Hardaliye Tarifi, Nasıl Yapılır?
Hardaliye (Kırklareli'ne özgü özel bir içecek)
Kırklarelinde, ezilmiş hardal tohumu ve benzoik asit ilave edilerek kırmızı üzüm ya da kırmızı üzüm suyundan laktik asit fermentasyonu ile üretilen, kendine özgü hoş bir tat ve kokuya sahip, beğenilerek tüketilen alkolsüz bir içeceğimizdir.
Kırklarelinde geleneksel hardaliye yapımı; bağ bozumunun başladığı Ekim, Kasım aylarında yeterli olgunluğa ulaşan Papazkarası, Pamit, Cardinal, Alphonse, Cabarnet, Merlot, Cinsaut, Şiraz ve Öküzgözü cinsi üzümlerden üretilir.
Üzümler toplanıp yıkanır ve salkımından ayrılır. Ezildikten sonra alt kısmından 10 cm yükseklikte musluğu bulunan meşe ağacından yapılma fıçılara 1 kat ezilmiş üzüm, bir kat ezilmiş siyah hardal tohumu ve benzoik asit ilave edilir. (Miktar: 1 kg. üzüm + 2 gr siyah hardal tohumu + 1 gr benzoik asit) Siyah hardal tohumu, ürüne adını verdiği gibi aroma da vermektedir. Ayrıca ürünün muhafaza edilerek şaraplaşmamasını sağlar. Üzümlerin arasına vişne yaprağı da ilave edildiği olur. Biraz kabarma payı bırakılarak doldurulan fıçının üzeri hafif açık bırakılır. Fermantasyon başlangıcından sonra 1 gün arayla üzüm suyu musluktan alınıp üst kısmından tekrar fıçıya dökülür. Oda sıcaklığında 7-10 gün bekletilerek fermantasyonu sağlanır. Bu süre 20 güne kadar uzatılabilir. Bu sürenin sonunda şişelenerek taze olarak tüketilebileceği gibi soğukta muhafaza edilirse 3 yıla kadar bekletilip içilebilir.
20 Aralık 1930 tarihinde İlimizi ziyaret eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, hardaliyeden içmiş, çok beğenmiş ve Kırklareli halkından milli bir içecek haline getirilmesini istemiştir.
Hardaliye, üzümden üretilmesi ve fermente bir ürün olması nedeniyle besleyici değeri oldukça yüksektir. Hardaliyenin hammaddesi flavonoidler ve fitokimyasallar açısından zengin olan üzüm ve üzüm suyudur. Flavonoidler, kanser engelleyici radikaller olarak çalışır. Kanser hücrelerini istila ederler ve hücre bölünme proseslerini durdurarak hastalıklara karşı doğal bir savunma mekanizması sağlarlar. Flavonoidler kanser hücrelerini bloke etmenin yanında antioksidan olarak görev alarak kalp hastalıklarını azaltmakta ve kan damarlarına zarar veren oluşumları önleyerek kalp krizlerini engellemektedir.