Yemede ve İçmede Ahlâk Kuralları
Yemede ve İçmede Ahlâk Kuralları
- Yiyecek ve içeceklerin helâl olması,
- Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak,
- Yemeğe başlarken "Bismillâh", yemek bitince de "El-Hamdülillâh" demek,
- Yemeği kendi önünden almak ve sağ el ile yemek,
- Lokmayı ağıza göre almak ve iyice çiğnedikten sonra yutmak,
- Lokma ağzında iken konuşmamak,
- Bir lokmayı yutmadıkça diğerini almamak,
- Yemeği soğutmak için, yemeğin içine üflememek,
- Su içerken bardağın içine nefes vermemek,
- Başkalarını tiksindirecek söz ve davranışlarda bulunmamak,
- Yemekte israf etmemek, tabağa yiyebileceği kadar yemek koymak ve koyduğu yemeği bitirmek,
- Toplu yemek yenirken herkes yemeği bitirmeden sofradan kalkmamak,
- Yemeğe önce büyüklerin başlaması,
- Sokaklarda yememek.
Yemek bitince şöyle dua edilir:
«Bizi yediren, içiren ve müslüman olarak yaratan Allah'a hamdolsun.»
İslâm Dininde Yiyilmesi ve İçilmesi Helâl ve Haram Olan Şeyler
Dinimiz, temiz ve yararlı olan şeylerin yenilmesi ve içilmesini helâl kılmış, zararlı, pis ve iğrenç olanları da haram kılmıştır. Müslüman yiyecek ve içeceklerine dikkat etmeli dinimizin yasakladığı şeylerden sakınmalıdır.
Yiyilmesi haram olan şeylerin hepsini burada saymıyacağız. Ancak bazılarını kısaca belirtmekle yetineceğiz.
Yiyilmesi haram olan şeylerden bazıları:
1- Leş: Kendiliğinden ölmüş hayvan,
2- Kan: Usulüne göre kesilen hayvanın vucudundan akan kan.
Dalak ve ciğer gibi organlarda kalan kan, akmış olmadığı için bu organlarla beraber yenir.
3- Domuz eti: Domuz etinin yenilmesi, dinimizce kesinlikle yasaktır. Domuz, pis olan gıdaları sevdiği için vucüdunda fazla miktarda mikrop bulunur. Bunların başında insan sağlığı için çok tehlikeli olan tirişin ve tenya gelir. Modern Tıp, domuz etinin birçok zararını tesbit etmiştir. Daha pek çok zararı ileride daha iyi anlaşılacaktır. Bilmemiz gereken şudur:
Domuz etini yemek haramdır. dinimizce yasaklanan şeylerde mutlaka birtakım zararlar ve henüz bilemediğimiz sebepler vardır. Eğer bunlar yararlı olsaydı bize bizden daha merhametli olan Allah, bunları yasaklamazdı.
Bizi yaratan ve yaşatan Allah'tır. O, bize bizden daha merhametlidir. Bize neyi emretmişse onda bizim yararımız vardır. Neyi yasaklamış ise zararlı olduğu için yasaklamıştır. Her geçen gün bunların zararları daha iyi anlaşılmaktadır.
Bu sebeple biz müslüman olarak dinimizin emrettiği şeyleri yapmak, yasakladığı şeylerden de sakınmak zorundayız.
4- Allah'tan başkası adına kesilen hayvan: Bir hayvan Allah'tan başkası adına kesilirse eti yenmez.
Allah, hayvanları da insanların yararlanması için yaratmıştır. Hayvanı keserken Allah'ın adını anmak yani besmele çekmek gerekir.
Kur'an-ı Kerimde yiyilmesi haram olan şeyler hakkında şöyle buyurulmaktadır:
«Allah size ancak ölüyü, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı...» (103)
İçilmesi haram olan şeyler:
1- İçki: Sarhoşluk veren içeceklere denir. Dinimiz sarhoşluk veren her türlü içkiyi haram kılmıştır.
Çoğu sarhoşluk veren alkollü içkilerin azını içmek de haramdır. Bu sebeple «Sarhoş olmayacak kadar az içersem yine haram olur mu?» denilemez.
Peygamberimiz bu konuda şöyle buyuruyor:
«Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.» (104)
İçkinin pek çok zararları olduğu bilinen bir gerçektir.
Dinimizin alkollü içkileri yasaklamış olması, bizim iyiliğimiz içindir. Müslüman, içkinin her çeşidinden mutlaka sakınmalı, kendisini içki içmeye teşvik edenlere aldanmamalıdır.
Yüce Allah, Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de içkinin kesinlikle haram olduğunu bildirmiş, (105) Peygamberimiz de «İçkiden sakının, çünkü o, bütün pisliklerin anasıdır.» (106) buyurarak içkinin pek çok kötülüğün doğmasına sebep olduğunu duyurmuştur.
İçkinin vucüdu tahrip ederek birçok hastalıklara sebep olduğu bilinen bir gerçektir.
Alkollü içkiler, zihni faaliyetleri durdurduğu için insan kendini kontrol edemez hale gelir. Ne yaptığının farkında olmaz, ne söylediğini bilemez. İçki birbiri ile dost olan arkadaşlar arasında tartışmalara ve kavgalara sebep olur. Sarhoşluk yüzünden çıkan kavgalar bazen cinayetle sonuçlanır. İçkili vasıta kullananların trafik kazası sonucunda ölüme gittiğini ve pek çok kişinin de ölümüne sebep olduğunu hemen her gün görüyoruz.
Evine sarhoş olarak gelen ve ailesi ile gereksiz yere tartışıp, evde huzursuzluk çıkaran, hanımını ve çocuklarını döven ve bu yüzden aile yuvasını yıkanların sayısı az değildir.
Dinimizin alkollü içkileri yasaklaması, hem kişilerin sağlığı, hem de aile ve toplumun huzuru bakımından çok yararlı olmuştur.
2- Uyuşturucu Maddeler: Dinimiz uyuşturucu maddelerin hangi yoldan olursa olsun vucüda alınmasını ve kullanılmasını haram kılmıştır.
Uyuşturucu maddeleri kullanmak, alkollü içkilerden daha çabuk tahribat yapmaktadır.
Bunları kullananların ne hale geldiklerini, nasıl acınılacak duruma düştüklerini görüyoruz. Beyaz zehir olarak adlandırılan uyuşturucu, insanlık için çok büyük bir tehlike halini almıştır. Bütün dünya bu ölüm tuzağı ile mücadele etmektedir.
Bir defa kullananın artık bundan kurtulması çok zordur. Onun için uyuşturucudan da, uyuşturucu kullanandan da mutlaka uzak durmak lâzımdır. Bunlara yaklaşmak ateşe atlamak kadar tehlikelidir. Uyuşturucu, en vahşi canavardan daha acımasızdır. İşte dinimiz, insanı perişan ederek çırpına çırpına can vermesine sebep olan uyuşturucuyu yasaklamakla insanlığı büyük bir tehlikeden kurtarmıştır.
Alkollü içkileri ve uyuşturucu maddeleri yasaklayan, insana ve insan sağlığına büyük değer veren bir dine mensup olduğumuz için Allah'a şükretmeliyiz.
Aman Bu Ölüm Tuzağına Dikkat!..
Dinimiz, insan sağlığına büyük önem vermiş, beden ve ruh sağlığımıza zarar veren şeylerin içilmesini, kullanılmasını ve hangi yoldan olursa olsun vücuda alınmasını haram kılmış, kesinlikle yasaklamıştır.
İnsanın, kendi vücudunu kendi elleriyle bile bile tahrip etmesi ne kadar acıdır.
«Bir kere kullanmakla bir şey olmaz» diyerek uyuşturucu kullanmaya başlayanların bir daha ondan kurtulması çok zordur. Çünkü bu, zehiri denemek demektir. Zehir ancak bir defa tecrübe edilir. İkinci tecrübesi yoktur. Zira ilk tecrübe ölümle sonuçlanır. Uyuşturucu da böyledir, tecrübe etmeye gelmez. Uyuşturucu kullanmaya başlayan artık geriye dönüşü olmayan tehlikeli bir yola girmiştir. Yolun sonunda ise acıklı bir ölüm vardır.
Öyle ise;
Ey anneler, babalar!
Çocuklarımıza sahip çıkalım. Onların kimlerle arkadaşlık ettiklerini, kimlerle oturup kalktıklarını ve nerelerde gezip dolaştıklarını takip edelim. Bizi ömür boyu evlat acısı ile kıvrandıracak olan bu felaketten çocuklarımızı mutlaka koruyalım.
"Benim çocuğum böyle şeyleri yapmaz" demeyelim. Çocuğumuz çok iyi olabilir, ona çok da güvenebiliriz. Ancak çocuklarımıza kurulan tuzaklardan haberimiz olmayabilir. Biricik yavrularımızın, şer odaklarının sinsi ve hain tuzaklarından etkilenmeyeceğini nasıl temin edebiliriz? Temin edemeyeceğimize göre bu konuda çok duyarlı ve tedbirli olmamız gerekir.
Uyuşturucu kullanmak; kendini göre göre uçurumdan aşağıya atmak, bile bile ölüme gitmektir. Uyuşturucu öyle bir tuzaktır ki ona yakalanan kişinin bir daha kurtulması çok zordur, hemen hemen imkânsızdır.
Bu sebeple, uyuşturucu tehlikesine karşı hep birlikte uyanık olmanın gereğini bir kere daha dile getirerek diyoruz ki;
En iyi tedbir, bu korkunç tuzağa hiç yaklaşmamak, bu acımasız canavarın pençesine düşmemektir. Bu beladan kurtulmanın tek ve kesin çaresi, onu hiç kullanmamaktır. Bunu sakın unutmayalım.
Biricik varlığımız olan gençlerimize sesleniyoruz:
Sevgili Gençler!...
Kendinizi düşünün.
Geleceğinizi düşünün.
Önünüzde güzel bir gelecek var.
Hayatınızın baharında kendinize yazık etmeyin.
Sizden hiç bir fedakarlığı esirgemeyen ailenizi düşünün.
Sizden büyük hizmetler bekleyen ülkenizi düşünün.
Ölümden sonraki ikinci ve sonsuz hayatı düşünün.
Dünyayı ve ahireti kendinize zindan etmeyin.
Sizden çok şey bekleyen milletimizi üzmeyin.
Gelin bu uyarılara kulak verelim.
Ve hep birlikte;
«Ölüm tuzağı uyuşturucuya kesinlikle hayır.» diyelim.
Bu bilgi 1993 kez okunmuştur.