Bir tür karga KÜLTİGİN: Göktürk komutanı KÜNTAY: Sağlam yapılı KÜREN: Sarı ile dolu arası bir at rengi KÜRŞAD: Eski Türklerde yiğit, alp KÜRŞAT: Eski bir Türk adı
L ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
LACİN: Bir cins şahin, sarp, yalçın LADEN: Pembe çiçekler açan, hekimlikte kullanılan bir ağaççık LAMİ: Sert, çatık kaslı veya aslan LAMİ: Parıldayan, parlak, ışık veren LAŞA: Bir Gürcü kralının adı LATİF: Yumuşak, hoş, nazik LEBİB: Akıllı, zeki LEFTER: Özgürlük LEMA: Her şeye gücü yeten LEMİ: Parlak, parıldayan LEVENT: Eski deniz erlerine verilen ad LEZGİ: Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir halk LİDER: Önder, şef LİVA: Bayrak LOKMAN : Tarihteki en ünlü tabibin adı (Lokman Hekim) LUTFİ: Cennette ölümsüzlüge kavuşan LUTFULLAH: Tanrı’nın lutfu LÜTFİ: Cenneti gören, Cennet'te ölümsüzlüğe kavuşan kişi LÜTFÜ: İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili
M ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
MACİT: Ünlü, isim sahibi MAĞRUR: Gururlu MAHFİ: Gizli, saklı, örtülü MAHİR: Usta, yetenekli, becerili MAHMUT: Övgüye değer MAHSUN: Güçlü MAHZUN: Kederli, dertli MAKBUL: Alınan kabul olunan MALİK: Sahip, efendi MALKOÇ: Osmanlıda akıncılar ocağının komutanı MANAS: Kırgızların ulusal destanı MANÇO: Manda yavrusu MANSUR: Türk musikisinde bir düzen MANUK: Delikanlı, küçük MARUF: Herkesçe bilinen ve tanınan kişi, ünlü MAŞİDE: Şan ve şeref sahibi anlamındadır MAZHAR: Bir şeyin göründüğü ortaya çıktığı yer MAZHAR: Erimiş, erişen MAZLUM: Yumuşak, sessiz, zülüm görmüş MECİT: Osmanlı döneminde kullanılan gümüş sikkeye verilen mecidiye
sözcüğünden MECNUN: Deli, aklı başında olmayan MEDET: Yardım eden MEFTUN: Gönül vermiş, tutkun MEHAY: Sevgini ölümsüzlüğü MEHDİ: Doğru yolda giden MEHMET: Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında MEKİN: Nüfuz sahibi, oturup yerleşen MELEN: Kıraç toprak MELİH: Güzel, şirin MELİK: Hükümdar, han MELİKHAN: Hükümdar MELİKŞAH: Selçuk sultanı MEMATİ: Ölüm MEMDUH: Övülmüş, övülmeye değer MEMET: Mehmet'in farklı söylenişi MENDERES: Akarsuların kıvrımları MENGİ: Ölümsüz, sonsuz MENGÜALP: Ölümsüz yiğit MENGÜÇ: Güçlü ben MENGÜER: Ölümsüz yiğit MENGÜHAN: Ölümsüz kağan MENGÜTAŞ: Ölümsüz taş, bengi taş MENGÜTEKİN: Ölümsüz şehzade MENGÜTİMUR: Ölümsüz ve demir gibi sağlam, ölümsüz demir MENNAN: İhsan eden, verici MERDAN: Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler MERGEN: Usta nişancı MERKÜR: Güneşe en yakın gezegen olarak bilinir MERT: Cesur, yiğit, korkusuz MERTCAN: Yiğit kimse, can MERTEL: Eliaçık, cömert MERTER: Sözünün eri, yiğit MERTKAL: Her zaman mert olarak yaşa MERTKAN: Mert soydan gelen, mert MERTOL: Sözünün eri ol, yiğit ol MERVAN: Emevi sülalesinin Mervan kolu MESTAN: Savruk, cüret sahibi MESUT: Mutlu, sevinçli METAAN: Huzur, mutluluk METE: Hun Türklerinin büyük hakanı METEHAN: Büyük Hun İmparatoru METİN: Dayanıklı , sağlam, soğuk kanlı MEVLÜT: Dünya'ya geliş, doğuş MİHAN: Sıkıntı MİKAİL: Allaha en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı MİLİS: Halk gücü MİRAN: Beyler MİRKELAM: Hatiplik yeteneği olan kimse MİRSAD: Durak MİRZA: Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen, Doğu Türk devletlerinde
asalet unvanı, Dubb-i Ekber yıldız kümesindeki parlak yıldız MİRZAH: Üzüm çubuğunu bağladıkları ağaç MİSBAH: Aydınlatma, ışık MİTHAT: Övüş MİZAN: Denge, terazi MİZGİN: Müjde, müjdeli haber MORAN: Dereden büyük akarsu, ırmak, müren MUAMMER: Yaşayan MUAZ: Aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, çok kıymetli, muhterem MUCİP: Gerektiren, gerektirici MUHAMMED: İslamiyet peygamberinin ismi MUHAMMET: Birçok defalar hamdu sena olunmuş, tekrar tekrar övülmüş,
birçok güzel huylara sahip, Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden MUHARREM: Din tarafından yasaklanan MUHİP: Seven, sevişen MUHİTTİN: Dini güçlendiren MUHLİS: İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan MUHSİN: İyilik yapan MUHTAR: Dilediği şekilde hareket edebilen MUHTEŞEM: Görkemli, göz kamaştırıcı MUKTEDİR: Bir şeyi yapmaya gücü yeten MUNGAN: Cömert, eli açık MUNİS: Sıcakkanlı sevimli MURAT: İstek, arzu MURTAZA: Seçkin seçilmiş MUSA: Sudan gelmek anlamındadır, bir peygamber adı MUSAB: İsabet etmiş olan, dayanıklı, güçlü MUSTAFA: Temizlenmiş, saf hale getirilmiş MUSTAN: Tarihi güzellikleri dolu olan ilimiz MUTİ: İyi kalpli, yumuşak başlı MUTLUALP: Özlem ve isteğine kavuşmuş yiğit MUTLUAY: Mutlu ve ay gibi olan MUTLUCAN: Dertsiz, kedersiz MUTLUHAN: İsteklerine kavuşmuş kağan MUTLUTEKİN: Özlem ve isteklerine kavuşmuş ve biricik kimse, mutlu şehzade MUTTAKİ: Sakınan, çekinen. Allah'tan korkan MUTVER: Mutluluk ver, mutlu et MÜCAHİT: Savaşçı, cihada katılan MÜÇTEBA: Seçkin, seçilmiş MÜFİT: Faydalı, yararlı MÜJDAT: Müjdeler, muştular, sevinçli haber MÜKERREM: Yardımsever, ikram sever MÜKREMİN: Konuksever, ikram sever MÜMİN: İnanan, iman eden MÜMTAZ: Seçkin, başkalarından ayrı tutulan MÜNİR: Aydınlatan, ışık veren MÜRSEL: Yollanmış, gönderilmiş olan MÜRŞİT: İrşad eden, doğru yolu gösteren MÜSLİM: Din bilgisi olan MÜSLÜM: İslam dininden olan MÜŞFİK: Acıyan, şefkat gösteren MÜŞTAK: Özleyen, göreceği gelen MÜZAHİR: Yardım eden, koruyan, kollayan
N ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
NABİ: Yüksek, yüce, haber veren NACİ: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş NADİ: Bağıran, haykıran NADİR: Ender, az bulunur, seyrek NAFİ: Gelip geçen, etkili, sözü dinlenen NAFİZ: İşleyen, içeriye giden, delip geçen işleyen NAHİT: Venüs, Zühre yıldızı NAİL: Ele geçiren, muradına eren NAİM: Uyuyan, uykuda olan NAKİ: Temiz, çok ince ve zarif NAMAL: Ün al, adını duyur NAMIK: Yazar, yazan kişi NAMİ: Tanınmış, ünlü şöhretli NARA: Haykırma, söylenme NART: Yürekli, yiğit NARTER: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi NASİP: Birinin önceden alnına yazıldığına inanılan şey NASREDDİN: Yardımcı, imdada yetişen NASUH: Öğüt veren NAŞİT: Şiir söyleyen, şiir okuyan NAYIR: Arkadaş, dost NAZIM: Düzenleyen, tanzim eden NAZİF: Temiz, güzel NAZMİ: Vezinli, kafiyeli sözle ilgili NEBİ: Mesaj ileten, haberci NEBİ BERZAH: Ölümden sonra kıyamete beklenen yer NECAT: Kurtuluş, selamet NECATİ: Kurtuluşa ermek NECDET: Güçlü ve korkusuz NECİP: Soyu temiz, cömert NECMEDDİN: Dinin yıldızı NECMİ: Yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait NEDİM: Yakın dost, samimi arkadaş NEDRET: Az bulunurluk, seyreklik NEHAR: Gündüz NEJAT: Soy, asıl, hesap NERGİZ: Sarı beyaz açan soğanlı bir çiçek NERİM: Cesur, yiğit, pehlivan NESİM: Hoşa giden hafif rüzgar NESİM: Hafif esinti NESİME: Hafif esen rüzgar NESREN: Nart Destanı'nda geçen mitolojik bir ad NEŞAT: Sevinç, neşe, şenlik, keyif NEŞET: Yetişme, meydana gelme NEVŞAH: Dal anlamındadır bunun yanında yeni bitmiş geyik boynuzu olarak
da bilinir NEVZAT: Yeni doğmuş çocuk NEZİH: Temiz, pak, seçkin NİHAD: Yaradılış, kişilik NİHAT: Tabiat, huy NİYAZİ: Yalvarma, yakarma Nizam: Sıra, dizi, düzen, kural NİZAMETTİN: Düzenli, tertipli NİZAMİ: Kurallara uygun, düzenle ilgili NOGAY: Bugün Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyunun adı NOVA: Bir yıldız grubunun adı NOYAN: Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi NUH: Eski metinlerde rahat anlamında, bir peygamber adı NUMAN: Gelincik NURAL: Işık alan NURALP: Aydınlık saçan yiğit NURBAY: Aydınlık saçan erkek NURER: Aydınlık saçan yiğit NURETTİN: Aydınlatın, dinin getirdiği nur NURİ: Işıklı, ışıktan gelen NURSEZA: Nura, ışığa ve aydınlığa layık NURŞAT: Nura boğulmuş NURTAÇ: Nurlu taç taşıyan NURULLAH: Allah'ın nuru anlamında NUSRET: Tanrı yardımı
NUYAN: Soylu kişi NÜVİT: İyi haber NÜZHET: Zevk, keyif, istek NÜZHET: Eğlence, sevinç
O ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
OBEN: Erkek deve, o benim OBUZ: Su gözesi, göze kaynak ODHAN: Ateş kağan, ateş han ODKAN: Ateş kan, ateşli kan, kaynayan kan, deli kan OGAN: Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş, güçlü, yiğit OGANALP: Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit OGANER: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit OGANSOY: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu OGÜN: O bilinen gün, hayatımızın değiştiği gün OĞANALP: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü OĞULBAL: Tatlı oğul, oğul balı, oğul arılarının yaptığı ak bal OĞULCAN: Can oğul OĞULTAN: Tan vakti OĞULTEKİN: Biricik oğul, şehzade OĞULTÜRK: Türk oğlu OĞUR: İçten dost, samimi OĞUZ: Gürbüz, delikanlı, temiz yaratılmış, iyi, doğru OĞUZALP: Güçlü yiğit, iyi yürekli yiğit, dost yiğit OĞUZER: Sağlam yiğit, dost yiğit OĞUZHAN: Oğuzların başı OĞUZKAN: Hükümdar soyundan gelen OĞUZMAN: Sağlam, gürbüz, güçlü kimse, iyi yürekli dost kimse OKAN: Akıllı, anlayışlı, öğrenen OKANAY: Güçlü Ay, yiğit, Güneş ve Ay OKANSOY: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu OKAY: Beğeni, Satürn gezegeni OKAYER: Ok gibi doğru, Ay gibi yiğit OKAYGÜN: Ok gibi doğru, Ay gibi güzel, Güneş gibi yakıcı kimse OKBAY: Ok gibi doğru ve varsıl kimse OKCAN: Ok gibi doğru can OKDEMİR: Demirden yapılmış ok OKGÜÇ: Ok gibi doğru ve güçlü OKMAN: Okçu, ok atan kimse OKSAL: Okla ilgili, hızlı OKSU: Düzenli ve hızlı bir şekilde akan su OKTAN: Ok kadar hızlı OKTAR: Ok taşıyıcı OKTAY: Çok hiddetli, kızgın OKTUNÇ: Ok tuncu; tunçtan yapılmış ok OKTÜRK: Ok gibi Türk OKYAR: Oku parçala OLCAN: Canlı, hareketli OLCAYTO: Şanslı OLÇA: Savaş ganimeti OLÇUN: Becerikli OLGU: Gerçekte var ol OLGUNAY: Dolunay durumundaki ay OLGUNER: Bilgi ve görgüce gelişmiş erkek, olgunlaşmış erkek OLGUNSOY: Gelişmiş soy, olgunlaşmış soy OLSAN: Ad ol, san ol OLTAN: Şafak ol, tan ol OLTUN: Saygı gösterilen ol, saygın ol OLTUNÇ: Tunç ol, tunç gibi sağlam ol ONAN: Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna eren,
iyileşen ONAR: Eksiği kalmayıp gönül erincine ulaşır, daha iyi bir duruma gelir,
mutlu olur ONARAN: Düzelten, tamir eden ONATKUT: İyi ve uğurlu ONER: On kişiye bedel yiğit ONGAN: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu ONGANER: Mutlu yiğit ONGUN: Bol verimli, yararlı duruma gelmiş, mutlu, kutlu, gelişmiş,
gürbüz, tapılan kişi, beğenilen kimse ONGUNER: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit ONUK: Sevgili, dürüst ONURAL: Onur sahibi ol ONURALP: Saygıdeğer, aziz, yiğit ONURSAL: Onurla ilgili, onur niteliğinde; saygı göstermiş olmak için
verilen ORAL: Türkler’in ilk yurtlarından ORAN: Karşılıklı uygunluk, iki şeyin birbirini tutması, iki şey arasında
ya da parça ile bütün arasında bulunan fark ORANSAL: Oranla ilgili ORBAY: Ordu komutanı ORCAN: Üstün, kıdemli kişi ORÇUM: Sağlam adam ORÇUN: Arkadan gelenler, ahlak ORHAN: Kentin hükümdarı; Osmanlı padişahı ORHON: Eski bir Türk alfabesi ORHUN: Asya da bir nehir ORKAN: Orhan adının bir başka biçimi ORKUN: Kentin hanı ORKUT: Kutlu kent ORMAN: Ağaçlarla örtülü geniş alan ORSA: Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi ORTAÇ: Tepe, kendine miras kalan kimse; bir hükümdarlığın tahtına Geçecek
kimse, veliaht ORTUN: Ortanca kardeş ORTUNÇ: Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale ORUÇ: Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet ORUN: En büyük makam ORUNBAY: Büyük görevi olan kimse, makam sahibi OSMAN: Toy denilen, kazdan büyük bir kuşun yavrusu OTAĞ: Yüksek direkli, süslü, büyük çadır OYMAK: Aşiret, küçük izci birliği OZAN: Şair, halk şairi OZANALP: Şair ve yiğit kimse OZANAY: Şair ve Ay gibi kimse OZANER: Şair ve yiğit OZANKAN: Ozan soyundan gelen
Ö ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÖCAL: Öç almaktan, intikal alan ÖGEDAY: Çok akıllı, bilgili, Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın oğlu ÖKKEŞ: Erkek örümcek, bir dağ adı ÖKMEN: Akıllı, zeki ÖKMENER: Akıllı, yiğit ÖKSEL: Akılla ilgili, zeka ile ilgili, ussal, akılsal ÖKTEM: Yürekli, yiğit, güçlü, görkemli; ünlü ÖKTEMER: Yürekli yiğit, güçlü yiğit, görkemli yiğit, ünlü yiğit ÖKTEN: Güçlü, yiğit ÖMER: Dirlik, canlılık yaşam gücü ÖMÜRCAN: Yaşam boyu süren dostluk ÖNAL: Daima önde olmak ÖNALAN: Önce davranan, önde giden, başa geçen ÖNCEL: Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren ÖNCÜ: Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan ÖNCÜER: Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit ÖNDER: Lider, yönetici, şef ÖNDERSARP: Ulaşılması zor lider ÖNEL: Bir işin yapılması için verilen süre ÖNEM: Bir şeyin nitelik ya da nicelik yönünden değeri olma durumu, değer ÖNER: Önde gelen yiğit, önde giden erkek ÖNGÖR: Önceden gör, ilerde olacakları sez ÖNGÖREN: Önceden gören, önceden kestiren ÖNGÜN: Önemli bir günün ya da bir bayramın öncesindeki gün, arife ÖNOL: Önderlik et ÖNSEL: Hiçbir denemeye dayanmadan, yalnızca akıl yordamıyla ÖNSOY: Önde gelen soy ÖNUMUT: Önde gelen umut, ilk umut ÖRSAL: Örsü al ÖRSAN: Örsü an ÖRSEL: Örs gibi sağlam el ÖRSKAN: Sağlam kan, örs gibi sağlam kan ÖVER: Bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini söyleyebilerek onun
değerini belirtir ÖVÜŞ: Birinin iyiliklerini söyleyerek beğenildiğini belirtme, Övme
biçimi, övme yolu ÖYMEN: Uğurlu, talihli ÖZ: Bir kimsenin benliği, içsel varlığı; bir şeyin temel öğesi (mecaz
olarak) ana nokta, can alıcı nokta ÖZAK: Özü ak, özü beyaz, ak öz, beyaz öz ÖZAKAY: Özü ak ay, özü beyaz ay ÖZALP: Özü yiğit, öz yiğit ÖZBAY: Özü zengin ÖZBERK: Özü sert, özü sağlam ÖZBEY: Özü bey ÖZBİLGİN: Bilgin kimse, özce bilgili kimse ÖZBİR: Özü sözü bir, doğru özlü ÖZÇELİK: Özü çelik olan kimse, sağlam özlü ÖZÇETİN: Özü çetin olan kimse, çetin kimse ÖZÇEVİK: Hemen durum alabilen kimse, çevik kimse ÖZDEĞER: Değerli kimse, özü değerli ÖZDEM: içsel varlığım olan özü demir olan, demir özlü ÖZDEMİR: Gerçek, özlü demir ÖZDİLEK: İçten dilenen şey, içsel dilek ÖZDİLP: Özü dilli, tatlı dilli ÖZDİNÇ: Dinç kimse, özü dinç ÖZDOĞA: Özce doğaya benzeyen kimse ÖZDOĞAL: Özce doğaya uygun, doğal kimse ÖZDOĞAN: Özce şahin gibi olan kimse ÖZDOĞRU: Doğru kimse, özü doğru ÖZDURU: İçsel varlığı duru kimse, temiz kimse ÖZDURUL: İçsel varlıkça durulaş, özünü durulaştır, duru özlü ol ÖZEK: Ağacın, bitkinin içi, özü, çalışkan, güç, soluk, nefes, okla
Boyunduruğu birbirine bağlayan demir ÖZEL: Yalnız bir tek şeye, bir ereğe ya da kimseye ayrılmış olan; her
Vakit görülenden ayrı, alışılmıştan ÖZER: Özü er olan ÖZERCAN: Özce erkek olan sevgili kimse, yiğit ve sevgil kimse ÖZERDAL: Özce yiğit ve dal gibi kimse ÖZERDEM: Özce erdemli kimse, özce iyilikçi, alçak gönüllü kimse ÖZERK: Kendi kendini yöneten ÖZERKİN: Özgür kimse, özerk kimse ÖZEROL: Özce yiğit ol ÖZERTAN: Özce şafak vakti gibi olan ÖZERTEM: Özce erdemli kimse, iyilikçi, alçak gönüllü ÖZGEBAY: Yaradılışça başka ve zengin kimse ÖZGEER: Yaradılışça başka olan yiğit ÖZGENALP: Özgür yiğit ÖZGENÇ: Genç kimse, özce genç ÖZGENER: Özgür yiğit ÖZGER: Özge er, başka er, özge yiğit ÖZGÜÇ: Özü güçlü ÖZGÜLEÇ: Güler yüzlü kimse, özü güleç ÖZGÜNER: Hiç kimseye benzemeyen yiğit ÖZGÜNEŞ: Güneş gibi kimse, özü güneş ÖZGÜRCAN: Özgür kimse, başkasının kölesi olmayan can, hür can ÖZGÜREL: Özgürce iş gören el ÖZGÜVEN: İnsanın kendine inanma duygusu, insanın kendi özüne duyduğu
güven ÖZHAN: Han soyundan gelen ÖZİLTER: Özü yurdu savunan ÖZİNAL: Özü inanç verici ÖZİNAN: Özü inandırıcı ÖZKAN: Temiz kan, soylu kişinin kanından gelen ÖZKAYA: Özü kaya, özü sağlam ÖZKER: Sağlam, sağlıklı, er; temiz yürekli yiğit, yardımsever ÖZKUT: Uğurlu kimse, özü kutlu ÖZKUTAY: Uğurlu ay gibi kimse, özü uğurlu ÖZKUTLU: Özü uğurlu, kutlu kimse ÖZLEK: Toprağın özlü, verimli yeri; zaman; doğaüstü güç ÖZLÜ: Özü olan, öz bölümü çokça olan; özleşmiş olan; içten gerçek ÖZLÜER: Özü olan yiğit ÖZMEN: Özlü kimse, içten kimse ÖZMUŞTU: Özü müjde olan kimse ÖZMUT: Mutluluk veren ÖZOĞUZ: Tam Oğuz olan ÖZOK: Özü ok gibi doğru kimse, doğru özlü kimse ÖZOL: Bir şeyin en güçlü bölümü ol ÖZOZAN: Özü olan kimse, şair kimse ÖZÖNDER: Gerçek önder olan kimse ÖZPEKER: Özü sağlam yiğit ÖZPOLAT: Özü çelik gibi yiğit ÖZSOY: Özü temiz, soylu kimse ÖZTAN: Gerçek şafak ÖZTAŞ: Özü taş, taş gibi sağlam kimse ÖZTEK: Eşi benzeri olmayan kimse, özü tek olan ÖZTEKİN: Biricik kimse, benzeri olmayan kimse; öz şehzade, tam bir
şehzade ÖZTİMUR: Özü demir olan, öz demir ÖZTİN: Gerçek ruh, öz ruh ÖZTİNER: Gerçek ruh olan yiğit ÖZTOK: Her şeye doymuş kimse, özü tok ÖZTUNA: Gerçek Tuna Irmağı ÖZTUNÇ: Tunç gibi sağlam kimse, özü tunç ÖZTÜRK: Gerçek Türk; özü Türk, öz Türk ÖZÜAK: Temiz özlü kimse ÖZÜDOĞRU: Doğru kimse, doğru özlü ÖZÜPEK: Sağlam kimse ÖZÜTOK: Her şeye doymuş kimse ÖZVEREN: Kendi özünden veren kimse, özverili
P ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
PAKALIN: Temiz, şerefli PALA: Kısa, geniş kılıç PAMİR: Yüksek dağlık külle PAR: Çeşme, bahçe, gül bahçesi, alev PARS: Yırtıcı bir hayvan PASİN: Eski bir Türk oymağının adı PAŞA: Bir askeri ünvan PAYDAŞ: Eşit pay alanlarından her biri PEHLİVAN: Güreşçi PEKAK: Çok beyaz PEKALP: Güçlü yiğit, sert yiğit, pek yiğit PEKCAN: Dayanıklı PEKÇETİN: Çok çetin; çok güç PEKDEĞER: Çok değer, değeri çok PEKDEMİR: Sağlam, dayanıklı, demir PEKEL: Güçlü el PEKER: Güçlü kişi PEKİN: Kesin bilinen PEKİNER: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit PEKİNTÜRK: Kuşkuya yer olmayacak denli Türk, kesinlikle Türk PEKKAN: Güçlü kan, sağlam kan, dayanıklı kan, sert kan PEKOL: Sağlam ol, dayanıklı ol, sert ol, pek ol PEKTAŞ: Sağlam taş PEKTÜRK: Sağlam Türk, dayanıklı Türk PEKÜN: Sağlam san, sağlam ün PERK: Güçlü, sert PEYAMİ : Haberle ilgili, haber veren PEYDA: Hemen, acil PEYMAN: Yemin etmek PİRHAN: Yaşlı hükümdar PİVAN: Ölçü, ölçülü POLAT: Sertleştirilmiş, su verilmiş demir POLATALP: Çelik yiğit POLATHAN: Çelik gibi sert han, çelik kağan POLATKAN: Çelik kan, sağlam kan POYRAZ: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar PUSAT: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah
R ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
RABBANİ: Allah ile ilgili, kendini bütün varlığıyla Allah'a teslim
eden RACİ: Rica eden, dileyen RAFET: Çok acıma RAFİ: Kaldıran, yücelten, yükselten. Allah'ın isimlerinden RAGIP: İçtenlikle isteyen, özleyen RAHİLE: Sakin, rahat RAHİM: Esirgeyen, acıyan RAHMAN: Acıması bol olan RAHMİ: Koruyan, esirgeyen RAİF: Acıyan, esirgeyen RAKİM: Yazan RAMAZAN: Kameri yılın 9. ayı RAMİ: Atıcı, mermi atan RAMİN: Tropikal bir ağaç RAMİS: Gerçekleri söylemeyen RAMİZ: Remz eden, işaretleyen RASİM: Resmeden, resim çizen RASİN: Beyaz ay, dolunay RASİT: Dürüst, güvenilir RAŞİT: Doğru yola giden RAUF: Çok acıyan, esirgeyen REBER: Rehber RECAİ: Umma, dileme RECEP: Heybetli, azametli, saygı değer REFET: Çok acıma REFİG: Din uğruna çalışan REFİK: Arkadaş, yoldaş, ortaklık REHA: Kurtulma REMZİ: İşaret ve gizliliğe ait RENAN: Kizil kan RENAS: Yol bilen RESAT: Kahraman, cesur, savaşçı RESİT: Yiğit, cesur RESUL: Haber getiren REŞAT: Aklın gerektirdiğini yapan REŞİT: Akıllı, iyi davranan REZZAK: Bütün canlıların rızkını veren RIDVAN: Cennetin kapıcısı olan melek RIFAT: Yükseklik, yüksek rütbeli RIFKI: Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili RIZA: Hoşnutluk, memnunluk RİDA: Razı olan erkek RIDVAN: Aslan gibi cesur, savaşçı beyi RIFAT: Cesur, yiğit RIFKI: Cesur, yiğit RİHEM: Yağmur yağdığında toprağın kokusu RIZA: Yiğit, hükümdar RIZVAN: Cennetin kapıcısı ROBİN: Güneşi görmek RODİN: Işığın müjdecisi ROHAT: Güneşin doğuşu RONAY: Ayın hallerinden biri ROZA: Pembe elmas RUHİ: Ruhla İlgili RUSEN: Sabah güneş doğarken ki zaman RUSTU: Armağan, hediye RUŞEN: Aydın, parlak RÜKNETTİN: Bir şeyin temeli, dinin temeli RÜMET: Değerli, şerefli RÜSTEM: Ünlü Fars pehlivanının adı RÜŞTÜ: Ergin, olgun RÜZGAR: Yel, esinti, hava akımı
S ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
SABAHATTİN: Güzellik SABİH: Güzel, şirin SABİT: Yerinde duran kımıldamayan SABRİ: Sabırla ilgili, sabırlı SACİT: Secdeye varan, ibadet eden SADAK: Sabah rüzgarı; ok kılıfı SADETTİN: Saadete erme, mübarek olma SADIK: Gerçek dost, yürekten bağlı SADİ: Baht açıklığı SADİCAN: Bahtı açık, candan, iyi insan SADRİ: Anaya göre çocuk SADULLAH: Tanrı kulu SADUN: Yıldız bilimine göre, uğurlu olan SAFA: Saflık berraklık, gönül rahatlığı SAFFET: Saflık, temizlik SAFİ: Katıksız, ayırt edilmiş SAĞAY: Yenisey Türklerine bağlı bir Türk boyunun adı SAĞCAN: Sağlıklı can, sağlıklı kimse SAĞHAN: İyi kağan, saygın saygıdeğer, kutsal kimse; hekim SAĞLAM: Dayanıklı, güçlü SAĞLAMER: Dayanıklı yiğit, yıkılmaz yiğit, güvenilir yiğit SAĞLAR: Sağ olan; bulan, buluşturan SAĞNAK: Kısa süreli şiddetli yağmur SAHABİ: Hz. Muhammed'i görmüş, birlikte bulunmuş kimse SAHİH: Makbul olan SAİD: Kutlu, cennetlik SAİM: Oruç tutan, oruçlu SAİT: Kutlu, cennetlik SAKIP: Parlak, aydınlık, delip geçen SAKİN: Uslu, kendi halinde SAKMAN: Akıllı SALGIR: Akarsu SALİH: İyi, yararlı, yetkili SALİM: Eksiksiz, sağ, sağlam SALMAN: Özgür, hür SALTI: Gezgin, seyahat eden SALTUK: Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan SALUR: Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi SAMET: Sonsuz, ebedi SAMİ: İşiten, dinleyen SAMİM: Bir şeyin merkezi SAMİR: Meyve veren ağaç SANALP: Ünlü yiğit SANBERK: Gücü ile anılan SANCAK: Kutsal bayrak, çok değerli SANCAR: Eski Türk adlarından; kısa kama SANLI: Ünlü, meşhur SANVER: Ününü ver SARAÇ: At binim takımları yapan kişi SARAL: Sararak al SARAN: Kuşatan, örten, çevreleyen SARGUT: Eski adlardan; açık saman rengi SARP: Çetin, dik, ulaşılması zor SARPER: Güçlü, dayanıklı kişi SARPHAN: Sarp kağan SARUHAN: Eski bir Türk beyi SARVAN: Önde giden, deve süren SATUK: Satı, satılmış SAVA: Haber, müjde SAVAŞ: Barışın olmadığı ortam, çatışma hali SAVAŞER: Savaşçı yiğit SAVAŞKAN: İyi savaşan SAVTUNÇ: Sağlam tunç SAYAN: Saygı gösteren, saymak eylemini yapan SAYAR: Saygı gösterir, saygılı SAYGI: Dikkatli, ölçülü, sevgi dolu davranma, hürmet SAYGIM: Saydığım kimse, benim saygım SAYGIN: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören SAYGUT: Sayılan ve uğurlu, kutlu sayılan SAYGUTER: Sayılan ve kutlu bilinen yiğit SAYHAN: Saygı gösteren kağan SAYIL: Kendini saydır, saygı gör, önemsen SAYINER: Seçkin yiğit, değerli yiğit, saygı gösterilen yiğit SAYKUT: Sayılan ve kutsal kimse SAYRAÇ: Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü SAYTEKİN: Sayılan ve biricik, sayılan şehzade SAZAK: Soğuk rüzgar; sazlık; kaynak SEBÜK: Hızlı, çabuk; sevgili SEBÜKALP: Hızlı, yiğit, çabuk yiğit, çevik yiğit SEBÜKTEKİN: Hızlı ve biricik; hızlı şehzade, hızlı prens SECCAD: Secde eden SECEM: Yağan ilk yağmur SEÇİM: Seçme işi; seçim günü doğmuş çocuğa verilen ad SEÇKİNER: Herkesçe beğenilen yiğit SEÇMEER: Seçilerek alınmış yiğit SEDAT: Doğruluk, haklılık SEFA: Saflık berraklık SEFER: Yolculuk, savaş hali SEFFAH: Cömert, eli açık SEHA: Eli açık, cömert SELAHADDİN: Dinine bağlı kişi SELAHATTİN: Dinine bağlı kimse SELAHATTİN Efe: Dinine bağlı SELAMİ: Huzurla, selametle ilgili SELÇUKER: Tezcanlı yiğit, hızlı yiğit, evecen yiğit SELER: Taşkın yiğit, sel gibi yiğit SELİM: Yumuşak huylu, sağlam SELMAN: Özgür, hür SEMAVİ: Sema ile ilgili anlamının yanında, semaya mensup diye de bilinir SEMİ: İşiten, işitme kuvveti olan SEMİH: Bol, cömert gönüllü SEMİN: Değeri çok olan SEMİR: Dost, arkadaş SENAD: Övgü SENAN: Parlak SENCER: Kale SENER: Sen yiğitsin SENİH: Yüce, yüksek SERBAY : Komutan, lider SERBÜLENT: Baş savaşçı, lider SERCAN: Canların özü, canın başı SERDAL: Önde olan, lider SERDAR: Komutan, önde giden asker SERGEN: Raf, vitrin, yorgun SERHAD: Sınır boyu SERHAN: Hanların başı SERHAT: Sınır boyu SERİM: Başlangıç, sabırlı SERKAN: Baş han SERKUT: Mutlu, şanslı insan SERMET: Öncesiz ve sonrasız SEROL: Önder ol, başa geç SERT: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan, katı SERTAÇ: Baş tacı edilen kimse SERTAN: Gecenin en karanlık en anında dünyaya gelen ilk ışıklar SERTER: Sert erkek SERVER: Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis SERVET: Varlık, zenginlik SETTAR: Günahları örten SEVÜK: Sevi, sevgi; sevilmiş, sevilen, sevgili; dost, arkadaş SEYFEDDİN: Dini koruyan SEYFETTİN: Dinin kılıcı SEYFİ: Kılıç şeklinde olan SEYHUN: Bir akarsu SEYİT: İleri gelen SEYMEN: Yiğit SEYYİD: Lider, ileri gelen kişi SEZA: Uygun olan, yakışır olan SEZAİ: Uygun, yaraşır SEZGİNER: Sezme yeteneği olan yiğit SEZİ: Duyu, algılama SIDAL: Biraz olgunlaşmış, erginleşmeye başlamış SIDAR: Dayanıklı, güçlü SIDDIK: Çok içten ve doğru kimse SIĞANAY: Alageyik ve Ay gibi güzel SIRAÇ: Nur saçan, ışıklı. SIRAT: Yol SIRRI: Gizemle, sırla ilgili olan SITKI: Yalan söylemeyen, dürüst SİDAR: Ağaç gölgesi SİNA: İlaç yapılan bir tür bitki SİNAN: Mızrak, süngü SİPAHİ: Tımar sahibi asker SİRAÇ: Işık, lamba, fener, mum, kandil SOMER: Katışıksız yiğit, tam yiğit SONA: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen;
(mecaz olarak) son çocuk SONDAL: Artık ondan sonrası olmayan dal; (mecaz olarak) son çocuk SONDER: Son diyen; (mecaz olarak) son çocuk SONEL: Artık ondan sonrası olmayan el; (mecaz olarak)son erkek çocuk, SONER: Sonuncu yiğit SONSUZ: Sonsuzluk SORAL: Sorduktan sonra al SORKUN: Bir tür söğüt SOYALP: Soyu yiğit, soylu yiğit SOYDANER: Soylu yiğit, iyi soydan gelen yiğit SOYDİNÇ: Soyu dinç SOYDİNÇER: Soyu dinç yiğit SOYER: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit SOYHAN: Soyu han olan, kağan soylu SOYKAN: Soylu kan SOYKURT: Soylu kurt, kurt gibi bir soydan gelen SOYKUT: Soyu uğurlu kimse, soyca kutlu SOYLU: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan SOYSAL: Uygar SOYTEKİN: Soyu biricik, soylu ve tek olan kimse; soylu şehzade SOYUER: Yiğit bir soydan gelen, yiğit soylu SÖKMEN: Yiğit SÖNMEZER: Hiç sönmeden yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin
yaşayacak yiğit SÖZER: İyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse SÖZMEN: İyi ve güzel konuşan kimse SUAD: Mutlu, mutlulukla ilgili SUAVİ: Zorluklara dayanan SUAY: Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı SUBUTAY: Cengiz Han'ın ünlü Moğol generalinin adı SUDEYSİ: Kabe imamlarından Abdurrahman Es Sudeysi ’nin soyadı SUFİ: Tasavvuf erbabı SUNGU: Sunulan şey, birine sunulan şey, bağış, armağan, sunu SUNGUN: Yetenek; eğilim; armağan edilebilecek nitelikte SUNGUR: Doğana benzeyen bir alıcı kuş, atmaca, şahin akdoğan SUNGURALP: Atmaca gibi ve yiğit, şahin yiğit SUPHİ: Sabahla, aydınlıkla ilgili SÜALP: Asker yiğit SÜER: Yiğit asker SÜHA: Büyükayı takım yıldızının en küçük yıldızı SÜHAN: Söz SÜHEYL: Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız, yıldırak SÜKAN: Yiğit, yürekli, asker kan SÜLEYMAN: Davud peygamberin oğlu SÜMBÜL: Zambakgillerden, salkım çiçekli, keskin kokulu, soğanlı otsu
bitki SÜMER: Mezopotamya'da eski zamanlarda yaşamış olan bir kavim SÜNER: Esneyebilir, esnek, uzayabilir, uzar SÜNTER: Kızıl renkli, çavdara benzer sert buğday SÜPHAN: Sönmüş volkan SÜREL: Süreyle, zamanla ilgili, süreye değgin SÜREYYA: Ülker yıldız takımı SÜRSOY: Soyu sürdür; süren soy SÜRURİ: Sevinçli, sevinçle ilgili
Ş ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ŞABAN: Kameri yılın 8. ayı ŞADİ: Sevinç, neşe, mutluluk ŞAFAK: Güneş doğmadan az önce, ufuktaki aydınlık ŞAHAB: Ateş, alev parçası ŞAHAN: Şahin ŞAHAP: Ateş, alev parçası ŞAHİN: Bir tür yırtıcı kuş ŞAHİNALP: Şahin gibi yiğit ŞAHİNER: Şahin gibi yiğit ŞAKİR: Şükreden, nankörlük etmeyen ŞAMİL: Kapsayan, içine alan ŞAN: İyi tanınma, ün ŞANALP: Ünlü yiğit ŞANLIBAY: İyi ün sahibi ve varsıl kimse ŞANSIN: Yiğit ŞANVER: Ünün, şanın her yana yayılsın ŞAVLI: Bilgili, bilgisini iyi kullanan, bilim adamı, bilgin ŞAYLAN: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli,
nazik ŞAYLANER: Neşeli yiğit; incelikli erkek ŞECAATTİN: Yüreklilik, yiğitlik ŞEFİK: Şefkatli ŞEHMUZ: Şah soyundan gelen ŞEHRİBAN: Şehrin büyüğü, ileri geleni ŞEMAŞİ: Davranışlar, alışkanlıklar ŞEMS: Güneş ŞEMSİ: Güneşe ait, güneşle ilgili ŞENALP: Neşeli yiğit, şen yiğit ŞENALTAN: Neşeli ve zengin kimse ŞENCAN: Neşeli ve cana yakın ŞENDOĞAN: Neşeli doğmuş kimse ŞENKAYA: Neşeli ve kaya gibi kimse ŞENTÜRK: Neşeli Türk ŞENYAŞAR: Yaşamı şenlik, mutluluk içinde geçer, şen bir yaşam sürer ŞERAFETTİN: Dinin şereflisi, büyüğü ŞEREF: Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak ŞERİF: Kutsal, mübarek ŞERZAN: Savaşı bilen ŞEVKET: Ululuk, yücelik, kudret ve kuvvetlilik ŞEVKİ: Şevk, keyif, istekle ilgili ŞEYHMUS: Peygamber soyundan gelen, düzgün, dürüst, hayırsever ŞİMŞEK: Çok bulutlu, yağmurlu havalarda oluşan kırık çizgi ŞİMŞEKER: Şimşek gibi yiğit ŞİNASİ: Tanıyış, tanımakla ilgili ŞİRAZ: Türk müziğinde eski bir makam ŞİRVAN: Aslan yuvası ŞİYAR: Duyarlı, hisleri güçlü olan ŞUAYİP: Cemaat, topluluk ŞÜKRÜ: Şükretme, hoşnut olma
T ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
TACETTİN: Taca ait TACİ: Taç ile ilgili TAÇKIN: Gurur TAĞALP: Dağ gibi yiğit TAHA: Hz. Ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure TAHİR: Pak, temiz TAHSİN: Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam TALAS: Rüzgarın kaldırdığı toz; fırtına; kasırga TALAT: Yüz, surat, çehre TALAY: Büyük deniz, büyük nehir TALAYER: Çok yiğit, deniz eri denizci TALAYHAN: Dal gibi kağan TALAZ: Dalga, kasırga TALHA: İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle
müjdelenmiştir TALİP: İstekli, isteyen, talep eden TALU: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin TAMER: Her şeyi ile yiğit olan TAMERK: Tam güçlü, özerk TAMKAN: Soylu kimse TAMTÜRK: Tümüyle Türk, herşeyi ile Türk TANAÇAN: Şafak gibi açılan, aydınlatan TANAÇAR: Şafak vaktinde açar TANAĞAR: Şafak vaktinin kızıllığı TANAL: Şafak vaktinin al rengi TANALP: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi TANBERK: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse TANBEY: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi TANCAN: Şafak vakti doğan can TANDOĞAN: Ağaran şafak; şafakta doğan TANDOĞDU: Şafak vakti doğmuş olan TANEL: Eli ile ışık getiren TANER: Şafak gibi parlayan TANERCAN: Şafak gibi güzel ve can yiğit TANERK: Şafak gücü; güçlü şafak TANFER: Tan vakti TANGÜÇ: Şafak gücü TANHAN: Şafak kağan TANIL: Herkesçe bilinme, tanınma TANJU: Çince imparator, tanrı TANKUT: Şafak sevinci TANKUTLU: Uğurlu şafak, kutlu şafak TANSEV: Şafağı seven kimse TANSOY: Şafak gibi güzel soydan kimse TANTÜRK: Şafak gibi Türk TANUĞUR: Şafak vaktinin uğuru TANVER: Işık saç TANYER: Şafağın doğduğu yer TANYU: Hakan, kağan, hükümdar; Çinliler’in eskiden Türk hakanlarına
verdiği unvan TANYUALP: Yiğit kağan TANYUTEKİN: Biricik kağan, yiğit şehzade TANYÜCEL: Şafak vakti yüce ol TANZER: Altın rengindeki şafak TARAN: Tarla, geniş toprak, geniş yer TARCAN: Ayrıcalıklı dost TARDU: Armağan, hediye TARHAN: Soylu kimse, bey varsıl kimse TARIK: Sabah yıldızı TARKAN: Ayrıcalıklı, saygın TAŞAR: Kabına sığmaz, coşar, coşkun TAŞCAN: Taş gibi TAŞDEMİR: Taş ve demir gibi kimse TAŞEL: Sert elli TAŞER: Taş gibi sert yiğit TAŞKAN: Taş gibi sağlam bir kandan gelen TAŞKIN: Çoşun sular gibi hareketli kişi TAŞKINER: Kabına sığmayan yiğit, coşkun yiğit TAŞTAN: Taş gibi, taştan yapılmış gibi sağlam, taştan yapılmış TAŞTEKİN: Taştan yapılmış ve biricik olan; taş gibi sağlam şehzade TATAR: Bir Türk kavmi TAYANÇ: Dayanma gücü; sırdaş TAYBARS: Yavru pars TAYCAN: Genç ve güçlü kimse, tay canlı TAYFUN: Şiddetli rüzgar TAYFUR: Bir küçük kuş cinsi TAYGAN: Eşsiz, biricik TAYGUN: Çocuk genç TAYGUNER: Genç yiğit TAYİP: İyi, hoş, güzel TAYKUT: Genç ve kutlu, uğurlu TAYLAN: İnce, kibar, uzun boylu TAYLANER: Uzun boylu ve yakışıklı yiğit TAYMAN: Genç TAYTİMUR: Genç demir TAYYAR: Uçan, uçucu TAYYİB: İyi, hoş çok temiz TECER: Becerikli TEKALP: Biricik yiğit, tek yiğit TEKANT: Biricik yemin, tek yemin TEKCAN: Biricik sevgili TEKİN: Uslu, uğurlu, tek TEKİN ALP: Şehzade, yiğit TEKİNALP: Biricik yiğit; yiğit, şehzade TEKİNER: Biricik yiğit TEZKİNSOY: Biricik soydan, biricik soy TEKİZ: Bir tek iz; ikiden azız, biriz TEKOK: Bir ok TEKOL: Biricik olasın TEKSOY: Biricik soy TEMEL: Asıl olan, önemli TEOMAN: Duman TERİM: Kavram TEVFİK: Başarıya ulaştırma TEVHİT: Allah’ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma TEYFİK: Uygun duruma getirme, Tanrı’nın yardımına kavuşma TEZALP: Aceleci yiğit, tez canlı yiğit TEZEREN: Çabuk yetişen TEZOK: Çabuk giden ok TEZOL: Elini çabuk tut TINAZ: Ot, saman; savrulmaya hazır ekin TİBET: Çin'in batısında özerk bir bölge TİMUÇİN: Sağlam, demir gibi TİMUR: Türk- Moğol imparatoru TİMURCAN: Demir can TİMURHAN: Demir han, sert kağan TİMURKAN: Demir kan TİMURLENK: Timurlar hanedanının kurucusu ve ilk hükümdar. TİMURTAŞ: Demir taş TOKCAN: Doymuş kimse TOKER: Gözü gönlü tok yiğit TOKTAMIŞ: Bir yerde yerleşik oturan TOKTAŞ: Tok gözlü ve taş gibi TOKTİMUR: Tok gözlü ve demir gibi; sağlam demir TOKYAY: Tok gözlü ve yay gibi çevik TOLAY: Topluluk cemiyet TOLGAHAN: Güçlü lider TOLGAY: Etraf, çevre TOLUN: Dolgun, dolun, bedir TOLUNAY: Dolunay, tam ay TOLUNBAY: Dolgun ve zengin TONGUÇ: İlk çocuk; çocuk TORALP: Eğitilmemiş, toy yiğit TORAMAN: Sonradan ortaya çıkan, sonradan türeyen; tombul, iri yapılı TOROS: Güneydeki dağ sırası TORUN: Bir kimseye göre çocuğun çocuğu TOYCAN: Deneysiz genç, toy kimse, genç insan TOYGAR: Çayır kuşu TÖREHAN: Görgülü er, mert, yiğit TUAL: Resim yapmak için kullanılan çerçeveli bez zemin TUFAN: Çok ağır yağmur TUGAY: Bir askeri birlik TUGBERK: Göklerin hakimi TUĞ: Tepe tüyü TUĞALP: Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit TUĞBAY: tugay idare eden general anlamında TUĞBERK: Göklerin hakimi TUĞER: Tuğlu yiğit TUĞFAN: Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında
bırakan şiddetli yağmur TUĞKAN: Türkçe kökenli bir erkek ismi olup, "Soyu savaşçı olan kimse."
manasına gelmektedir TUĞLAN: Sorguç sahibi ol TUĞLU: Şımarık TUĞRA: Padişah mühürü TUĞRAB: Topraktan gelen kişi TUĞRUL: Yırtıcı bir kuş TUĞSAN: Tuğuyla ünlü olmuş kimse TUĞTEKİN: Tuğlu şehzade TUNAHAN: Tuna nehri kenarında yaşayan son Osmanlı hükümdarına erilen son
ad TUNCA: Bir nehir adı TUNCAL: Al renkli tunç TUNCALP: Tunç gibi yiğit, tunç yiğit TUNCEL: Tunç gibi el TUNCER: Tunç gibi er TUNÇ: Bir metal karışımı TUNÇASLAN: Tunçtan yapılmış aslan, tunç gibi sağlam, aslan gibi güçlü TUNÇAY: Tunç renkli ay TUNÇBAY: Tunç gibi sağlam ve zengin kimse TUNÇBİLEK: Tunçtan yapılmış bilek TUNÇOK: Tunçtan yapılmış ok TUNÇSOY: Sağlam soy, güçlü soy, tunç gibi soy TUNÇTÜRK: Tunç gibi Türk TUNGA: Güçlü, yiğit, rütbe TURA: Tuğra, Kalkan, siper TURAB: Hz Ali'nin lakaplarından biri TURAÇ: Keklik türünden, eti yenen bir av kuşu TURAL: Yaşamak TURAN: Dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke TURAY: Tur ay TURGUT: Konut TURHAN: Onurlu kişi TURNA: Göçmen bir kuş TUTUNÇ: Tutunulacak şey TUYAN: Zengin, besili TUYGAN: Duyumsayan, duygulu, duyan TUYGUN: Duyumsayan, duygulu TÜKEL: Bütün TÜMER: Her şeyi ile yiğit kişi TÜMHAN: Tam bir kağan gibi olan kimse TÜMKAN: Soylu kan, tam kan TÜMTÜRK: Her şeyiyle Türk, tam Türk TÜRKALP: Yiğit Türk TÜRKASLAN: Aslan Türk TÜRKAY: Ay gibi parlayan Türk TÜRKCAN: Can Türk, sevgili Türk TÜRKDOĞAN: Türk doğmuş olan TÜRKDOĞDU: Türk olarak doğmuş olan TÜRKER: Türk erkeği TÜRKEŞ: Orhun yazıtlarında söz konusu edilen bir kahraman adı TÜRKKAN: Türk soylu TÜRKMEN: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse TÜRKNOYAN: Türk başkomutanı TÜRKÖZ: Özü Türk olan TÜRKSAN: Sanı Türk olan, Türk sanlı TÜZÜNALP: Düzgün yiğit, doğru yiğit
U ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
UBEYDULLAH: Allah'ın kulu, kölesi UCA: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez UCAER: Yüce, yiğit, erişilmez yiğit UCATEKİN: Erişilmez ve tek olan, yüce ve tek; yüce şehzade UÇAN: Kanatlarını açarak yükselen, havada yol alan UÇANAY: Gökte uçan Ay gibi olan kimse UÇANOK: Uçarak giden ok UÇANTEKİN: Kanatlı şehzade UÇANTÜRK: Havada yükselen Türk UÇARER: Kanatlarını açarak havada yol alan yiğit, uçar gibi giden yiğit UÇHAN: Uç ilde hüküm süren han UÇKUN: Uçmaya düşkün, uçmayı çok seven; anasınca uçmaya alıştırılan yavru
kuş UÇMAN: Uçucu, yerinde duramayan UFUKAY: Ufuktaki ay UĞURAL: Uğur sahibi ol UĞURALP: Uğurlu yiğit UĞURATA: Uğurlu baba, uğur getiren ata UĞURCAN: Uğur getiren, uğurlu kimse UĞUREL: Uğurlu el, uğurlu kimse UĞUROL: Kut getir, uğurlu ol UĞURTAY: Uğur getiren, uğurlu genç UĞUT: Baygın, kuru, solgun; bol buğday ULAÇ: Bağlayıcı, bağlayan ULAM: Sürekli, kesintisiz ULAŞ: Amacına, hedefin erişme ULU: Yüce, büyük ULUALP: Yüce yiğit, ulu yiğit ULUANT: Kutsal ant, büyük yemin ULUBAY: Yüce ve zengin kimse ULUBERK: Sağlam, kuvvetli ve yüce kişi ULUBEY: Saygın, değerli ULUÇ: Büyük Türk denizcisi ULUÇHAN: Altınordu Devleti hanlarından biri ULUER: Yüce yiğit, seçkin yiğit ULUĞ: Büyük, yüksek, gururlu ULUĞTEKİN: Yüce şehzade ULUHAN: Yüce kağan ULUKUT: Büyük ve kutsal kimse ULUM: Büyük , gösterişli ULUNAY: Yüce ay, büyük ay ULUÖZ: Yüce kimse, seçkin kimse ULUSOY: Yüce bir soydan gelen kimse, yüce soylu ya da soy ULUŞAHİN: Seçkin, erişilmez yücelikte ve şahin gibi kişi ULUŞAN: Yüce, seçkin ad; yüce ün ULUTAN: Yüce tan ULUTEKİN: Yüce ve tek; yüce şehzade ULUTÜRK: Seçkin Türk, yüce Türk ULVİ: Yüce, yüksek UMAÇ: Amaç, umut UMAN: Olması istenilen bir şeyin olmasını dileyen, bekleyen UMMAN: Engin deniz, okyanus UMUR: Görgü, tecrübe UMURALP: Görgülü, bilgili yiğit UMUTLU: Umudu olan kimse UNGAN: Doğru yolda olan URAL: Asya'da bir sıra dağ URAM: Büyük cadde, mahalle URAS: Saadet, mutluluk USAME: Bir arslan cinsinin adı, sahabe ismi USLUER: Akıllı yiğit USMAN: Uslu, akıllı kişi USSAL: Akla uygun olan, akla yatan UTKAN: Ateşli kan, od kan UYANIŞ: Uykunun bitmesi, yeni bir hayat UYAR: Uysal UYARALP: İsteğe göre davranan yiğit, uysal yiğit UYGUNER: Yakışır, yaraşır, yiğit; yararlı, işe yarar kimse UYGURALP: Uygur yiğidi UYTUN: Kutlu, kutsal UZ: Usta, işe yatkın, becerikli UZALP: Becerikli yiğit UZBAY: Becerikli ve zengin UZCAN: Becerikli kimse UZEL: Usta el, becerikli el, işe yatkın el UZER: Becerikli yiğit UZGÖR: Geleceği görme, uzağı görme UZGÖREN: Uzağı gören, geleceği gören UZHAN: Becerikli kağan, Oğuzhan UZMAN: Belli bir işte veya konuda beceri, görüş ve bilgisi olan kimse UZMEN: Usta kişi, becerikli kişi UZTEKİN: Becerikli ve tek; becerikli şehzade UZTÜRK: Becerikli Türk
Ü ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÜÇER: Üç yiğit ÜLGENER: Yüce, yiğit, sağlam yiğit ÜLKÜMEN: Amaç sahibi kişi, ülkücü ÜMİT: Umut, umma, bekleme ÜMİTALP: Umutlu yiğit ÜMİTAY: Umutlu ay ÜMİTCAN: Umutlu, hayırlı dost ÜMİTHAN: Umut bekleyen hükümdar ÜMİTKAN: Umut bağlanan ÜMMET: Toplum, topluluk ÜNAL: Ün almakla ilgili ÜNALAN: Ünlenmiş kişi, iyi ad sahibi ÜNALP: Ünlü yiğit ÜNDOĞAN: Ünlü doğmuş kimse ÜNER: Ünlü yiğit ÜNKAYA: Tanınmış ve kaya gibi kimse ÜNLEN: Herkesçe tanınma dileği ÜNLER: Yüksek sesle bağıran ÜNLÜER: Tanınmış, ünlü ÜNOL: Ünlü olma ÜNSAÇ: Her yana ününü duyurma ÜNSAN: Ünlü ve sanlı ÜNSAY: Tanınıp sayılma ÜNSEVER: Ünlü olmayı seven ÜNSOY: Tanınmış soy, ünlü soy ÜNTÜRK: Tanınmış Türk, ünlü Türk ÜNÜGÖR: Çok tanınmış, ünlenmiş, ünü yaygın ve çok ÜNÜVAR: Herkesçe tanınır, ünlü ÜRKMEZ: Korkmaz ÜSTER: Baş olan yiğit ÜSTOL: Üstün olma ÜSTÜNEL: Güçlü el, iyi nitelikli el ÜSTÜNER: Güçlü yiğit, iyi nitelikli yiğit ÜVEYS: Arzu eden, isteyen ÜZEYİR: Kuran-ı Kerim'de geçen bir isim
V ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
VAHA: Çöl ortasında sulak ve yeşillik yer VAHAN: Kalkan, siper VAHAP: Çok bağışlayan, ihsan edici VAHDET: Bir ve tek olma VAHDİ: Bir ve tek olmayla ilgili VAHİD: Yalnız, tek VAHİT: Tek, bir VAKKAS: Okçu, savaşçı VARAN: Giden, varan VARGIN: Giden, varan VARLIK: Zenginlik VAROL: Varlığını sürdürme VASIF: Ayırıcı özellik VECDET: Zenginlik, coşku VECDİ: Coşkunlukla, vecd ile ilgili VECİHİ: Soylu, asil VEDAT: Sevgi, dostluk VEFA: Sözünde durma VEFİK: Arkadaş, yoldaş VEHBİ: Allah vergisi, doğuştan olan VELİ: Sahip, sorumlu VERGİN: Verici, özverili, sevgi dolu VEYİS: Yoksul, muhtaç VEYSEL: Garibanlık VEYSİ: Fakir, muhtaç VOLKAN: Yanardağ VURAL: Vurup almakla ilgili VURGUN: Tutkun, aşık; dip sarhoşluğu
Y ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
YAFES: Hz. Nuh'un üçüncü oğludur YAĞIZ: Yiğit; esmer YAĞIZALP: Esmer, yiğit, karayağız yiğit YAĞIZER: Esmer, yiğit, karayağız yiğit YAĞIZTAY: Esmer, yiğit genç YAĞIZTEKİN: Esmer ve biricik YAHYA: 'Allah lütufkardır" anlamında YAKIN: Uzak olmayan YAKUP: Bir Peygamber adı YALAZALP: Yalım gibi yiğit YALÇIN: Sarp, sert, düz olmayan YALÇINER: Sarp yiğit YALÇINKAYA: Çıkılması güç, dik, büyük ve kaygan kaya YALGI: Büyü, sihir; yalnız YALGIN: Serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek YALIM: Alev, ateş YALIN: Sade, çıplak, katışıksız YALINALP: Gösterişsiz kahraman YALINAY: Bulutsuz gecedeki ay YALINÇ: İçine başka bir şey karıştırılmamış, saf
YALKIN: Yalnız, tek başına; ince, zayıf YALMAN: Dik, sert, eğik; kesici alet ucu YALTIRAY: Parlak ışık saçan ay YALVAÇ: Peygamber gibi YAMAN: Şiddetli, öfkeli, cesur, korkutan YAMANER: İşbilir yiğit, becerikli yiğit YAMANÖZ: Becerikli kimse, işbilir kimse, yaman kimse YAMANSOY: İşbilir bir soydan gelen YASER: Varlık, zenginlik YASİN: Kuran-ı Kerimde bir surenin adı YASİR: Sol tarafa giden YAVER: Emir subayı YAVUZ: İyi, güzel, iyi huylu YAVUZALP: Korkusuz yiğit, yaman yiğit YAVUZCAN: Yürekli, korkusuz kimse YAVUZER: Korkusuz yiğit, yaman yiğit YAVUZHAN: Güçlü, kuvvetli, cesur hükümdar YAVUZSOY: Korkusuz soydan gelen kimse YAZGAN: Yazar, yazan YEKBUN: Tek olmak, birleşmek YELER: Rüzgar gibi yiğit YELTEKİN: Rüzgar gibi ve tek olan YENAL: Galip gelme YENGİ: Üstün gelme, yenme, utku, zafer YETİŞ: Zor zamanların insanı YETKİN: Becerili, olgun YETKİNER: Yetişkin yiğit, olgunlaşmış yiğit YILDIR: Işıklı , parlak YILDIRALP: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit YILDIRAY: Parlayan ay YILDIRER: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit YILDIRIM: Işıklı ve sesli bir doğa olayı YILMAZ: Vazgeçmeyen kişi, kararlı YİĞİT: Cesur, savaşçı YİĞİTALP: Yiğitler yiğidi, erler eri YİĞİTCAN: Güçlü ve yürekli kimse YİĞİTEFE: Cesur, yürekli YİĞİTER: Güçlü ve yürekli erkek YİĞİTHAN: Yiğit, cesur hakan YOLAÇ: Çığır açma YOLDAŞ: Aynı yoldan giden, arkadaş YÖNDER: Yön gösteren, önder YÖRÜK: Göçebe bir Türkmen oymağı ve bu oymaktan olan kimse YULA: Meşale, ışık YUNUS: Bir peygamber adı; bir memeli canlı YURDAER: Yurtsever, kahraman YURDAHAN: Yurda kağan olan kimse YURDAIŞIK: Yurda ışık olan kimse YURDAL: Kendine yurt edinme YURDUN: Yurda ait olan YUSUF: Yakışıklı, güzel YUSUF Efdal: Yakışıklı, güzel, daha üstün, erdemli YUŞA: Bir peygamber adı, Hz. Musa'nın yeğeni YÜCEALP: Büyük, ulaşılmaz ve ulu yiğit YÜCEER: Ulu yiğit, ulaşılmaz yiğit YÜCESAN: Ulaşılmaz soy, ulu isim YÜCESOY: Ulaşılmaz soy, ulu soy YÜCETEKİN: Ulu ve biricik, ulu şehzade YÜŞA: Tarihte, Peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa
Z ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ZABİT: Deniz subayı ZAFER: Başarı, utku, galip ZAHİD: Dinen yasak olan şeylerden sakınan ZAHİR: Parlak ZAHİT: Dini yasaklardan kaçan ZAKİR: Zikreden, dua eden ZAL: Mitolojik bir savaşçı ZEKAİ: Zeka ile ilgili ZEKERİYA: Erkek ZEKİ: Akıllı, anlayışlı ZEYNEL: Süslü, dikkat çeken ZEYNİ: Süslü ZEYREK: Akıllı, uyanık, anlayışlı Zeytun: Arapça zeytin ZİHNİ: Akılla ilgili ZİKRİ: Zikirle ilgili, zikreden ZİNAR: Kaya ZİYA: Işık, aydınlık ZOBU: İriyarı, delikanlı, hovarda ZORLU: Dayanıklı, yenilmez ZUHURİ: Orta oyununda bir karakter ZÜBEYİR: Yazılı olan ZÜBEYR: Yazılı küçük kitap ZÜLFİKAR: Hz. Alinin kılıcı ZÜLFÜ: Zülfikarla ilgili ZÜLFÜKAR: Hz. Alinin kılıcı ZÜLKÜF: Makam sahibi ZÜMER: Kuran-ı Kerim'in 39. suresi ZÜRAP: Toprağa atılan tohumun yeşermesi