Batı Nil Virüsü Nedir, Batı Nil Virüsü Hakkında Herşey
BATI NİL VİRÜSÜ NEDİR?
İlk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil bölgesinde bir insandan izole edilen
bir virüs. 45-50 mm büyüklüğündeki bu virüs Flaviviridae familyasının Flavivirus
cinsine ait. Bu virüsün ana rezervuar (taşıyıcısı) kuşlar. Bu kuşlardan kan emen
özellikle sivrisinek ve keneler bu virüsü alarak insana ve diğer bazı memelilere
taşıyor.
Hastalığın Seyri
Virüsün bulaştığı kişilerde çoğu kez hiçbir belirti ve bulgu olmaz. Genellikle kişiler farkına bile varmazlar. Yaklaşık %20 oranında ise Batı Nil ateşi adı verilen, hafif bir enfeksiyon gelişir ve tam iyileşme gerçekleşir. Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde Batı Nil virüsü çok ciddi olabilir ve beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliğini çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya yol açabilir. Virüse yakalananların yaklaşık %1'inden daha azında şiddetli hastalık görülmektedir ve az sayıda vakada Batı Nil virüsü ölümcül olabilir.
Batı Nil ateşinin yaygın olarak görülen belirtileri ve semptomları şunları içerir:
Ateş
Baş ağrısı
Kas ağrıları
İştah kaybı
Bulantı, kusma ve ishal
Ciltte kızarıklık
Lenf bezlerinin şişmesi
Coğrafi Dağılım
Batı Nil virüsü, Afrika’da 1930’ların sonunda ortaya çıkmıştır. O zamandan bu yana Asya, Avrupa, Orta Doğu ile Kuzey ve Güney Amerika’da yayılmıştır. Birleşik Devletler’de Batı Nil virüsü ilk olarak 1999 yılındaki Doğu Kıyısı salgını ile görülmüştür ama şu anda virüs ülkenin tamamında görülmektedir. Sivrisineklerin virüs taşıdığı bölgelere gitmek veya o bölgelerde yaşamak (özellikle Doğu Kıyısında ve Orta Batı’da) Batı Nil virüsüne yakalanma riskini artırmaktadır. Öte yandan, örneğin Arizona gibi çöl bölgeleri de dahil olmak üzere birbirine bitişik 48 eyalette Batı Nil virüsüne rastlandığı bildirilmiştir.
Yolcular için Risk
Ilıman bölgelerde Batı Nil virüsü, ilkbahar sonlarında başlayan, yaz sonlarında doruk ve sonbahar başlarında (genellikle Ağustos ve Eylül aylarında) doruğa ulaşan bir mevsimsel kalıp izlemektedir. Güney iklimlerinde yaşayan insanlar, bütün bir yıl boyunca enfeksiyona yakalanma riski ile karşı karşıyadır.
Hangi ülkelerde görülüyor ve nasıl yayılıyor?
Cezayir, Fas, Romanya, Fransa, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Tunus, Rusya, İsrail’de
görüldü. Amerika’da is New York şehrinde 1999 yılında 62 vaka ile başlamış ve
hızla diğer eyaletlere yayıldı. Başladığı yıl New York, New Jersey ve
Connecticut’ eyaletlerinde 7 insan, 6 at ve yüzlerce kuş öldü. Bunlar göçmen
kuşlarla yayılabildiği gibi uçak içinde ve eşyalar arasında da taşınabiliyor.
İnsandan insana geçiş nasıl oluyor?
Nadir de olsa kan ve organ nakli, hamile kadından bebeğine, süt emziren anneden
bebeğine geçebiliyor.
Isırıktan sonra belirtiler ne zaman başlıyor?
Belirtiler 2-15 gün içinde çıkıyor ama genel olarak kuluçka süresi 1-6 gün.
Bu virüse karşı aşı var mı?
Atlar için aşı geliştirildi ama insan, köpek, vs. için bir aşı henüz yok.
50 YAŞ VE ÜZERİ İLE ORTA YAŞ TEHDİT ALTINDA
Ulaşoğlu hastalık hakkında farklı bilgiler verdi:
* Vakalar izlendiğinde 50 yaş ve çok üzeri yaş grubu dağılımı mevcut. Manisa’da
genç değil de orta yaş üstü insanların hastalanması dikkat çekici. Yine de tüm
yaş grubu insanlar dikkat etmeli. Örneğin Amerika’da farklı yaş grubunda
(örneğin 6 yaş) nadirde olsa vakalar vardır.
* Bu virüse özgü spesifik belirtisi yok. Ani başlayan ateş, kas ağrısı, bulantı,
yorgunluk, halsizlik, kızarıklık, kusma, ishal, nörolojik problemler, hafıza
kaybı. Koma, lenf bezlerinde şişme, boyun tutulması, oryantasyon bozukluğu,
birbirine karıştırma durumu, menenjit görülebilir.
* Amerika’da 21 farklı sivrisinek türünün taşıdığı tespit edildi. Özellikle
‘Culex pipiens’ çok önemli vektör olarak öne çıkmaktadır. Özellikle bu
sivrisinek türünün kan emmek için kuşları tercih etmesi de önemli bir faktör.
ALINABİLECEK ÖNLEMLER
* Arazinizde biriken kutular, plastik kaplar, seramik saksılar ya da benzer su
biriktirmiş kapları atın yada içerisinde biriken suları çok sık bekletmeden
düzenli dökün. Saksı alt tabağında su birikintisi olmadığından emin olun yada
delikli alt tabak kullanın. Bitkilerle kaplanmış kapları gözden kaçırmayın.
* Özellikle yapraklar vs. olukları tıkayabilir. Tıkanan çatı oluklarını yıllık
olarak temizleyin. Çatı olukları genelde göz ardı edilir ancak bu alanlarda her
mevsim milyonlarca sivrisinek üreyebilir.
* Plastik seyyar havuzları kullanmadığınızda ters çevirin. Düzenli olarak
kullanılmayan bir seyyar havuz sivrisinek yuvası haline gelir.
* El arabalarını ters çevirin ve kuş kablarında suların durgun halde birikmesini
önleyin. Aksi takdirde, sivrisinekler için ideal üreme ortamı oluşur. Kuş
kabları ve seyyar havuzlardaki suları her hafta değiştirin.
* Çöp kutusu, branda ve suyu biriktiren kap ve oyuncaklardaki suları boşaltın.
* Evcil hayvan ve büyükbaş hayvan su teknelerindeki suyu haftada iki kez
değiştirin.
* Kapların altında su birikmeyecek şekilde delikler açın ya da suları tahliye
edin.
* Açılan kapı ve pencerelere sineklik yapılmalıdır; hatta Amerika’da bahçeli
evlerde ana giriş kapısına yapılan ikinci kapının yarısı sinekliktir. İnsanlar
daha çok bu kapıyı kullanmaktadır. Sineklik yaptırırken boşluk kalmadığına
dikkat ediniz. Sürgülü modeller uygudur. Fırçalı olanlar çabuk bozulabilir. Buna
rağmen fırçalı olacaksa sıfır oturmalıdır ve hiç gözenek kalmamalı.
* Hem kene hem de sivrisineği aynı anda kovan repellent kullanılmalı.
* Sineklerin aktif olduğu saatlerde dışarı çıkmayın.
* Bahçede ölü kuş görülürse çıplak elle dokunulmamalıdır. Eldiven ile iki ayrı
kalın poşete koyarak ana çöpe atılmalıdır. Eldiven çamaşır suyu ile dezenfekte
edilmelidir.
* Bahçede kuru yaprak, birikmiş çalılıklar toplanıp, atılmalı.
* Komşularında aynı tedbirleri almasını sağlanmalıç
* Riskli alanlarda açık renkli, mümkün olduğunca kapalı giysiler giyilmeli.
* Bahçe düzenlenirken su birikintisi olacak düzenlemelerden kaçınılmalı.