İnanç ve İbadetlerin Ahlâkımıza Tesiri
İnanç ve İbadetlerin Ahlâkımıza Tesiri
Gerçek bir inanca sahip olan insan, bütün davranışlarının Allah tarafından görüldüğüne ve bunların görevli melekler tarafından da yazıldığına inanır. Dünyada yaptığı her iş ve davranışın kıyamet gününde kendisinden sorulacağını bilir. İyilik yapanların bunun mükâfatını göreceğine, kötülük edenlerin de cezasını çekeceğine kesinlikle inanır.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
«Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.» (91)
Bu inanç, insanı kötülüklerden uzaklaştırır ve iyilik yapmaya yöneltir. Kalbinde böyle bir inanç ve sorumluluk duygusu taşımayan kimselerden ise kendi çıkarları olmadıkça iyilik beklenmez, bunlar fırsat bulunca kendi çıkarları için her kötülüğü yapabilirler.
Halbuki kalbinde sağlam bir inanç taşıyan bir müslüman bütün davranışlarına dikkat eder. Kimseye kötülük yapmaz. Elinden geldiği kadar iyilik etmeye çalışır. İbadetler, hem kalbimizdeki imanı güçlendirir, hem de iyi ahlâklı olmamızı sağlar.
Beş vakit namaz, bize daima Allah'ı hatırlatır, her türlü çirkin davranışlardan vazgeçirir. Oruç, şefkat ve merhamet duygularını geliştirir, elimizi haramdan, dilimizi yalandan korur. Zekât cimrilikten kurtarır, başkalarına karşı iyilik ve yardımseverlik duygularını geliştirir, topluma faydalı bir insan haline getirir.
İnsanların çalıştığı iş kolları, kazanç yolları çeşitlidir. Çalışıp kazanmada dikkat edeceğimiz husus: Kazancımızı helâl yollardan sağlamak ve rızkımıza haram karıştırmamaktır.
Peygamber Efendimiz;
«İnsanın, malını nereden kazanıp nereye harcadığından kıyamet günü sorguya çekileceğini» (92) bildirmiş, kazancına haram karıştıranlar hakkında şu uyarıda bulunmuştur:
«Bir müslümanı aldatan, yahut zarar veren veya hile yapan bizden değildir.» (93)
Çalışıp kazanırken doğru hareket edenler için de şu müjdeyi vermiştir:
«Ticarette doğruluktan ayrılmayan kıyamet gününde Peygamberlerle beraber olacaktır.» (94) Doğruluk, müslümanlıkta çok önemli bir ahlâk kuralıdır. Müslümana yakışan, iş hayatında doğruluktan ayrılmamak, insanları aldatmaktan, karaborsacılıktan, kaçakçılığın her çeşidinden sakınmak, helâl ve temiz yollardan kazanmaktır.
İyi ahlâk sahibi insan, işini doğru yapar, kimseyi aldatmaz, hile ve dolandırıcılık yapmaz. Üzerine aldığı görevi hakkıyle yapar, hem kendisine, hem de çevresine yararlı olur.
Bu bilgi 1564 kez okunmuştur.