Türklerin İslâm'a Hizmetleri
Türklerin İslâm'a Hizmetleri
Türkler İslâm'a girdikten sonra bütün varlıkları ile İslâm'a hizmet ettiler, bu uğurda hiçbir fedakârlıktan çekinmediler.
Türk milletinin tarih boyunca İslâm dini'ne hizmetlerini üç maddede toplayabiliriz.
a) Türklerin İslâm'ın Dünyaya Yayılmasında Hizmetleri:
Araplardan sonra İslâm'ın dünyaya yayılması görevini Türkler üstlenmiş ve bunu başarı ile devam ettirmişlerdir. Türkler, doğuda Asya kıtasının birçok bölgelerinde İslâm dini'nin yayılmasına hizmet ettikten sonra batıya yöneldiler.
Büyük Türk hükümdarı Alparslan'ın 1071 tarihinde kazandığı Malazgirt zaferi, Türk ve İslâm tarihinin en önemli olaylarından biridir. Bu zafer, Anadolu'nun Türkleşmesini ve İslâmlaşmasını sağlamış, İslâm Dini'nin batıya doğru yayılmasını hızlandırmıştır.
İstanbul'un müslüman Türkler tarafından 1453 tarihinde fethedilmesi ile Türk milletinin önderliğinde yüzyıllarca sürecek olan İslâm'ın altın çağı başlamış oluyordu.
Türk milleti gittiği ülkelere İslâm medeniyetini, İslâm adaletini ve ahlâkını götürmüş. Türklerin idaresinde sadece müslümanlar değil, diğer dinlerde olan milletler de huzur ve güven içinde yaşamıştır.
b) Türklerin İslam'ın Korunmasında Hizmetleri:
Türkler, İslâmın iç ve dış düşmanlara karşı korunmasında büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.
İslâm'ı içten yıkmak isteyen ve bu amaçla müslümanlar arasında yanlış inançlar yaymaya ve bölücülük yapmaya çalışanlara karşı İslâmın temiz inançlarını korumuşlardır.
Bizanslıların Müslümanlara yaptığı saldırılara ve özellikle haçlı seferlerine karşı Türk milletinin kahramanca savaşması, İslâm ülkelerini çok büyük tehlikelerden kurtarmıştır. Büyük sel felaketleri gibi İslâm ülkelerine yönelen haçlı ordularını Türkler durdurmamış olsaydı, İslâm dünyası kendisini savunamayacak ve çok şey kaybedecekti.
İslâmın korunması gibi şerefli bir görevi yüce Allah Türk Milletine nasip etmiş, milletimiz de bu uğurda temiz kanını akıtarak, canını seve seve vererek görevini yerine getirmiştir
c) Türklerin İlim ve Medeniyette İslâm'a Hizmetleri:
Türlerin İslama hizmetleri bunlardan ibaret değildir. Türkler İslâm kültür ve medeniyetine önemli katkıda bulunmuş, ilimde, sanatta birçok eserler meydana getirmişlerdir.
-İşte İslâm dini'nin temiz inançlarının savunucusu ve İtikad'da Maturidi Mezhebinin kurucusu Ebû Mansur Maturidi,
- Dinimizde Kur'an-ı Kerim'den sonra en değerli eser olan, Peygamberimizin mübarek sözlerinin toplandığı ünlü "Sahih-i Buharı" kitabını meydana getiren Muhammed b. İsmail Buhari,
-Bizlere ölmez eserler bırakan büyük İslâm düşünürü ve bilgini İmam-ı Gazali;
-Gönüller sultanı Mevlâna Celaleddin-i Rumi.
Bunlar, Türk milletinin yetiştirdiği çok sayıda büyük din bilgininden sadece birkaçıdır.
Bizlere kütüphaneler dolusu çok kıymetli eserler bırakan ve adlarını burada sayamıyacağımız pek çok Türk bilgini vardır.
Türkler sadece din ilimlerinde değil, diğer ilim dallarında, teknikte ve müsbet ilimlerde de büyük ilerlemeler göstermiş, dünyaca ünlü bilim adamları yetiştirmiştir.
Büyük bir Türk bilgini olan İbni Sina'nın tıp alanında yazdığı kitaplar Avrupa'da yüzyıllarca okutulmuş, yine bir Türk bilgini olan Ebû Bekir Razi'nin eserleri bilim dünyasına ışık tutmuştur.
Tıp, fzik, kimya, matematik ve astronomi ilimlerine önemli katkılarda bulunan, birçok bilim dalının temellerini atarak dünyaya öncülük eden çok sayıda Türk bilgini yetişmiştir.
İslâm dünyasının her tarafını süsleyen, bugün bile çoğu ayakta duran sanat eserlerinin çoğu Türk mimarları tarafından yapılmıştır. İslâm dünyasında Sinan gibi bir mimar, Selimiye Camii gibi başka bir şaheser görmek mümkün değildir.
Ne yazık ki, müslümanlar çeşitli sebepler yüzünden kazandıkları başarıları devam ettiremediler. Şimdi bize düşen görev: dinimizin emirlerine uygun olarak çalışıp ilerlemek ve dünya milletleri arasında layık olduğumuz yeri almaktır.
İslâm tarihine baktığımız zaman açıkça görürüz ki, İslamın ilk devirlerinden sonra müslümanlığa büyük hizmetlerde bulunarak Allah'ın sevgisini kazanan millet, Türk Milleti olmuştur.
Kur'an-ı Kerim'de, gelecekte İslâm'a hizmet edecek olan millet hakkında şöyle buyuruluyor:
«Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah öyle bir millet getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; onlar mü'minlere karşı alçak gönüllüdürler, kâfirlere karşı onurlu ve güçlüdürler; Allah yolunda savaşırlar ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu ve ihsanı geniştir ve her şeyi bilendir.» (137)
Bu ayette, ileride İslâm'a hizmet edecek olan milletlerden birinin de Türk milleti olduğuna işaret edilmiştir.(138)
Peygamber Efendimiz de şu müjdeyi vermiştir:
«İstanbul elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır. Onu fetheden asker ne güzel askerdir.» (139)
İstanbul'un fethedilmesi, büyük Türk hükümdarı Fatih Sultan Mehmed ile onun kahraman askerine nasip olmuş ve böylece milletimiz Peygambermiin övgüsüne hak kazanmıştır.
Bu bilgi 19540 kez okunmuştur.