Türk Toplumunda Yardımlaşma ve Yardım Kuruluşları
Türk Toplumunda Yardımlaşma ve Yardım Kuruluşları
Dinimiz, insanlara yararlı olmamızı ister ve müslümanlara hayırlı işler yapmayı tavsiye eder.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de, «Hayır işleyiniz ki kurtuluşa eresiniz» (140) buyurarak bizi hayır işlemeye çağırmış, Peygamber Efendimiz de «İnsanların en hayırlısı, insanlara yararlı olanıdır.» (141) buyurmuştur.
Kur'an-ı Kerim'in bu çağrısına ve Peygamberimizin tavsiyelerine uyan müslümanlar İslâm'ın ilk yıllarından itibaren hayır işlerinde yarışmışlar ve insanlığa hizmet veren pek çok kuruluş meydana getirmişlerdir.
Bu kuruluşlardan biri de vakıflardır.
Vakıf, Allah rızası için malını insanların hizmetine vermektir. Vakıf, Allah rızası ve insan sevgisine dayanır. Böyle yüksek duygularla malını vafkfedenler, öldükten sonra da hayırla anılırlar ve yaptıkları fedâkârlığın mükâfatını ahirette fazlasıyla alırlar. Cami, okul, hastane, çeşme gibi insanlara yararlı eserler bırakanlar, hergün çok sayıda müslümanın duasını alırlar. İnsanların yararlanacağı bir eser yapan veya bunların yapılmasına yardım ederek katkıda bulunan kimse, öldükten sonra da manen yaşamaya devam eder, aradan yüzyıllar geçse de bu eserler ayakta kaldıkça defterine sürekli olarak sevap yazılır.
Nitekim Peygamberimiz şöyle buyuruyor: «İnsan ölünce amel defteri kapanır. Ancak şu üç şeyden dolayı kapanmayıp sevap yazılmasına devam edilir. (Bunlar:) Sadaka-ı cariye, (öldükten sonra devam eden hayırlı eser) yararlı bir ilim ve kendisine dua eden evlât» (142)
Bize hayır işlemeyi tavsiye eden Sevgili Peygamberimiz, ihtiyaç sahipleri için arazi vakfederek müslümanlara örnek olmuştur.
Peygamberimizin ve O'nun seçkin ashabının yolundan yürüyen müslümanlar, hayır hususunda birbirleri ile yarıştılar ve İslâm dünyasının her tarafında sayısız eserler meydana getirdiler.
Hayır işlemeyi kendisine şiar edinen ve tarih boyunca İslâm'a büyük hizmetlerde bulunan Türk milleti, vakıf konusunda da üstünlüğünü göstermiştir.
Türk Milleti özellikle, Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde, yurdun her tarafında;
- İbadet yerleri olarak câmiler, mescidler,
- Öğretim kurumları olarak, medreseler, okullar, kütüphaneler,
- Sağlık hizmetleri için, darüşşifalar (hastaneler),
- Yolcuların barınması ve dinlenmesi için kervansaraylar,
- Su ihtiyacının karşılanması için çeşmeler,
- Açlara, yoksullara, öğrencilere ve yolculara yemek dağıtmak için imaretler,
ve daha nice sayısız eserler meydana getirdiler ve insanların hizmetine sundular.
Vakıflar sosyal dayanışma kurumlarıdır. Özellikle bu kurumlarda fakir, yoksul ve kimsesizlerin korunması, İsâm'da insana verilen değeri gösterir.
Müslümanlıkta hayır anlayışı, insanlara hizmetle sınırlı değildir. Bu anlayış hayvanları da içine alacak kadar geniştir. Nitekim, sokakta dolaşan sahipsiz köpekleri doyurmak ve bölgeye gelen leyleklere yiyecek temin etmek için oluşturulan vakıflar bunun örneğidir. Sadece bu iki örnek, müslümanların hayvanlara karşı da nasıl bir davranış içinde olduğunu göstermektedir.
Günümüzde de gerek Türkiye'de, gerek yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız atalarına lâyık torunlar olduklarını ispat etmişler, başta câmiler olmak üzere pekçok hayır kuruluşu meydana getirmişlerdir. Bu eserleri yapanlar, elbette gelecek nesiller tarafından hayırla ve rahmetle anılacak, yaptıkları bu fedakârlıkların mükâfatı ahirette kendilerine kat kat fazlasıyla verilecektir.
Bu bilgi 3555 kez okunmuştur.